Ankara Life Dergisi

Dr.Dt. Ceren Üçgül: Diş Hekimliğinde Dijital Çağ

Modern dünyada teknolojinin nüfuz ettiği, teknoloji ile iç içe geçen her alanda hayatı daha verimli, daha hızlı ve daha kolay deneyimlemekteyiz. Elbette ki sağlık alanında da teknolojik gelişmelerin etkilerini görüyor ve avantajlarından faydalanıyoruz. Çağın getirdiği yeniliklere uyum sağlamak hem bir gereklilik halini alıyor hem de bize çağı yakalamanın mutluluğunu yaşatıyor. Konuyu günümüz diş hekimliği açısından daha detaylı olarak ele alırken, hastalarımızın diş tedavilerine başvurmakla ilgili çekince duymasında; diş tedavilerinde seans sayısının fazla olması, uzun bir süreç gerektirmesi ve bu süreçte sosyal hayatın aksaması, protez ölçüsü alınması, dolgu yapılması gibi bazı işlemler sırasında derecesi kişiden kişiye değişen miktarda bulantı hissedilmesi ile hasta konforunun bozulması gibi nedenler karşımıza çıkıyor. Bununla birlikte, özellikle COVID-19 pandemisi ile hayatımızın önemli bir parçası haline gelen, bulaşıcı hastalıkların yayılma riskine ayrıca değinmek gerekiyor. Diş hekimleri bulaşıcı hastalıklara karşı yıllardır yerleşmiş olan koruyucu önlemleri uygulama konusunda oldukça bilinçli olsa da bunun yanında alternatif yöntemlerden destek almak, enfeksiyon transferini azaltmada hekimlerin gücünü arttırıyor. Yeni teknolojilerin kullanımının diş hekimliğinde giderek yaygınlaşması ile, bahsedilen zorluklar tamamen aşılmasa da gelişmelerin oldukça umut verici olduğu söylenebilir. Diş tedavilerinin oldukça küçük bir alanda, küçük aletlerle ve milimetrik detaylara dikkat edilerek yapıldığını hatırlayacak olursak, insan gözünün sınırlarını zorlayabilen durumlarda dijital sistemler büyük bir kolaylık sağlıyor. Çalışılan alan bilgisayar ekranında tüm detaylarıyla incelenebiliyor. Bir de diş hekiminin tecrübesi ve yeteneği ile birleştiğinde yüksek standartlarda tedaviler yapmak son derece mümkün.

Diş hekimi detaylı bir muayene sonrasında, hastaya özgü uygun tedavi seçeneklerini belirlerken, güncel cihazların sunduğu imkanları göz önünde bulundurarak hastaya daha fazla tedavi seçeneği önerebiliyor. Örneğin protez ihtiyacı olan hastaların tedavisinde ölçü alma işlemi, ilgili bölgenin küçük bir kamera ile taranmasıyla, bulantı ve rahatsız edici tat/koku hissi olmadan gerçekleştirilebiliyor. ‘Dijital ölçü’ sonrasında bilgisayar yazılımında kaplama, köprü gibi protezlerin tasarımı yapılabiliyor. Son aşamada protezler, geliştirilmiş dayanıklılık ve estetiğe sahip seramik materyallerden üç boyutlu yazıcı prensibiyle üretilerek hastanın tedavisi tek seansta tamamlanabiliyor. Hasta konforunu arttıran bu yaklaşım, hastaya ait verilerin kayıt altına alınması ve uzun süre depolanabilmesine de imkan veriyor. Tedavi süresi kısaldığı için sosyal hayat kesintiye uğramazken, enfeksiyon transferi açısından da daha güvenli bir ortam oluşuyor. Başka bir örnek verecek olursak, dolgu yaptırmak üzere diş hekimine başvuran hastaların tedavisinde dijital sistemlerle üretilen seramik dolgular üstün bir estetik sağlarken, dişin çürük nedeniyle kaybolan formunun da ideal bir şekilde yeniden oluşturulmasını sağlıyor. Bununla birlikte dolgularda zamanla görülebilen renk değişimi ve işlem sonrasında dişte oluşan hassasiyet gibi yan etkileri en aza indiriyor. Hem de diş hekimi koltuğunda geçirilen uzun ve yorucu seanslara gerek olmadan…

Örnekleri arttırmak mümkün, ancak en önemli nokta doğru hastada ve doğru durumda kullanılması ile teknolojinin avantajlarından maksimum düzeyde yararlanmak. Diş hekimliğinin gelişimi durmaksızın devam ettiğinden, çok yakın zamanda teknoloji ile yapabileceklerimiz hayal gücü sınırlarımızın bile ötesinde olabilir…

Yorumlar

0 yorumlar