Ahmet Yiğit Arslan
“
Aslında rekabet, piyasa şartlarından dolayı maalesef bizim ilk önceliğimiz oldu. Lakin
tüketicinin istediği ürün ile bizim sunduğumuz ürün aynı ise rekabet olur, firmalar aldığı
ürünün aynı işlevi görüyor mantığıyla baktığı için çok haksız rekabet oluyor. Çünkü
ürünün hammaddesi, kalitesi ve verimliliği fiyatı doğrudan etkiliyor. Böylece rekabet makası
açılıyor, haksız rekabet oluyor. “
Ahmet Yiğit Arslan
Ahmet Yiğit Arslan kimdir?
1986 Ankara doğumluyum. 5 kardeşli bir ailenin en küçük üyesiyim. Aslen de Ankara’lıyım. Evli ve 2 çocuk babasıyım.
Firmanızın faaliyetlerinden bahseder misiniz?
Ahmet Arslan Yapı Malzemeleri, inşaat sektörünün kalbi olan Ulus/
Rüzgarlı sokaktadır. Alt yapı, üst yapı müteahhitlerine ve taşeronlarına mekanik tesisat malzemeleri satmaktadır. Dürüstlük ve güvenilirlik
şirketimizin temel yapı taşlarını oluşturmaktadır. Sektörün önde gelen
üretici firmalarıyla siz değerli müşterilerimize iyi fiyat ve kaliteli hizmet
vermek için omuz omuza yürümekteyiz.
Ankara’da sizin ürünlerinizi nerelerde görüyoruz? Kimlerle çalışıyorsunuz?
Aslında Ankara olarak kısıtlamak doğru değil Türkiye genelinde il ve
ilçelerine malzeme yollamaktayız. Çünkü devlet her il ve ilçede inşaat
ihaleleri açmaktadır. O yüzden o işleri alan müteahhit veya taşeron firmalarına malzeme yollamaktayız. Türkiye ve çevre ülkelerde bulunan
inşaatlara alt yapı – üst yapı boru ve ek parçaları, demir boru, kaynak
ve dişli fittings grupları, ısıtma gruplarıyla ilgili malzemeler, vitrifiye,
batarya, banyo aksesuarları malzemelerin satışını gerçekleştirmekteyiz.
Markalaşmanın rekabette önemi nedir?
Markalaşmak rekabette çok önemlidir. Markasız hiçbir şey yok. Markasız bir ayakkabı, bir araba, bir beyaz eşya var mı? Tabii ki yok. Hatta
benim çok ilginç ve bir o kadarda başarılı gördüğüm olay günlük hayatımızda kullandığımız evimizde arabamızda ofisimizde öyle ürünler var ki,
aslında ismi o olmamasına rağmen haklın diline, bilinçaltına yerleşmiş
durumda. Kişinin ya da firmanın markasını telaffuz ediyor çok güzel ve
başarılı bir şey… Başka bir firmanın ürününü de alsak diğer firmanın
markasını söyleyerek alıyoruz.
Tüketici beklentileri sürekli değişiklik gösteriyor. Bu değişim
sektörü nasıl etkiliyor? Bu değişim sürecinde siz kendinizi nerede görüyorsunuz?
Tüketici artık ne istediğini biliyor. Artık insanlar paralarının da kıymetini biliyor. Öte yandan çağımızın en olmazsa olmazı internet. Artık alınacak olan ürün araştırılıp, ürünün koduna, markasına, cinsine bakılıp
bilgi sahibi olunuyor. Yani yetişmek çok zor ama iş ilk önce fabrikalara
düşüyor biz alım satım yaptığımız için bizde tüketicinin isteği doğrultusunda fabrikalara dönüş yapıp isteklerimizi söylüyoruz tabi onlarda ArGe çalışmalarını sürekli devam ettiriyorlar.
Rekabet noktasında ürün ve fiyatta farklılaşma stratejinizi nasıl
belirliyorsunuz?
Aslında rekabet, piyasa şartlarından dolayı maalesef bizim ilk önceliğimiz oldu. Lakin tüketicinin istediği ürün ile bizim sunduğumuz ürün
aynı ise rekabet olur, firmalar aldığı ürünün aynı işlevi görüyor mantığıyla baktığı için çok haksız rekabet oluyor. Çünkü ürünün hammaddesi,
kalitesi ve verimliliği fiyatı doğrudan etkiliyor. Böylece rekabet makası
açılıyor, haksız rekabet oluyor.
Yorumlar
0 yorumlar