Ankara Life Dergisi

Çiçekçi Değil, Sanatçıyım…

“Çiçek tutkunu misafirlerimi başka bir evrende ve başka bir zaman diliminde hissettirmek bana kendimi sihirbaz gibi hissettiriyor.”, “Bir davetin en önemli kısmı atmosferidir. Atmosferi belirleyecek en önemli kalem ise; çiçek ve peyzajdır. Lakin ne kadar özenirseniz özenin o davet gece yarısı bitecektir, her şey son bulacaktır. İşte bunu bildiğiniz için her anın tadını çıkararak çalışırsınız. Dolayısıyla ben çiçekçi değil, sanatçıyım. Ben floristim. Bütün fark bu…”

Yukarıdaki cümleler Türkiye’nin en büyük çiçek showroom’u sahibi Can Kaçar’a ait. Her ne kadar Ankara onu ‘çiçekçi’ olarak bilse de o bunu kabul etmiyor ve ekliyor; “Ben bir floristim. Çiçeklerin ruhunu bilirim. Bu yüzden yaptığım işi ‘çiçekçi’ diye adlandırmak fazlasıyla mütevazıca olur. Yaptığı işte özgünleşen, ruha dokunan ve katma değer üreten her meslek erbabı sanatçıdır…”

Anka Çiçek sahibi Can Kaçar, bu ay kentin en çok okunan yayını Ankara Life Dergisi Yazı İşleri Müdürü Sertaç Kantarcı’ya muhteşem bir röportaj verdi. Mesleğinin sırlarından, kariyerine kadar sorularımıza büyük bir samimiyetle yanıt veren Can Kaçar, siz değerli okurlarımız adına konuştu.

İşinle anılan bir stilin var. Bunu nasıl oluşturdun?
Ben bu işin içinde doğdum, içinde büyüdüm. Sahip olduğum her şeye çiçekler sayesinde ulaştım. İnsan yarım yüzyıla yakın bir süre çiçek kokusunun içinde olunca hayata, insanlara haliyle ruhlara bakış açısı değişiyor. Benim de böyle oldu. Çiçek ve peyzaj benim için bir tutku. Bu tutkumu genel olarak sanat, özellikle de resim sanatına olan aşkımla birleştirdiğimde, üç boyutlu natürmort resimler olarak adlandırılabilecek bir peyzaj stilim ortaya çıktı. Tüm işlerimin arka planında bir ressam özeni, koç burcu detaycılığı, doğallığı ve zenginliği var. İşte bu stil yılların deneyimi ile ortaya çıktı.

Tasarımlarında nelerden hoşlanıyorsun?
KKontrastları seviyorum Sertaç. Rafinenin yanında ham, sertin yanında yumuşak, soğuğun yanında sıcak, karanlığın yanında aydınlık gibi ezber bozmayı seviyorum. Bu ikilemler arasındaki gerilimin çekiciliğine tutkunum. Bu çekiciliği kullanarak hem güzel hem de farklı ürün ve atmosferler yaratıyorum.

Nelerden ilham alıyorsun?
Form ve dokular için doğadan, bahçelerden, insanlardan ve aşktan bahçelerden ve tabiattan ilham alıyorum. Bu geleneksel bir Fransız bahçesinden vahşi İngiliz kırlarına uzanabilir. Renk için ise resim ve tekstil ürünlerine bakıyorum. Buralardan çarpıcı ve alışık olmadığımız renk kombinasyonları yakalayıp ürün ve davet tasarımlarıma uyguluyorum

En sevdiğiniz çiçek hangisi?
İçinde tutkuyu barındıran her çiçeği seviyorum. Yaşamı anlatan, bir bakışta insanı yolculuğa çıkaran, hatta o yolculukta bile kokusuyla sizi büyüleyen çiçeklerin yeri ben de her zaman ayrı. Tek bir isim vermek bu yüzden doğru gelmiyor bana. Büyüyüp, tomurcuklanan, açıp sonrasında zarafetle ölen her çiçek benim en sevdiğimdir.

Peki, çiçeklere evinizde de yer var mı?
Tabii ki de. Florist olmama bağlamayın ama bu halimi, işimin bir parçasıymış gibi gözükmeyi istemem. Evimde onlarla birlikte olmayı, sohbet etmeyi, bakımını yapmayı kısacası zaman ayırmayı çok seviyorum. Bana sakinlik ve huzur vermeleri ile daha dingin bir yapıya bürünüyorum. .

Alet çantanızın vazgeçilmezi nedir?
Çift taraflı bant ve grogren kurdele. Grogren kurdeleyle her şeyi giydirebilirsiniz. Nasıl bir ressam duygularını katarak ortaya bir eser çıkarıyorsa, ben de çiçeklerimi süslerken tıpkı bir ressam gibi aynı özeni gösteriyorum. Bir şeyler anlatmaya, göze hitap etmeye dikkat ediyorum.

Hangi trendin yok olmasını isterdiniz?
Aslında kesin ve net bir şekilde yok olmasını söyleyebileceğim trend bulunmuyor. Aksine popülerliğinde eleştiriye maruz kalan ya da kalmayan her şey ilgi alanıma giriyor, ayrım yapmıyorum. Bunun sebebi bana ilham kaynağı olmaları, yeni fikirler yaratmamda yardımcı oluyor. Bundan dolayı hiçbir trendin yok olmasını istemem.

Çiçekçilik sektöründeki en zorlayıcı etki nedir?
Ekonomik koşullar da göz önüne alındığında ham maddede yaşanan pahalılık bu sektörü en çok zorlayan etkiler arasında yer alıyor. Gelen talepler ise bazen bu durumdan dolayı az da olsa karşılanamıyor.

Dekorasyonda çiçeğin yeri ve konumlandırılması nasıl olmalı? Karşılamalı mı yoksa detaylarda mı yer almalı?
Bu kişiden kişiye cevabı değişecek nitelikte bir soru. Her insanın düşünce yapısı farklıdır. Kimi karşılamayı ister kimi de detaylarda gizli olmasını ister. Çiçekler ne kadar görsel şölen yaşatsa dahi bakımı zor olan bitkilerdir. Herkes bu sorumluluğu kolay kolay alamaz. Bundan dolayı genel olarak insanların fikirlerini almayı önemsiyorum. Çiçekleri seven, ilgi duyan biriyse o çiçek onu karşılamalı diyorum. Detaylarında kararı kendisine bırakıyorum, zevkine göre ayarlamalarında yardımcı oluyorum.

İnsanların duygularına bir nevi ortak oluyorsunuz. Bu durumun sizde yarattığı hisler nelerdir?
Her çiçeğin pek çok anlamı bulunuyor, alacak kişinin öncelikle düşünce yapısına göre bir yol çiziyorum, bana farklı bakış açıları katmakla birlikte güzel hisler uyandırıyor elbette. Fakat bazen bu durum çıkmaza sürükleyebiliyor. Kulaktan dolma bilgilerle konuşarak bildiğini ikna ettirme çabasına girenler oluyor. Büyük bir sorun değil tabii ki. Genel olarak iyi hissettirdiğini söyleyebilirim.

Biliyoruz ki önümüz kış mevsimi. Sizce soğuk havanın renkli güzellerinden bahsedecek olursak, vazgeçilmez diye nitelendireceğimiz çiçekler nelerdir?
Kasımpatı, Kardelen, Şebboy, Sıklamen, Kış Sümbülü gibi birçok çeşit bulunuyor. Örneğin Kasımpatı’nın özelliğinden bahsedecek olursam; toprak sorunu yaratmayan Kasımpatı doğrudan güneş ışığını almadığı zaman daha sağlıklı büyür. Yani güneşli ya da yarı gölge alanlarda bakılması tavsiye edilir. Sık sık su ister ve ona birinin dokunmasından pek haz almaz. Mesela Kardelen çiçeği.. Kara inat çiçek açtığı için ona yılın ilk açan çiçeği denir. Doğrudan güneş almayan ortamlarda gönül rahatlığı ile yetiştirilen, çok fazla su isteği olmayan, nazik ve hassaslığından ötürü dokunulmayı sevmeyen çiçekler arasında yer alır. Son olarak Sıklamen çiçeği ise; serin ortamı sever ve suyu sevdiği dönem çiçek açtığı dönemdir. Çiçeğin yapraklarına suyun değdirilmemesi ve saksının tabağında su bırakılmaması dikkat edilmesi gereken hususlardır.

Yorumlar

0 yorumlar