Ankara Life Dergisi

’Bu yazı iğneyi iş güvenliği uzmanlarına çuvaldızı iş güvenliği duayenlerine batırma yazısıdır.’’

İşçi sağlığı ve iş güvenliği disiplininin bir bölümünün hukuk ile bağlantılı olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Kanun, yönetmelikler ve tebliğler iş güvenliği profesyonelleri tarafından neredeyse ezbere biliniyor ve hukuki yönergeler sahada uygulanmaya çalışılıyor. İşin mühendislik, kontrol ve diğer işleyişlerini de düşünürsek “evrak hazırlamak” iş güvenliği profesyonelleri için çok önemli bir hal alıyor. Bazen durum öyle bir noktaya geliyor ki iş güvenliği profesyoneli, dosyaların arasından sıyrılıp asli görevi olan saha faaliyetlerini gerçekleştiremiyor. Bu durum işin özünün kaçırıldığını gösteriyor. Ancak, daha da önemlisi İşçi sağlığı ve İş güvenliği faaliyetlerinin “evrak hazırlama” eylemine evrilme durumu had safhaya gelmiş durumdadır.

Bu durumun nedenlerini gözlemlediğimizde ortaya çarpıcı bir tez çıkmakta ve konu evrak – vicdan eksenine kadar genişlemektedir. Gözlemlediğimiz şudur ki: 6331 sayılı kanun öncesi iş güvenliği sektörü içinde olan (onların tanımıyla) ve İşçi sağlığı ve İş güvenliği duayenleri veya Devlet yapısında “İş Güvenliği” temelini anlayamamış genelde danışmanlık yapan büyükler veya Hukuksal Kanun koyucular, yeni iş güvenliği profesyonellerini “evrak” ile korkutuyor, terbiye etmeye çalışıp evrak üzerine yoğunlaşmaya zorluyor. (Bu duruma Bakanlık yetkilileri de çanak tutuyor). Oysa İşçi sağlığı ve İş güvenliği her şeyden önce bir kültür ve sosyal sorumluluk ağırlıklı bir meslektir.

Alın size güzel ülkemiz adına bir iş güvenliği çatlağı daha.

Sevgili evrak duayenleri, bir işyerine girdiklerinde orada işçileri değil evrakları olmayan işçileri görüyorlar. Evrakları tamamlanan bir işçi onlar için iş sağlığı ve güvenliği açısından mükemmel bir işçi oluveriyor ve o saatten sonra her sorun evrakla çözülebilir oluyor. Mesela, yüksekte çalışma kurallarına uymayan işçilere evraklar imzalatılması onlar için yeterli; ya da paraşüt tipi emniyet kemeri ile ilgili ayrıntıları meşhur “kişisel koruyucu zimmet formuna” işlediniz mi çalışanlar onların gözünde uçmayı öğrenmiş oluyor. Bakınız eğer yazının içinde belirtmeseydim bu yazdıklarımı, prim gününden uzman (ki genellikle kendilerini Kaf dağında görenler çoğunlukta), yeni mesleğe başlamış, acemi iş güvenliği profesyonelleri yapıyor zannederdiniz. Sizler de çok iyi biliyorsunuz ki bazı “gerçek” iş güvenliği profesyonelleri öncellikle vicdanlarını yanlarından eksik etmiyorlar.

İş güvenliği duayenlerinden hukuksal açıdan çok şey öğreniyoruz ancak “işin özü” mahkeme karşısında aklanmak mıdır? Böyle bir meslek tanımı olabilir mi? Aman ceza almayayım uzmanı, savcı hangi evrakları ister uzmanı, kendimi ve şirketimi tazminattan hangi evrakla kurtarırım uzmanı, işçilere şunu imzalatayım da öldüklerinde tazminat vermeyelim uzmanı… Bakınız iş güvenliği uzmanlarının hukuki olarak da görevleri ve sorumlulukları 6331 SK. da açık ve sarih olarak belirtilmiştir. Ama burası çok önemli, her mesleğin hukuki görevleri ve sorumlulukları vardır! Bir doktor ameliyat öncesinde hastasına evrakları imzalatıp ameliyatta, “Nasılsa evrakları tamam ölse de savcıya veririm kurtulurum” diye düşünüyor mu?

İşin özü en basit anlamıyla kimsenin canının yanmamasıdır. Tecrübesinden teknik olarak faydalanabileceğimiz büyükler bazı sosyolojik nedenlerden ve ülkemiz adalet sisteminin işleyişinden dolayı korkuyla “evrak” konusuna vurgu yapsalar da, asıl olan HAYATTIR… Evet, kimse önemsiz gibi görünen bir A4 yüzünden hukuksal acılar çekmek istemez, çekmeyelim de zaten. Bürokratik bir iş yapmadığımızı anımsayıp işin bilim kısmını merak edelim yeter. Mühendislik, psikoloji, eğitim, sosyoloji, tıp ve adalet iş sağlığı ve güvenliği için temel unsurlarımız olmalı. Yoksa bilirkişi raporuna “Düşeceğini bilecek yaştaydı.” yazıp kafanızı rahatça yastığa koyabilirsiniz.

Birçok dinamiğin hâkim olduğu iş güvenliği disiplininde, profesyonellerin akıl ve vicdan ile hareket etmesi çok önemli. Teknik olarak bizleri aydınlatan çok değerli hocalarımız bu yazıyı üzerlerine alınmasınlar tabii ki ama yine de hepimiz için böyle bir bakış açısı sorunu var, el birliğiyle çözelim.

Yorumlar

0 yorumlar