Ankara Life Dergisi

‘Duygularımı Çizim Yoluyla İfade Ediyorum!’

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün sanata dair söylediği bir cümleyle başlamak istiyorum; ‘Sanatkar, toplumda uzun çaba ve çalışmalardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır.’ diyor. Yağmur Parmaksız da bu cümleyle bütünleşmiş bir isim adeta. Bir şeyi merak konusu edip, araştırmayı kendine benimsetmiş yönüyle pek çok zor şeyin üstesinden gelen bir yapısı var. Geçenlerde sergi açılışı olan Yağmur Parmaksız’ın sanatçı ruhuyla duygularını tablolarıyla aktarmakta olduğunu görmekteyiz, hatta ‘Paslı Geçitler’ çalışması ise sadece bunlardan biri. Peki kendisinde bulunan bu çalışma azmi ve yeteneğinin kaynağı nereden geliyor? İşte biz de şehrin marka yayını olan Ankara Life Dergisi ekibi olarak bir araya geldik ve merak ettiklerimizi sorduk. Keyifli okumalar dileriz.
Röportaj: Hatice Şeyma Basut
Bize kendinizden bahseder misiniz, Yağmur Parmaksız kimdir?
25 yaşında ve iş hayatına oldukça küçük yaşta katılmış meraklı ve heyecanlı biriyim. Araştırmalar yapmakla birlikte gözlem yapmayı da çok severim. Zor olan ile uğraşmak her zaman daha çok dikkatimi çekmiştir. Hayatım boyunca da böyle oldu, nerede zor bir iş var ben hep onu başarmaya uğraştım, başardım da. Üstelik hayal kurmayı da çok seviyorum. Sanatın her alanıyla ilgileniyorum. Resim, müzik, Geleneksel Türk Sanatları, Sanat Tarihi, Mitoloji aynı zaman da şiir de yazıyorum. Sanırım benim için hayat bazı durumlarda mantıktan ziyade duygusal yönde akıyor.
Resime olan ilginiz ne zaman ve nasıl başladı?
Çocukluğumda da sürekli olarak resim çizerdim. İlkokulda bir resim hocam vardı, Nermin Sinan. Bu konudaki ilerleme sürecim de çok etkisi oldu. Çalışmalarımı sürekli yarışmalara gönderirdi. Bana resim yapmayı, duygularımı çizim yoluyla ifade etmeyi o öğretti. Sonrasında da bırakmadım. Kastamonu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ne gittim ve seçkin hocalarımdan resim eğitimi aldım. Ardından da sergi süreçlerim başladı.
En çok hangi konular üzerine çalışmalar yapıyorsunuz?
Antika kapılar ve kilitler üzerinde çalışıyorum, hatta bu konuyu Paslı Geçitler olarak yorumluyorum.
Tablolarınızı oluştururken nelerden ilham alıyorsunuz, üretim sürecinizi anlatır mısınız?
Geçmişten günümüze taşınan her şeye karşı içimde bir ilham kaynağı oluşuyor. Kitaplar, objeler, zamanla gelişimimizi gösteren eski yapılar, kapılar özellikle de kilitlerin oluşum ve gelişim süreci beni çok etkiliyor. Antika olan her şeye merakım sonsuz, tam olarak buradan ilham alıyorum diyebilirim. Önce geziyor ve inceliyorum sonra eserlerime taşıyorum.
Son olarak eklemek istediğiniz bir konu var mı?
Aslında eklemek istediğim bir konu yok ama cümlelerimi Nietzsche’nin; ‘Hakikat yüzünden ölmeyelim diye var sanat.’ sözleriyle bitirmek istiyorum.

Yorumlar

0 yorumlar