Ankara Life Dergisi

Çene Eklemi Rahatsızlıkları

Çene eklemi rahatsızlıkları toplumda görülme sıklığı artan ve hastaların yaşam kalitesini ciddi oranda düşüren rahatsızlıklardır. Bu hastalığın bulguları, yemek yemek, esnemek, konuşmak gibi çok önemli günlük gereksinimleri kısıtlamaları ve ağrıya neden olmalarıdır. Genellikle kişinin ağrı olana kadar hissetmediği, ağrı deneyiminden sonra da nerede derdine çare bulacağını tam olarak bilemediği, zaman zaman hiç sorun çıkarmayan ve belli zamanlarda tekrarlayan hastalıklar grubudur.

Çene eklemi rahatsızlığı nedir?

Çene eklemi rahatsızlığı, alt çene ve üst çeneyi birbirine bağlayan çene eklemi, bu eklemdeki kemik yapılar ve saran yumuşak dokular arasındaki uyumun ani bir etkiyle veya zaman içerisinde bozulmasıdır. Tedavi edilmediği durumlarda çenenin açık veya kapalı halde kilitlenmesine kadar gidebilen ciddi semptomlar ortaya çıkabilir. Tedavi başarısı, erken teşhis ve hastalığın erken dönemde tedavisi ile artar.

Çene eklemi rahatsızlığının belirtileri nelerdir?

En önemli belirtisi hafif olarak başlayan ve zamanla şiddetlenen çene eklemi ağrısıdır. Bu ağrı zamanla vücutta baş, boyun, omuz ve sırt bölgelerine yansıyarak bu bölgelerde de ağrı oluşumuna yol açabilir.

Kişide dişlerde meydana gelen aşırı aşınmalar, diş kırıkları, hassasiyetler; kaslarda aşırı gerilim ve hacimde artma; çenenin açılma – kapanma hareketinin zorlanması, ağzın limitli açılması, çiğneme etkinliğinin azalması, çene kilitlenmeleri, sağa sola kayma hareketlerinin düzensizleşmesi, eklem sesleri, yüzde meydana gelebilen asimetrik görüntüler çene eklemi rahatsızlığı belirtisi olabilir.

Çene eklemi rahatsızlıklarının nedenleri nelerdir?

Çene eklemi hastalıklarına zemin hazırlayan birçok faktör vardır. Ancak bu faktörlerden hangisinin hastalığın temel nedenleri olduğu çoğu zaman kesin olarak bulunamaz ve genellikle hastalığın tek bir nedeni yoktur. Birçok faktör bir araya gelerek hastalığın ortaya çıkmasına neden olur. Bunlardan en önemlileri;

  • Diş sıkma ve gıcırdatma (bruksizm)
  • Stres
  • Sürekli olarak tek taraflı çiğnemek
  • Çenelerin birbirleriyle ilişkisini etkileyen hatalı kaplama, köprü ve dolgular
  • Diş eksiklikleri ve diş dizisindeki bozukluklar
  • Çene bölgesine alınan travmalar, yaralanmalar
  • Spor kazaları
  • Baş boyun bölgesini etkileyen tümörler
  • İltihaplı romatizma gibi eklemleri etkileyen rahatsızlıklar ve enfeksiyonlar
  • Çok uzun ve travmatik dental işlemler
  • Duruş ve postür bozuklukları
  • Nörolojik, psikolojik ve psikiyatrik sorunlar
  • Doğumsal anatomik bozukluklar ve gelişim bozuklukları
  • Solunum bozuklukları ve devamlı ağız solunumu yapılması
  • Sakız çiğneme, kalem ısırma, tırnak yeme gibi parafonksiyonel alışkanlıklardır.

Çene eklemi rahatsızlıklarının tanısı nasıl konulur?

Çene eklemi hastalıklarının teşhisinde dişler ve dişlerin kapanış şeklinin, çiğneme kaslarının ve çene ekleminin ayrıntılı muayenesi yapılır. Gerekli durumlarda volümetrik tomografi ve MR gibi eklem içi görüntüleme yöntemleri de kullanılarak tanı konulur. Bazı durumlarda kişinin yürüyüş şekli, postürü bile hastalığın teşhisi ile ilgili yardımcı bir belirtidir.

Çene eklemi rahatsızlıkları, dişlerle, kaslarla, kemiklerle veya eklemin iç ve dış bağlantılarıyla alakalı olabilir. Alakalı olduğu yere göre hastalığın karakteri farklılık gösterir ve bu da çene eklemi rahatsızlıklarının çeşitlerini oluşturur. Bu çeşitlere göre teşhisin konulması ve tedavi seçeneklerinin buna göre belirlenmesi çok önemlidir.

Çene eklemi rahatsızlığının tedavisi nasıl yapılır?

Önce şunu söylemek gerekir ki, bu hastalıklarda genellikle kişinin ağrıları belirli zamanlarda olur ve diğer zamanlarda hasta hiçbir ağrı duymaz. Ancak hastalık bu arada geçmez, hatta ilerlemeye devam edebilir. Bu nedenlerle çene eklemi rahatsızlığı tedavisinde hasta ile durumu doğru şekilde konuşmak ve iş birliği içerisinde olmak çok önemlidir. Bu hastaların gözlem altında olması, bir doktor tarafından takip edilmesi en doğrusudur.

Tedavide amaç, hastanın normal ve ağrısız şekilde çene fonksiyonlarını yapabilir hale getirilmesidir. Burada izlenecek yöntemler, rahatsızlığın nedenleri ve şiddeti ile belirlenir.

Çoğu durumda bu tedavilerin birlikte kullanımı etkili sonuçlar verir. Sadece tek tedavi rahatsızlığı geçirmeyebilir. Nedene bağlı olarak bazı durumlarda multidisipliner bir yaklaşımla diş hekimi, ortodontist, çene cerrahı, fizyoterapist ve osteopatlar birlikte çalışabilirler.

Bu hastalıklarda Kişisel öz düzenleme, ilk ve en önemli adımdır.Kişinin rahatsızlığını öğrendikten sonra durumu kötüleştirecek faktörleri öğrenip o faktörlerden kaçınması ve gerektiğinde hekimden destek almasıdır. Yumuşak diyet ve ağzı fazla açmadan besinleri küçük parçalara ayırarak yemek de faydalı olabilir. Soğuk veya sıcak uygulamaları hastalığın dönemine göre uygulanabilecek seçeneklerdir. Bunlar dışında egzersizler ile çenenin hareket limitlerinin artırılmasına çalışılabilir. Ağrı kesici ve antienflamatuar ilaçlar, kas gevşetici ilaçlar, hatta bazı durumlarda sedatif gibi farklı grup ilaçlar da tavsiye edebilir. Bu hastalıklarda son zamanlarda sıklıkla uygulanan diğer bir teknik de botolinium toksin (Botoks) uygulamasıdır. Tek başına uygulanması genellikle yeterli değildir, ancak destek tedavi olarak tedaviye entegre edilebilir. Kasların yükünü azaltarak eklemi rahatlatabilir. Genellikle botoks uygulaması öncesi, splintler kullandırarak kas yükünü azaltmak daha faydalı olabilir.  Splint alt çene ya da üst çeneye uygulanan, dişlerin arasına uygun şekilde yapılan, şeffaf, takılıp çıkartılabilen bir apareydir. Yanlış kapanmaya alışan alt çene kaslarının doğru şekilde kapanmayı öğrenmesini, kasların rahatlamasını ve çenenin doğru hareketini oluşmasını sağlar. Hastalığın nedenine bağlı olarak sadece gece yatarken ya da 24 saat kullanılması gerekebilir.

Bu tedaviler dışında fizyoterapist ve osteopatlar tarafından uygulanan transkutanöz elektrikli sinir uyarımı (TENS), ultrason gibi yöntemler de fayda sağlayabilir.

Tetik noktası enjeksiyonları, diş hekimlerinin çiğneme kaslarına, ağrının olduğu tetik noktalarına lokal anestezi enjeksiyonu yapmasıdır. Bu ağrıyı azaltmakta ve teşhis konulmasına yardımcı da olabilmektedir.

Artroskopi ve açık eklem ameliyatı gibi daha girişimsel ameliyatlar da gerekli durumlarda uygulanabilir. Çene ekleminde dejenerasyon, gelişim bozukluğu ya da eklem çevresinde tümoral yapılar varsa veya travma sonucu yaralanma ve kırık olgularında açık eklem ameliyatı yapılır. Bu ameliyat türü daha zorlu ve daha risklidir.

Yorumlar

0 yorumlar