Ankara Life Dergisi

Bir Diş Hekimi Olarak Toplumda Kadının Yeri

Mesleğe ilk atıldığım yıllarda eşini bana getirirken, “Ben kadın diş hekimine diş çektirmem” diyen erkek hastalar tanımıştım. O zamanlar gençliğin ve tecrübesizliğin etkisiyle çok üzülmüştüm. Fakat o günlerden bugünlere toplumsal cinsiyet eşitliği yolunda tüm dünyada önemli adımlar atıldı ve kadınlar her alanda daha görünür hale geldi. Diş hekimliği gibi bilimin, sağlığın ve sanatın iç içe olduğu mesleklerde kadınların sayısının giderek artması da bu ilerlemenin bir sonucuydu. Bu sonuçsa, önceleri erkek egemen sayılmış bu mesleğin kendi içinde gelişip ilerlemesinin de yolunu açtı. Çünkü diş hekimliğinin gereksindiği, detaylara önem verme, ince motor becerileri, empati ve güçlü iletişim kurma gibi yetenekler, kadınların zaten sosyal olarak teşvik edildiği ve doğal bir biçimde gelişkin olduğu yeteneklerdi.

Gerçekten de kadın diş hekimleri hastalarıyla ilişkilerinde benzersiz yaklaşımlar geliştirebilirler. Empati ve iletişim becerileri, hastalarla güçlü bağlar kurmalarına ve onların ihtiyaç ve endişelerine duyarlı olmalarına yardımcı olur. Bu da hasta memnuniyeti ve tedavi başarısı açısından önemli bir avantaj sağlar. Kadın diş hekimleri özelindeki bütün bu kazanımlarsa sonrasında diş hekimliğinin ve insan sağlığının kendi kazanımlarına dönüşür.

Son yıllarda, Türkiye’deki diş hekimliği fakültelerinde kadın öğrencilerin sayısında gözle görülür bir artış yaşanıyor. Yapılan araştırmalarda, diş hekimliği fakültelerinde kadın öğrencilerin oranının %60’ı aştığı görülüyor. Ancak, mesleki pratikte ve üst düzey pozisyonlarda kadınların oranı, eğitimdeki kadar yüksek olmayabilir. Bu durum, kadınların kariyer ilerlemelerinde karşılaştıkları engelleri ve cam tavan sendromunu akıllara getiriyor.

Türkiye’de kadın diş hekimlerinin kariyer yolları, bazen aile ve iş hayatını dengeleme zorlukları, iş yerinde cinsiyetçi yaklaşımlar ve yeterli mesleki destek eksikliği gibi engellerle de karşılaşabilir. Bu tür zorluklar, kadınların mesleki gelişimlerini ve liderlik rollerine yükselmelerini sınırlayabiliyor. Bu nedenle, mesleki dernekler ve eğitim kurumları tarafından kadın diş hekimlerine yönelik mentorluk programları, ağ oluşturma etkinlikleri, çalışma saatlerinin esnekleştirilmesi, çocuk bakımı olanaklarının sağlanması, profesyonel gelişim fırsatlarının artırılması ve mesleki derneklerle sağlık kurumlarının kadın diş hekimlerini destekleyici politikaları teşvik etmesi büyük önem taşıyor. Çünkü kadın diş hekimleri, toplumda kadının yerini güçlendiren ve gelecek nesillere ilham veren önemli figürler. Bu alanda kadınların karşılaştığı zorlukların üstesinden gelmek ve daha fazla fırsat yaratmak, toplumun tüm kesimlerinin ortak sorumluluğunda.

Kadın diş hekimlerinin artan varlığı, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinde de önemli bir yere sahip. Bu, genç kızların bilim ve sağlık alanlarında kariyer yapmaları için cesaret verici bir örnek oluştururken, toplumun genelinde cinsiyet rolleri hakkındaki olumsuz algıların ve ayrımların değişmesine de katkıda bulunacaktır. Bütün bunların sonucunda kazanan ise bilim olacaktır, insan sağlığı ve insanın kendisi olacaktır.

 

Yorumlar

0 yorumlar