Ankara Life Dergisi

PANDEMİ BİTİYOR, ŞİMDİ DIŞARI ÇIKMA ZAMANI

Dermatolog Dr. Ümran Kale ve Dr. Fatoş Polat’ı Ankara Life Dergisi okurları her ay yazdıkları makalelerden ilgiyle takip ediyor. Ne de olsa onlar, tıp dünyasının en saygın hekimlerinden. Özellikle anti-aging işlemleri hakkında önemli çalışmaları var. Hal böyle olunca da çok sayıda hasta branşlarıyla alakalı sorularla geliyorlar. Bu aralar en sık yanıtladıkları soru da haliyle anti-aging işlemleri ve güneş koruyucular. Biz de şehrin en çok okunan yayını Ankara Life Dergisi olarak Dermatolog Dr. Ümran Kale ve Dr. Fatoş Polat’ı Next Level’daki ofislerinde ziyaret ettik. İki uzman hekim ‘şişelenmiş mucizelerin’ gerçekten işe yarayıp yaramadıklarını cevapladı…”

Fark etmişsinizdir; büyük cilt bakım markaları, cilde nem vermek, kırışıklıkları yumuşatmak ve cildi tazelemek için kremler üretmekle yetinmeyip, vitaminleri de piyasaya sürdü. Peki, bu cilt takviyeleri gerçekten de yaşlanmaya karşı girişilen savaşta sanıldığı kadar etkili birer silah mı? Dr. Fatoş Polat konuyla ilgili şöyle diyor: “Cildimizin sağlıklı kalabilmesi için doğru besin karışımı gereklidir. Fakat vitamin endüstrisiyle ilgili bazı şüphelerim olduğunu da belirtmek zorundayım. Hatta, etiketin üzerinde yazanlar hapın içinde olmadığı da sıklıkla karşılaştığımız bir durum. Öte yandan ilaçlara yönelik yaptırımlar ve denetimler, maalesef vitaminler için geçerli değil. Ayrıca piyasaya sürülen birçok ürünün ardında yeterli bilimsel çalışmanın olmadığı da camia tarafından biliniyor. Tabi ki bu durum her marka için geçerli değil. Sadece kullanacağınız ürünün güvenli olduğundan emin olunması için kesinlikle ve kesinlikle hekiminizin önerdiği markalar seçilmeli.”

Cilt sağlığımız için neden ekstra vitaminler kullanmalıyız?

Cildin yüzde 20’si epidermistir ve bu bölüm bizi çevresel faktörlerden koruyan bir kalkan gibidir. Yüzde 80’i ise dermis tabakasından oluşmakta. Cildimize sürdüğünüz kremler sadece üst tabakaya etki edebilir. Yani, dermis tabakasına kadar ulaşamaz. İşte bu yüzden cildin büyük bölümünü oluşturan epidermise etki etmek için vitamin takviyesi kullanmamız gerekiyor. Bir başka deyişle hem krem, hem de vitamin kullanarak cildin tamamına ulaşabiliriz.

Peki vitamin seçiminizi neye göre yapmalıyız?

Bu sorunuzun yanıtını vermeden önce muhakkak uzman hekiminize danışmanız gerektiğini belirtmem gerek. Zira hangi vitaminin cildinize daha iyi gelip etki edeceğini yalnız uzman doktorunuz bilir ve önerilen doz konusunda tek karar mercii hekiminiz olmalıdır.

Dr. Polat aşağıdaki bilgileri vermeden önce uyarıyor: “Vitamin takviyesi almadan evvel muhakkak uzman doktorunuzla görüşün. Beklenmedik yan etkiler oluşabilir. Örneğin, eğer kalp veya kolesterol ilacı kullanıyorsanız, bazı vitaminler bu ilaçların etki etmesini engelleyebilir.”

Cilde en çok hangi vitaminler iyi geliyor?

A Vitamini: Elastikiyeti, kolajen ve hyalüronik asit sentezini artıran çok önemli bir antioksidandır.

E Vitamini: Cildin nemli kalmasını sağlayan ve tahrişe karşı dayanıklılığını artıran etkili bir antioksidandır.

C Vitamini: Vücudu güneşin zararlı etkilerinden korur ve kolajen sentezini tetikler.

Biotin (B7 vitamini): Cildin kurumasını önler, saç ve tırnak sağlığı için son derece önemli bir maddedir.

Hangi antioksidanlar olmazsa olmazımız?

Koenzim Q10: Antioksidanlardan daha etkili bir şekilde faydalanmamızı sağlar.

Likopen: Hücrelerin daha sağlıklı olmalarını sağlar ve hücre fonksiyonlarını düzene sokar.

Omega Yağ Asitleri: Kuru ciltler üzerinde mükemmel bir etkisi vardır ve vücuttaki enflamasyonu azaltmaya yardımcı olur.

Nar Özü: Cildi güçlendirir ve çevresel faktörlere karşı daha dirençli olmasını sağlar.

Astaxanthin: Cilt elastikiyeti artırır.

Yeşil Çay: İçerdiği polyphenol sayesinde cildi güneş ışınlarının zararlı etkilerinden korur ve epidermisin kalınlaşmasını sağlar.

Kentin en prestijli yayını Ankara Life Dergisi’ne konuşan Dermatolog Dr. Ümran Kale, güneşin cildimize sandığımızdan çok daha fazla zarar verdiğini açıklıyor. Ne kadar çabuk önlem alınırsa o kadar sağlıklı ve genç bir cilde sahip olunacağını belirten Kale, güzel yaşlanmanın en önemli yolunun güneşin zararlı etkilerinden korunmak olduğunu dile getiriyor. Sadece yazın değil, kışın da güneşten korunmak gerektiğini sözlerine ekleyen Kale, “Önümüz ilkbahar. Yakında rüzgarlar başlar. Doktorunuzun önerdiği sıklıkta nemlendirici sürmeniz gerekiyor. Dışarı çıkmadan önce de güneşten koruyan bir güneş kremini ihmal etmemeniz gerekli” ifadesini, kullanıyor. Tüketicinin güneş koruyucusu seçiminde sıklıkla yanlış tercihte bulunduğunu da sözlerine ekleyen Dr. Kale, halkın güneş kremi seçerken sadece ‘30 faktör mü, 50 faktör mü diye düşünüyor’ diyor. Dr. Kale şöyle devam ediyor: “30 faktörün güneşten koruyucu özelliği yüzde 95 ise 50 faktörün koruyuculuğu yüzde 97’dir. Yani tamamen koruyan bir güneş kremi yoktur. Onun için kimyasallar yerine fiziksel koruyucuları tercih etmekte fayda var.”

Dermatolog Dr. Ümran Kale Ankara Life Dergisi’ne verdiği röportajda güneş ışıklarının sanıldığı kadar masum olmadığını söylüyor. “Uzun süren kışın ardından yazın cildin ışık görmesiyle cildimizin renkleri de açılır. Böylece ciltteki lekeler de görünmeye başlar. Güneşin mevsim normalleriyle paralel olarak şiddetini arttırdıkça renk üretmeye eğilimli olan ciltlerde daha sık lekeler görüleceğini de sözlerine ekleyen Dr. Kale, güneşin lekeleri tetiklediğini ve güneş ışıklarının sanıldığı kadar masum olmadığını sözlerine ekliyor. Hatta gölgede de olsa kuvvetli ışıkta da lekelenmelerin olabileceğini kaydeden Kale, “Çok az ışık bile yeterli olabiliyor. Ne kadar kaçınırsak kaçınalım mutlaka olacaktır. Olmasını engellemek için güneşin yoğun olduğu zamanlarda dışarıya çıkmaktan kaçınmamız gerekiyor” diyor.

Başkentin en çok okunan yayını Ankara Life Dergisi’ne konuşan Dermatolog Dr. Ümran Kale, güneşten korunmak için sadece krem ve benzeri ürünlerin yeterli olmayacağına dikkat çekerek, güneşli havada şapkanın yanında şemsiye de kullanmak gerektiğinin altını çizen Dr. Ümran Kale, fiziksel korumanın kimyasal korumadan daha önemli olduğunu sözlerine ekledi.

Dermatolog Dr. Ümran Kale, Ankara Life Dergisi’nin sorularını cevapladı:

Güneş kremi güneşten korunmak için yeterli değil mi?

Güneş kremleri genel olarak 15, 20, 30 faktör, 50 artı diye gidiyor. Daha önce faktör sayısında 60, 80, 90 diye kavramlar çıkmaya başlamıştı ancak Dünya Sağlık Örgütü bu kavramlar tüketiciyi yanılttığı için bir kısıtlama getirdiğini hatırlatmakta fayda var. Bu yüzden 50 artı ifadesi kullanılıyor. Yani güneş koruyucuları düşünürken güneş yanığından koruma ve lekeden koruma konusunda iki tercih yapılması gerekiyor. Yani bu sorunun yanıtını vermeden önce iki seçenekten birini tercih etmek gerekiyor.

Güneş yanıklarından nasıl korunuluır?

Güneş yanığından koruyacak olacak ultraviyole B, ışığın yakmasını, renk artışını önlemek için de özel kimyasal maddeler, ultraviyole A kremler kullanılmasını tavsiye ediyorum.

30 faktör mü, 50 mi?

Bize en sık gelen soru bu. Gerçekte 30 faktörün güneşten koruyucu özelliği yüzde 95 ise 50 faktörün koruyuculuğu yüzde 97’dir. Yani tamamen koruyan bir güneş kremi yoktur. Onun için fiziksel koruyucuların da kullanılmasını tavsiye ediyorum. Açıkçası ciltte renklenmenin önüne geçebilmek için ultraviyole A kremleri tercih edilebilir. Onların da 30 faktörlü olması yeterlidir. Türk toplumunun önemli bir kısmının deri tipi, iki ve üzeridir. Bundan dolayı sadece çok ciddi hastalığı olanlar 50 faktör kullanabilir.

Denizden sonra krem yenilenmeli mi?

Güneş kremi sürüldükten 30 dakika sonra koruyucu etkisini ortaya çıkarır. Dolayısıyla güneşe çıkmadan yarım saat sonra kremin sürülmüş olması gerekiyor. Bununla beraber sadece deniz sonrası değil, günlük olarak da kremleri iki saatte bir yenilenmelidir. Ayrıca bana en sık gelen sorulardan biri de makyajdan önce mi, sonra mı krem sürülmesiyle alakalı. Bu soruyu da önce kremin sürülmesi gerekiyor şeklinde yanıtlayabilirim.

Faktör sayısı yüksek kremlerin herhangi bir zararı var mı?

Kremlerin faktör sayısı arttıkça kullanılan kimyasalların da artıyor. Haliyle çok sayıda kimyasal da sürekli yüzünüzde kalıyor. Bu kimyasallar derideki sıyrıklardan da vücuda yayılıyor. Peki ne yapmak gerek? Kesinlikle ve kesinlikle dermatoloğunuza danışmadan krem kullanmamalı ve faktör seçiminde de yine aynı uzmanınıza danışmalısınız…

Güneşten korunmanın bir yaşı var mı?

Her ne kadar toplumda bebek ve çocuklara krem sürülmemesi gerektiği gibi bir algı görülse de hekim olarak bu görüşe katılmıyorum. Çünkü 40’lı yaşlarda daha sık görülen deri kanseri, çocuk yaşlarda aldığımız güneşin etkisiyle oluşuyor. O nedenle riskli yaş grubu elbette bebeklerdir.

Peki güneşlenmek sağlıklı mı?

Tabii ki hem sağlıklı hem de gerekli. Yeter ki önlemimizi alalım. D vitamini için güneşlenmek şart lakin belirli ölçüde olmalı. Güneş yanıklarına neden olmayacak şekilde güneşlenmek gerekiyor. Özellikle de bebekleri güneşe çıkarırken, kolunu bacağını gösterin ama mutlaka yüzünü, boynunu korumak gerek. Yüzümüz, kollarımız ve boynumuzun da sürekli güneş aldığı için erken yaşlandığını belirtmemde de fayda var…

Yorumlar

0 yorumlar