Ankara Life Dergisi

‘Çoçukları Sevmekle Başladı Hikayem!’

Günümüzde teknolojinin ilerlemesiyle eğitime verilen önem de pek çok değişiklik gösteriyor. Yeni nesil anaokulu, kreş, gündüz bakım evleri artık farklı çalışmalarıyla minik öğrencilerimize pek çok imkan sunuyor. Veliler olarak çocuğumuzun da bu hizmetten yararlanmasını istemenin en doğal hakkımız olduğunu düşünüyorum. Bundan dolayı sizleri zamanı daha eğlenceli ve yararlı geçirmek adına birçok uygulamaya yer veren Melike Abla Anaokulu ile tanıştırmak istiyorum. Faaliyetleri ile hem velilerin hem de minik öğrencilerimizin gönlünde taht kuran özelliğe sahip olan Melike Abla Anaokulu Kurucusu Melike Karadağ, başkentin en çok okunan yayını Ankara Life Dergisi’ne çok özel bir röportaj verdi. Merak ettiğimiz sorularımızı yanıtlayan Melike Karadağ; “Oryantasyon süresi çok uzun süren öğrencim hiç olmadı. Velilerime kayıt sırasında 1 hafta süre içinde halledebileceğimi söylerim ve genel olarak hiç yanılmam.” diyor. Keyifli okumalar dileriz.

Röportaj: Hatice Şeyma Basut

Melike Hanım öncelikle sizi tanıyalım. Melike Karadağ kimdir?
24 Temmuz 1989 Ankara doğumluyum. 8 yaşında dünya güzeli bir kız çocuk annesiyim ve bugün sahip olduğum her şeyin gücünü ondan alıyorum. Okul öncesi eğitim sektörüne ise henüz liseyi bitirmemişken 2004 yılında girdim. Bir hanımefendinin işletmesini yaptığı yeni açılmış kurumunda, dans eğitmenliği yaparak başladım. O yıllarda anaokulu açma fikri aklıma yer etmişti, fakat uzun yıllar farklı sektörlerde çalışmak durumunda kaldım. Yine de her fırsatta part-time bile olsa okul öncesi derslere girmeye devam ettim. 2016 yılında Özel bir kolejde eğitim danışmanlığı yaparak sektöre tamamıyla girmiş oldum ve aynı kurumun birkaç farklı şubesinde çalıştım. Çok klasiktir ama ilk günden beri hedefim; gerçek ev ve anne sıcaklığında butik olarak her noktasında hakimiyet kurabileceğim bir anaokulu açmaktı ve Melike Abla Anaokulu ile bu hedefimi gerçekleştirmiş oldum, şu an ise bu durumun mutluluğunu, huzurunu yaşamaktayım.

Melike Abla Anaokulu’nu açma fikriniz nasıl ve ne zaman gelişti?
Okulumun da sloganı olan; çocukları sevmekle başladı hikayem. Aslında kendimi tanıtırken de bahsettiğim gibi 2004 yılında gerçekleşti ama o yıllarda sadece bir hayal olarak aklımdaydı. 2011-2012 yıllarında yine bir kreşi devralma teşebbüsüm olmuştu, lakin beni mutlu edecek şey; her şeyi sıfırdan yapmaktı o yüzden de süreç biraz daha uzadı ve kızımın kreş tecrübelerini yaşarken de gördüğüm eksikler, kendi vizyonumu ortaya koyduğumda çok güzel olacağına ikna etti. Yani anlayacağınız 33 yıllık hayatımın 15 yaşım sonrasındaki her döneminde bu fikir aklımdaydı.

Öğrencilere yönelik faaliyetleriniz nelerdir?
Kurumumuzda pek çok faaliyetimiz mevcut. Bunlardan kısaca bahsedecek olursam;

Müzik ve Orff
Bu yaştaki çocuklarda kendi çıkarabildikleri sesleri, hareketleri kullanarak oluşturulmuş olan ritim duygusu üzerine geliştirilmiş bir müzik öğretim yöntemidir. Orff derslerinde ise her çocuk her hafta farklı bir enstrüman çalma deneyimi yaşar. Bu sayede hem zevkleri hem yeteneklerini keşfetme noktasında bize fikir vermiş olur. Matematiksel, görsel ve bedensel zeka gelişimi için de çok önemli olduğu bilinmelidir.

Bale – Halk Dansları
Çocuklarımızın el ayak koordinasyonları için çok önemsediğimiz derslerimiz arasındadır. Henüz 8 yaşında başladığım halk danslarına hala devam etmekte olan biri olarak özellikle; ritim, doğru duruş, esneme ve kasların gelişmesi için de çok önemli derslerimizden biridir.

Jimnastik
Hareket eğitimi psikolojik, sosyal, duygusal ve fiziksel gelişim için çok faydalıdır. Özellikle güne başlarken yapılan spor bilincini geliştirir, problem çözme becerisini arttırır.

Robotik Kodlama
İleride hangi mesleği seçerse seçsin algılama kazanımları ile değişen çağa kolay ayak uydurabilen robotik kodlama; algılama öğrenen bireylerde düşünme becerileri konusunda diğer bireylerden üstün yeteneklerle ayrışmaktadır. O yüzden bu kazanımlar çocuklarımızın akademik yaşamdaki başarısına katkı sağlamaktadır.

Okul öncesi eğitim için başlangıç yaşı çocuktan çocuğa değişim gösterir mi? Bu konuda veliler nasıl bir yol izlemeli?
Okul öncesi yaşı konusundaki en önemli soru çocuğun yüksek menfaatinin daha doğru nasıl sağlanacak olmasıdır. Gündüz bakım evleri, kreşler ve anaokulları 0-6 yaş arasında bakım hizmetleri arasında hizmet vermektedir. Çocuğun bakım ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir ebeveyn varsa; 3 yaşında eğitim sürecine başlaması gerekir.

Çocuklar ilk günden itibaren okula alışmakta zorluk çekiyorlar mı? Bu sorunu nasıl aşıyorsunuz? Genel bir ortalama verecek olursanız bir çocuk ne kadar sürede okul hayatına adapte olabiliyor?
Bu soru aslında her çocukta farklı cevaplar verir. Geldiği ilk günden itibaren uyum sağlayan çocuklarımız varken oryantasyon süresi 1 haftayı bulan çocuklarımız da bulunuyor. Teorik bilgiler 1-2-3 saat şeklinde ilerlememizi söylerken, bazen bu süreler daha kısa ya da daha uzun olabiliyor. Ben bu süreci en çok etkileyen şeyin çocuğun okuluyla kurduğu yahut kuramadığı o ilk elektrik bağına bağlıyorum genelde. O yüzdendir ki oryantasyon süresi çok uzun süren öğrencim hiç olmadı. Velilerime kayıt sırasında 1 hafta süre içinde halledebileceğimi söylerim ve genel olarak hiç yanılmam. Ayrıca kurumla ilgili iddialı olduğum bir konudur.

Veliler çocuklarını anaokuluna psikolojik olarak nasıl hazırlamaları gerekir? Onları nasıl motive edebiliriz?
Çocuk veliye bağlı mı bağımlı mı öncelikle bu konuda ilişkilerini gözden geçirmeliler. Okul süresince önce çocuğu kendi başına yapabileceği şeyleri yapma noktasında yüreklendirmeliler ve evde bu süreci; ‘Seni okula götürüp işe gideceğim, işim bittiğinde ise seni almaya geleceğim.’ gibi basit cümlelerle anlatmalılar. Bu süreçte büyük değişiklikler yapılmamalı yani örnekleyecek olursam; boşanma, taşınma, tuvalet alışkanlığı vb. durumlar gibi. En önemlisi her çocuk farklı bir birey ve hepsinin alışma, ısınma, kaynaşma süreleri farklı. Aile yapısı, yetişme tarzı, ilişki kurma becerilerinin birbirinden farklı olduğu unutulmadan yaklaşmak gerekir.

Yorumlar

0 yorumlar