Ankara Life Dergisi

Alman Alzheimer Akademi’de Emin Ellerdesiniz

Almanya’da bir Türk… Medikal-Ekonomist ve Bilişsel Eğitim Uzmanı olarak sürdürdüğü hayatında babasına Alzheimer teşhisi konması üzerine yolunu Demans alanında çalışmalar yapma yönüne çevirmiş ve Demans-Denge Modeli’nin tasarımcısı olmuş Mefküre Ülker. Aynı zamanda Türk Alzheimer Derneği’nin de kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı. Almanya’da Türk hastaların ve hasta yakınlarının yaşadığı mağduriyet üzerine çıktığı bu yolda bugün Türkiye’de Alman Alzheimer Akademi ile hastalara ve hasta yakınlarına destek olan Ülker, aynı zamanda bu alanda eğitimler de veriyor.

Mefküre Hanım, Alman Alzheimer Akademi neler yapıyor?
Alman Alzheimer Akademi olarak faaliyetlerimizi üç alanda toplayabiliriz. Bunlardan ilki adımızdan da anlaşılabileceği gibi eğitim. Eğitimlerimizin hedef kitlesini bakım alanında çalışan bireyler, kurumlar ve aile yakınları oluşturuyor. Öncelikli amacımız ise özellikle Alzheimer ve Demans konusunda uzmanlaşmış, profesyonel bakım elemanları yetiştirmek. Bu şekilde kişilere yeni bir kariyer imkânı da sunuyoruz. Alzheimer Yaşam Koçluğu, Demans Uzmanlığı, Bütünleyici Validasyon Eğitmenliği bunlardan bazıları. Aynı zamanda meslek çalışanlarının yanı sıra aile yakınlarının da yararlanabileceği Demans hastaları ile etkili iletişim ve Aroma Terapi gibi eğitimlerimiz de mevcut. Bu eğitimlerin tümü alanında uzman eğitmenler tarafından sunuluyor.

Bir diğer faaliyet alanımız bakım. Alzheimer ve Demans hastalarına yönelik sistemli, profesyonel bir evde bakım hizmeti sunuyoruz. Bakım elemanlarımız eğitimli, sertifikalı ve kültürel değerlere duyarlı kişilerden seçiliyor. Kişiye özel olarak planladığımız, kurumumuz ve aile tarafından sürekli takip edilen bir bakım modeli sunuyoruz. Bu model sayesinde hastanın ajitasyonlarını azaltmayı, hastalığın hızlı ilerleyişini yavaşlatmayı ve olası büyük çaplı bilişsel kayıpların önüne geçmeyi hedefliyor ve sağlıyoruz. Bu aynı zamanda hasta yakını için de oldukça yararlı zira kişiler kendilerine, hobilerine ve sosyal yaşamlarına zaman ayırabiliyor ve söz konusu psikolojik yükten biraz olsun kurtulabiliyorlar.

Konuyu biraz açalım, demans nedir?
Demans diğer adıyla bunama, sahip olduğumuz zihinsel işlevlerin kaybı, bilişsel faaliyetlerde azalma anlamına gelmektedir. Demansın en yaygın görülen türü Alzheimer’dır. Bunun yanı sıra demansa yol açan 200’e yakın hastalıktan söz edilebilir. Damar tıkanıklıklarına bağlı, travma ve inmelere bağlı demanslar yaşanabilir. Bunlar Vasküler Demans, Levy cisimcikli Demans, Frontotemporal Demans, Parkinson Demans gibi isimlerle adlandırılmaktadır. Demans, yaşlanmanın doğal bir sonucu değildir. Yaşlanma ile birlikte Demansa yakalanma riski artar ancak sıklıkla Demansın sebebi çeşitli hastalıklardan kaynaklanmaktadır. Birtakım psikolojik rahatsızlıklar, kazalar veya sağlıksız yaşam tarzı Demansa yol açabilir. Demans kendini sıklıkla hafıza problemleri, kelimeleri bulmada güçlük, hesap yapmada güçlük, kavrama ve yön bulma güçlükleri gibi semptomlarla gösterir. Günlük yaşam kalitesini olumsuz etkilemeyen tarzda unutkanlıklar normaldir. Ancak unutkanlıklarınız yaşam kalitenizi olumsuz etkileyecek boyutlardaysa bir uzmana başvurmanızda yarar var.

Demansın belirtileri nelerdir, hasta yakınları hangi durumlarda doktora başvurmalılar?
Demansın belirtileri genellikle erken evrelerde fark edilmeyebiliyor. Zira yaşlanma ile demans arasında pozitif bir korelasyon olduğundan demans belirtileri sıklıkla yaşlanmaya bağlı doğal bir durum olarak görülüp göz ardı edilebiliyor. Ancak en yaygın belirtilerinden biri hafızaya ilişkin problemler.

İsimleri ve eşyaların yerini unutma/karıştırma en sık gözlenen semptomlardan biridir. Yol ve yön duygusunun kaybedilmesi en çok karşılaşılan bulgulardan bir diğeridir. Kişi dışarı çıktığında bir an nereye gitmekte olduğunu unutabilir, evinin yolunu hatırlamayabilir, o an orada neden bulunduğunu dahi unutabilir. Kolay hesapları dahi yapamaz, çıkarımlar yapmakta zorlanır. Düzenli cümleler kurmakta, sorulara yanıt vermekte güçlük gözlenir. Eşyaların yerini karıştırabilir; örneğin terliklerini ayakkabı dolabı yerine buzdolabına koyabilir ve ardından elbette koyduğu yeri hatırlamayacaktır. İsimleri unutma ya da karıştırma yine sık gözlenen semptomlardandır. İlerleyen evrelerde halüsinasyonlar, paranoyalar ve ajitasyonlar görülebilir. Tabi ki söylediğimiz gibi Demansın farklı türleri bulunmakta. Dolayısıyla hastalığa sebep olan etkene bağlı olarak görülen semptomlar değişkenlik gösterebilir. Örneğin Frontotemporal Demans kişinin sosyal davranışlarını olumsuz etkilediğinden kişi istemsizce ahlaki olmayan aşırı tavırlar sergilemeye başlayabilir, ancak başlangıçta sıraladığımız semptomlar ortak olarak görülebilir. Bizce özellikle birey unutmaya bağlı nedenlerle günlük yaşamında ve rutin işlerini yerine getirmekte zorlanıyorsa mutlaka bir doktora görünmelidir.

Bunun yanında eğer ailenizde daha önce Demans öyküsü varsa, stresli bir yaşam tarzınız varsa, yaşın da bir risk faktörü olabileceği düşünülerek periyodik olarak nörolojik kontrollerin yapılması önemlidir. Zira birinci evre başlangıcında bilişsel bozulma çok az olduğundan hastalık fark edilmeyebilir. Her hastalıkta olduğu gibi Demans hastalığında da erken teşhis oldukça önemlidir.
Demans hastalarının ve yakınlarının yaşadıkları zorluklar nelerdir?
Demans hastasının bakımı oldukça zordur. Buradaki en önemli etken ne yazık ki ülkemizde profesyonel bakım veren kurumların olmayışı. Bu durum sebebiyle sıklıkla eşler ve çocuklar Demans hastası kişilerin bakımını üstleniyorlar. Dolayısıyla bakım vermekle yükümlü olan aile bireyi neredeyse tüm hayatını ve zamanını hasta kişiye adamak zorunda kalıyor zira Demans veya Alzheimer hastalığı neredeyse 7/24 yoğun bir bakım sürecini gerektiriyor.

Kişinin yalnız kalması çeşitli kazalara sebep olabileceği gibi hastalığın ilerleme sürecini de hızlandırmaktadır. Bu alanda az önce sözünü ettiğimiz üzere profesyonel bakım sağlayan kurumların olmayışı hasta yakınlarının bu süreçte bakımı tek başına üstlenmelerine ve ne yazık ki bu hastalıkla ellerindeki sınırlı imkanlarla mücadele etmelerini gerektirmektedir. Bu da başta bakımı üstlenen kişi olmak üzere aile yakınlarını hem psikolojik hem de finansal açıdan tüketmektedir.

Bizim sunduğumuz bakım hizmetleri ile amacımız hasta yakınlarının bu sorumluluğunu paylaşarak üzerlerindeki yükü hafifletmek ve kendilerine de vakit ayırabilmelerini, nefes alabilmelerini sağlamak.

Demans hastaları için ayrıca evde bakım hizmetleriniz var. Süreç nasıl işliyor, size başvururken neler yapılmalı?
Bakım sisteminin stratejisinin oluşturulması ve planlanması süreci tamamen aile ve hasta ile yaptığımız görüşmeler ve analizler neticesinde gerçekleşen bir süreç. Öncelikle tabi aile yakınları bizlere başvuruyor. Bu başvuruları e-mail veya telefon aracılığıyla gerçekleştirebilirler. Ardından planlanan gün ve saatte ailenin yaşamakta olduğu eve sosyolog ve psikolog arkadaşlarımızla beraber bir ziyaret gerçekleştiriyoruz. Bu sosyal inceleme aşamasında hem hastanın hem de ailenin içinde bulunduğu mevcut koşulları ölçüyor, analiz ediyor ve değerlendiriyoruz.

Ardından hasta ve yakınları ile bir biyografi çalışması yaparak kişisel bir bakım planının ilk adımını gerçekleştiriyoruz. Ardından bakım stratejisi dahilinde uygun bulduğumuz Alzheimer Yaşam Koçumuz bakım vermek amacıyla hastanın evinde göreve başlıyor. Haftanın belirlenen günleri tam zamanlı olarak hastaya uygun planlanmış bir bakım programı eşliğinde evde bakım hizmetimizi gerçekleştiriyoruz.
Bu sistem sayesinde hem hasta hem de hasta yakınının fayda sağlaması hedefleniyor.

Bütün bunların yanında Alzheimer bakımı ile ilgili eğitimleriniz de mevcut. Ayrıca bu konuda sertifikalandırma da yapıyorsunuz. Eğitimleriniz ve süreç hakkında bilgi verir misiniz?
Evet, Alzheimer ve Demans konularında çeşitli eğitimler veriyoruz. Bu eğitimlerin temel amacı bu alanda çalışan ya da çalışacak uzman bireylerin yetiştirilmesi. Eğitimlerimiz hasta yakınları, sağlık çalışanları ya da bu alanda kariyer edinmek isteyen tüm bireyleri içeriyor. Tüm eğitimlerimiz sertifikalıdır. Bu sayede bireyler aldıkları sertifikalarla çeşitli bakım kurumlarında ya da hastanelerde çalışabilirler.

Bunun yanı sıra eğitim verdiğimiz bireyleri eğer arzu ederlerse kendi bünyemizde de bakım elemanı olarak istihdam ediyoruz. Zira eğitim vermediğimiz herhangi bir personeli bakım alanında özellikle istihdam etmemeye özen gösteriyoruz. Alzheimer Yaşam Koçluğu, Demans Uzmanı, Bütünleyici Validasyon eğitmenliği gibi bireysel eğitimlerin yanı sıra, Bakımda Dokümantasyon, Biyografi Yöntemi ve Bazal Stimülasyon gibi eğitimlerimizi bakım alanında hizmet veren kurumlara da sunuyoruz.

Akademi olarak 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü’nde Demans ve Alzheimer hakkında bir seminer verdiniz. Seminerleriniz devam edecek mi?
Evet, bu alandaki seminerlerimiz devam edecek. Bu seminerleri sahip olduğumuz sivil toplum örgütü olmanın bilinci içerisinde sosyal sorumluluk bilinciyle gerçekleştiriyoruz. Amacımız halkımızın Alzheimer ve Demans konularında bilinçlenmesi ve bilgilenmesi. Hasta yakınları özellikle bu konuda yeni bilgilere ve desteğe çok ihtiyaç duyuyorlar. Amacımız hem bu alandaki yanlış bilgilenmeyi önleyerek önemli bir açığı kapatmak hem de hizmetlerimizi tüm Türkiye’ye tanıtmak.

2015 yılında Türk Alzheimer Derneği’ni kurdunuz ve Alman Alzheimer Akademi olarak 2019 Ocak ayından itibaren Ankara’dasınız. Türkiye’ye gelmeniz neden bu kadar uzun sürdü?
Aslına bakarsanız kuruluşumuz 2019 yılı başı itibariyle olmasa da öncesinde yaklaşık bir yıl süren fizibilite ve araştırma sürecinin ardından Alman Alzheimer Akademi kurulmuş oldu. Bunun sebebi benim uzun yıllardır Almanya’da iş yapıyor olmamdan dolayı Türkiye pazarına girmeden önce sağlam bir araştırma sürecinin gerekliliğine inanmamdı. Zira çalışacağınız alanla ilgili yeterli bilgiye sahip değilseniz, hizmet sunacağınız kitlenin ihtiyaçları hakkında bilgi sahibi değilseniz ne yazık ki başarıyı yakalamanız çok zor. Bu sebeple uzun bir araştırma ve değerlendirme sürecinin ardından başlama kararı aldık. Nitekim Türkiye’de özellikle hasta yakınlarının bu tür hizmetlere olan ihtiyacının gerekliliğini bu süreçte daha iyi anlamış olduk.

Şu anda sadece Anakara’dasınız. Şubeleşmeyi düşünüyor musunuz?
Şubeleşmeyi düşünüyoruz. Özellikle İstanbul ve İzmir gibi nüfus yoğunluğunun fazla olduğu illerimizden bu alanda çok sayıda da talep alıyoruz. Pilot il olarak Ankara seçildi ancak ilerleyen dönemlerde söz ettiğim illerde de çalışmalarımıza başlayacağız.

Hedefimiz, ilerleyen yıllarda daha çok şube ile daha fazla sayıda insana ulaşabilmek ve destek olabilmek. Çünkü Alzheimer alanında çalışmak ticari kaygıların ötesinde büyük bir sabır, kararlılık ve inanç da gerektiriyor. Gerektiği noktada aile yakınlarının acılarına, dertlerine ortak olmanızı gerektiği noktada konuya bilimsel açılardan yaklaşmayı gerektiriyor. Biz de işimizi büyük bir disiplin ve sevgiyle yapıyoruz. Bu sayede başarıya ulaşacağımızı umuyorum.

Yorumlar

0 yorumlar