Ankara Life Dergisi

Burak Bey herkesin bir başarı hikayesi vardır. Sizin başarı hikayeniz nedir?

Başarının azimle ve akıllıca çalışmanın bir sonucu olduğuna inanıyorum. Ayrıca bana göre başarı göreceli bir kavram. İnsanların tatmin noktası farklıdır. Bu nedenle başarı düzeyi kişiden kişiye değişiyor. Evet ben başarılı olduğumu düşünüyorum çünkü böyle düşünmemi gerektirecek kendimce birçok sebebim var. Hayatımın her döneminde hedeflerim oldu, sabah kalktığımda bir planımın olmadığı günüm hiç olmadı, küçük yaşlarda bile. Mesela daha ortaokul öğrencisiyim, sırf arabasıyla birkaç tur atabilmek için amcamın inşaatında çalışan emekçilere saatlerce yardım ederdim. Çalışmaya o kadar kendimi kaptırır, o kadar faydalı olmaya gayret ederdim ki günün sonunda yevmiyeyi bile hakkederdim. İşte o zamanlar anladım insan, hedefe yönelik gayretli çalışmayla istediği bir çok şeyi yapabilir.  Özellikle liseyi bitirdiğim yaz tatile gitme isteğim beni yeni iş arayışlarına yöneltti. Okul takımlarında sporla geçen lise hayatım sayesinde Çankaya Belediyesi’nin İncek Sosyal Tesisleri’nde fitness antrenör yardımcılığı pozisyonu için başvurdum. Hiç deneyimin olmamasına rağmen görüşmede, beni bugüne getiren kendimi ifade edebilme kabiliyetimi kullanarak işi kaptım. Ve sadece tatil parası biriktirmek için  başladığım bu serüvene yaklaşık 13 yıldır devam ediyorum

Benimkisi işini severek yapmak klişesinden, çok daha başka, çok daha özel. Yaptığım her işi çok bağlanarak ve benimseyerek yapıyorum. Saatleri saymadan, haftasonuna odaklanmadan sonucun vermiş olduğu hazla çalışmak belki de beni bulunduğum kişi yapıyor.

Dört kişilik bir ailenin küçük oğlu, dereceyle ODTÜ Elektrik-elektroniği kazanmış bir ağabeyin kardeşiyim. Benim okul hayatım hiç o kadar yıldızlı pekiyili falan olmadı.  Ayrancı Anadolu Lisesinden nerdeyse sonunculukla mezun oldum.  Gazi Üniversitesi Muhasebe Bölümü’nü kazandım. Bir taraftan fitness eğitmeni olarak çalışmaya devam ettim. Okul bitti ama muhasebe işinin çok da bana göre bir iş olmadığına karar verdim. O yıl Gazi Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü’nü kazandım ve ikinci üniversite eğitimime başladım. Okulla beraber 4 yıl , Dİrlik İnşaat’ta ihale sorumlusu olarak çalıştım ama artık beni o kadar heyecanlandırmıyordu bu iş ;  tazelenmem, yenilenmem lazımdı.  Arayışlarım bir fırsat olarak önüme çıktı ve ABD’nin Wisconsin eyaletine  çalışmaya gittim. Gerçekten çok güzel bir deneyimdi. ABD dönüşünde okuduğum okulla ilgili çalışmalar yapmak üzere Limak Lara ve Kaya Belek gibi otellerde çalıştım. Turizm sekötürünün insan ilişkleri ve iletişim yönü  beni tatmin ediyordu ancak tümüyle ele alınca potansiyelime ulaşamayacağımı anladım ve tekrar başa döndüm. Sonrası, belki de hayatımın dönüm noktası olan  BOB GYM spor salonunda Personal Coach olarak çalışmaya başlamamla oldu. Çalıştığım süre boyunca rekabet hep vardı üye memnuniyeti, ders sayısı  ve sonuç aldırma konularında hep listenin en başındaydım. Bu iş teknik bilginin yanı sıra satış kabiliyeti ve iletişimle de doğrudan alakalıdır. BOB GYM sayesinde kendi potansiyelimin farkına vardım diyebilirim.

Gayrimenkul sektörüne girişiniz nasıl oldu?

BOB GYM’in müşteri kitlesi gereği hep sektörün en başarılı gayrimenkul danışmanları öğrencim oldular. Ben onlara sağlıklı yaşamı, vücudunu tanımayı , anlamayı öğretirken, onlar da bana gayrimenkul sektörünü öğrettiler, deneyimlerini paylaştılar. Yaşam tarzları, çalışma koşulları, tempoları da hoşuma gitmiş olacak ki sektöre olan ilgim iyiden iyiye arttı. 2 yıl antrenörlüğün  ardından bu sektöre adım atmaya karar verdim. BOB GYM’de dönemin şartlarına göre oldukça iyi kazanıyordum , fakat gayrimenkul sektöründe de başarılı olacağımı  biliyordum. 2016 yılında İlk büyük riski , BOB GYM’den istifa ederek aldım. İlk 1.5 yıl gayrimenkul danışmanlığının yanında yarı zamanlı fitness eğitmenliğine de devam ettim. Ama bu çok ağır çalışma saatleri demekti. Satış yapabildiğimi görmeye başladığımda , fitness eğitmeni kimliğimden tamamen sıyrılıp tüm enerjimi bu işe yönelttim. İşte şimdi gece gündüz çalıştığım yerde, bu sektörde, yani evimdeyim.

…… Başarınızın sırrı nedir?

Dediğim gibi işimi hedeflerime giden bir araç değil, amaç olarak, yaşam biçimim olarak görüyorum.  Bu süreçte çok fazla ana tanıklık ediyorum ve bir bağ kuruyorum. İnsan  odaklı olduğum için, ‘ Müşteri Memnuniyeti ‘nde ; çözüm ve sonuç odaklı olduğum için de İşlem ve Ciro’da, Türkiye ve Ankara genelinde derecelere ulaştım. Aldığım ödüller dinamik ve dürüst hizmetin bir sonucu. 2018 ve 2019 yıllarında toplam 127 işlem   (satış-kiralama)  yaparak 235 kişiye hizmet verdim.  Yanımda olup, bana inanıp gayrimenkullerini emanet ettikleri  ve bu başarılara vesile oldukları için de çalıştığım herkese ayrıca  teşekkür ederim.

Sektörde çok rakibiniz var ?

Rekabet beni korkutan değil her zaman ileriye taşıyan bir olgu oldu.  Rekabet etmekten gerçekten hoşlanıyorum. Aksi halde geride kalırız, köreliriz diye düşünüyorum. Rekabet beni dinç tutuyor, rehavete kapılmamı engelliyor. Her attığım adımda etik kaygılar güdüyorum. Ahlak ve etiğin olmadığı bir ortamda dürüst ve nitelikli ticaretin sürdürülemeyeceğini düşünüyorum. Rakipleri karalama politakısı asla tasvip ettiğim bir yöntem değil ve hiçbir zaman  uygulamadım. Rakiplerime saygı duyuyorum ve hizmet kalitemle fark yaratmaya çalışıyorum.

Ekonomik büyümeye etkisi?

Gayrimenkul ve inşaat sektörünü beraber ele almak lazım. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde inşaat her zaman olacaktır. Olmalıdır da. Lokomotif sektörlerden olan inşaat sektörü onbinlerce kişiye istihdam sağlamakta ve ekonominin büyümesinde, canlanmasında çok aktif rol oynamakta. Sektördeki durağanlık tüm ülkeyi negatif anlamda etkisi altına alabiliyor. Bunu geçtiğimiz yıllarda tecrübe ettik. Nitekim ekonomi 1999 yılında bir önceki yıla göre % 3,4 oranında küçülmüş, 2000 yılında % 6,8’lik bir büyüme göstermiş ve 2001 yılında % 5,7’lik bir daralma ile yeniden bir küçülme sürecine girmiştir. 2002 yılında ise % 6,2’lik pozitif yönde yeni bir trend yakalayan ekonomik büyüme 2008’in son çeyreğine kadar devam etmiştir. Bu tarihten itibaren dört çeyrek üst üste küçülen ekonomi ardından tekrar bir büyüme sürecine girmiştir. Ekonomideki bu büyüme ve toparlanma sürecine paralel olarak inşaat sektörünün GSYİH içindeki payı da 2001 yılından sonra artış göstermiştir. Türk inşaat sektöründe 2002-2007 arasında yaşanan sürekli ve dalgalı büyüme süreci 2006’da % 18,5 ile doruk noktasına ulaşmıştır. İnşaat sektöründeki bu doruk noktası aslında bir çok sektörün de yukarı yönlü büyümesini tetiklemiştir. 2007 yılında konut talebindeki azalma, genel seçim dönemi, ekonomik durgunluk sürecine girilmesinde etkili olmuştur ve bu durum tüm sektörlerde negatif sonuçlara sebep olmuştur. İnşaat ve gayrimenkulün ekonomideki etkisi tahmin edilenden çok daha fazladır.

2020 gelişmeler?

2020 yılı Gayrimenkul ve yatırım dünyası için oldukça hareketli geçecek . Politika fazilerinin, mevduatların ve borç fazilerinin düşmesi , dolardaki ani dalgalanmaların sona ermesi gayrimenkul ve yatırım dünyasına can suyu oldu. Alım yapmak bir ihtiyaç. Kimisi çocuğu , kimisi yatırım  kimisi kendi için  alım yapıyor.  Şu an alım için en güzel dönem . Geçen yıl yaşadığımız kur şokundan sonra düşen fiyatlar aslında şu an için bir fırsat çünkü;  inşaattaki tüm kalemlerin maliyeti arttı ve  yeni yapılacak  inşaatların birim fiyatları , bugünün  %30-35 fazlasıyla piyasaya çıkacak ve bu da 2. El fiyatlarını ister istemez  yükseltecek. Orta ve uzun vadede yine en çok gayrimenkul yatırımı  kazandıracak. Faizler de bu seyirde gittiği sürece sektör daha da canlanacak ve bu tüm piyasaya pozitif yansıyacaktır.

Yorumlar

0 yorumlar