Ankara Life Dergisi

Emel Bali: “Bildiğim, hikayenin gücüne inandığımdır ve bildiğim bir çatalın dahi hikâyesini yazabileceğimdir.”

Bu sektörün önde gelen ismi Emel Bali, metin yazarlığını ve kendisini şehrin en çok okunan dergisi Ankara Life’a anlattı. Keyifli okumalar.

  • Öncelikle sizi tanımak istiyoruz. Bizlere biraz kendinizden ve kariyerinizden bahseder misiniz?

Ben bir hikâye uzmanıyım, diyebiliriz.  Hikâyenin gücüne inanan, her şeyi hikâyeleştiren biriyim.  Aslında bu süreç üniversite sonrası bir reklam ajansında işe girmem ile başladı. Burası ağırlıkta siyasi kampanyalar hazırlayan bir ajanstı. Yani işimiz seçim süreçlerini, bu süreçlerdeki kampanyaları yürütmekti. Siyasi stratejilerin yanında benim en sevdiğim alan seçmenin kalbine dokunacak fikirler bulmak ve bunu görsel olarak da hayata geçirmekti. Örneğin bir liderin siyasi değil de daha çok insani tarafını, sosyal hayatını anlatan, tanıtan projeler hazırlamak benim yeteneğimi gösterebileceğim bir alandı ki öyle de oldu.  Son aldığımız seçim kampanyasında ekiple birlikte iyi bir iş çıkararak kampanyayı başarıyla yürüttük ve seçim kazanıldı.  Sonrasında da bana lider tarafından,  danışman metin yazarı olarak teklif geldi. Bir kamu kurumunda protokol metin yazarı olarak işe başladım. Yaklaşık 10 yıl burada, protokol metin yazarlığı yaptım. Kısa filmler, proje çocuk kitapları, liderin ve vekillerinin röportajları, konuşma metinleri derken sıkı bir tecrübe edindim. Çok iyi isimlerle çalıştım.

Ve siyasetten uzaklaşmak adına 4 yıla yakın freelance çalıştım. Özel şirket ve kurumlara yine danışmanlıklar, senaryo, tanıtım filmi, çizgi film, animasyon senaryoları, bu alanlarda eğitim atölyeleri, çocuk kitabı ve gölge yazarlıkla hayatımda başka bir sayfa açmaya karar verdim. Ve Emel’in hikâyesi de burada şekillenmeye başladı.

  • Yazım yeteneğinizi ne zaman ve nasıl keşfettiniz?

Her liseli gibi, ben de gençlik dönemlerimde şiire yakınlaşmış ve kendimce bir şeyler karalamaya başlamıştım. (Bu sevdam hala devam ediyor ve şiir kitabımda bir yıla sizlerle buluşur diye düşünüyorum)  Şiirle başlayan yazma isteğim okulun duvar gazetesinde köşe yazılarıyla da buluşmaya başladı. Üniversite de reklam metni yazarlığına doğru yol aldı. Sonra reklam ajansında her şeye bir şey yazmak isteyen Emel, gelen usta yazarların ilgisini çekti. Ufaktan bana iş paslamaya başladılar. “Hadi Emel şunu da sen yaz bakalım” derken bu işteki yeteneğim keşfedildi. Sonra da üstüne koyarak gittim. Çok okudum, çok izledim, yaşam detaylarını farzı misal kuşları, ağaçları, insanları, koşuşturmaları kafamın içinde bir film gibi hayal ettim, kelimelere döktüm. Ama en önemlisi çok ama çok hayal kurdum.  Normalde de ayakları yere basmayan bir insanım. Tabiri caizse aklı bir karış havadayım. (gülmek serbest) Kendimle dalga geçmeyi severim.

Aslında bu yeteneğimi keşfetme sürecim burada yazdığım kadar kolay geçmedi. Başıma gelenlerle dalga geçerek birçok şeyin üstesinden geldim ve inanır mısınız bu mücadele halen devam ediyor.  Duygularımı fazla tepede yaşayan bir kadın olarak ve ayrıca “kadın” olarak maalesef iş hayatında çok zorlandığım anlar oldu. Konuya girmişken bir iki kelâm edeyim. Bu yüzyılda dahi kadınların iş hayatında tam kabul görebildiğini düşünmüyorum. Başarı arttıkça rahatsızlıklarda artıyor. Ne kadar belli etmeseler de bazıları bunu sizinle sıkı tartışmalara girerek, bazıları ise sizi kibarca incitmeye çalışarak yani bir şekilde “kadın” kimliğine vurgu yaparak sizi bir adım da olsa geri iteklemeye çalışıyorlar. Elbette hepsi böyle değil, çok güzel dostlarınız, ağabeylerinizde oluyor. Ama ben bu konunun halen ülkemizde ve hatta dünyada tam anlamıyla aşılabildiğini düşünmüyorum.  Sanırım bu ara okuduğum Caroline Crıado Perez’in “Görünmez Kadınlar” adlı kitabı da bu konuda benim düşüncelerimi destekliyor ve konunun bilimsel araştırmalarına da yer veriyor. Bu nedenle diyorum ki gölge yazar ya da kitaplar içinde hayali karakter olabiliriz. Ama asla “görünmez kadın” olmayacağız. Tüm ruhumuzla ve bedenimizle buradayız. Görünür olmaya, her alana katkı sağlamaya, elimizden geldiğince yaşama dokunarak güzelleştirmeye devam edeceğiz.

  • Gölge yazarlık hakkında konuşalım, gölge yazarlık nedir, neden gölge yazarlık yapmayı tercih ettiniz?

Aslında mesleğim gölge yazarlık değil. Ben bir metin yazarıyım, danışman metin yazarı da diyebiliriz.  Siyasetten,  kurumsal iletişime, çizgi film, animasyon, tanıtım filmlerinden konuşma metinlerine kadar birçok alanda hizmet veriyorum. Örneğin, bir kuruma özel onların faaliyetlerini anlatan prestij kitap, bir şehri anlatan çocuk kitabı, bir markayı anlatan tanıtım senaryosu, sosyal medyaya özel hikâyeli içerik çalışmaları ve tüm bunların yanı sıra kurumsal iletişim ve medya alanında da tecrübe sahibiyim. Şunu da belirtmek isterim ki bu işlerde iyi bir ekibe ihtiyacınız var. Sizinle aynı hayal dünyasında, farklı açılardan düşünüp, işi yorumlayabilen bir grafik tasarımcı ve bir video montaj kurgucusunun yanı sıra illüstiratör, çizer ve animasyoncu ekibinizde olmalı. Çok şükür ki bu alanda en iyilerle çalıştığımı düşünüyorum. İyi ki varlar. Onlara buradan da teşekkür ediyorum. Bir de unutmadan yeni bir alanda daha uzmanlaşmaya başladım. Hikâye yazarlığının yanı sıra artık profesyonel bir hikâye anlatıcısı olarak da karşınızda olacağım.

Çok konuştum, çok anlattım. Meslekten ötürü diyelim mi? Şimdi sorduğunuz soruya geçebilirim. Gölge yazarlık aslında ben yıllarca yapmışım. Bir liderin konuşma metinleri arkasında siz varsınız, röportaj metninin arkasında siz varsınız ve hatta bir markanın kendini anlattığı tanıtım filminin kelimelerinde siz varsınız. Yani zaten siz bir gölge yazarsınız. Fark şu yeni trend, yeni meslek isimleriyle bunun adı gölge yazarlık olmuş. Arada bir fark yok değil tabii. Danışman metin yazarlığında hizmet verdiğiniz kişinin tüm hayat detayını bilmezsiniz. İşinize yarayacak kadarını bilirsiniz. Ona göre onun fikirleri ışığında ona yardımcı olursunuz. Şunu da bilin isterim ki son söz her zaman adına yazılan kişinindir. Yani o size istediğini anlatır, siz de ona yardımcı olursunuz. Fakat sonunda metin onundur, hikâye onundur. Artık ona aittir. O istediği değişikliği yapar ve kullanmak istediğini seçer, alır, kullanır ya da kullanmaz.

Gölge yazarlığı ben bir iş insanının doğumundan bugününe kadar yaşamını tam anlamıyla onun adına kaleme alarak yaptım.  Bu iş insanıyla hafta da bir ya da iki işinin yoğunluğuna göre bir araya gelirsiniz. Müsaadesiyle ses kaydını açar, onu dinlemeye başlarsınız. Sorularla bir röportaj havasında onu yönlendirir, eksiklerini hikâye eksiklerini tamamlamasına yardımcı olursunuz. En önemlisi ise onun o anlarda yaşadığı hislerin size iyi geçmesidir. Duygu iniş çıkışları, mutlulukları, acıları, endişeleri, heyecanları ne varsa işte sizde de olmalıdır. Bu süreç kişinin yaşam hikâyesine göre uzar ya da kısalır. Haftalık buluşma rutinleriyle hikâyeyi dinler, notlar alırsınız. Tabi burada hikâyenin tamamlayıcısı karakterler de vardır. Mesela eşler, çocuklar, dostlar vb. bunlarla da görüşmeler yapar. Parçaları birleştirirsiniz. Bazen de bu insanların anlatılarına da sayfa da yer verirsiniz. İstenirse fotoğraflarla kitabı, ,içeriği desteklersiniz. Sonunda hikâye tamamlanır ve kitap için son okuma, editörlük, dizgi, tasarım, kapak çalışmaları yapılır ve mutlu son. Kitabımız baskıya hazır şekilde kişiye teslim edilir.

Farklı hayatlara şahit olmak, farklı hikâyeler dinlemek inanın size de ayrı bir yaşam tecrübesi kazandırıyor. Bunu dinlerken, yazarken siz de o anları onlarla birlikte yaşıyorsunuz. Başarıları başarısızlıkları, kavuşmayı ayrılığı hayata dair ne varsa… Burada bence en önemli şey karşınızdaki insanın size güvenmesidir. Çünkü herkesin hayatı, yaşamı kendi mahremi, özelidir. Karşınızdaki kişi istediğini anlatır, istediğini anlatmaz. Size bazen tam aktarmaz. Eksik bırakır, paylaşmak istemez. Bu tamamen kendi tercihidir. Biz bize anlatılanı biliriz.

Ben bu sürecin özel olduğuna inanıyorum. O yüzden bu hizmeti almak isteyen kişiyle aranızda güçlü bir iletişim olmalı yani ilk tanıştığınız andan itibaren “Ben Emel Hanım’a anlatırım. Onun samimiyetine ve bilgilerimin istediğim kısımlarının sonsuza dek gizli kalacağına eminim.” diyebilmeli. O ses kayıtları silinir. Yok edilir. Biz kitapta ne isteniyorsa onu veririz. Gerisi bizle mezara… Şunu da söylemeliyim ki ben de karşı taraftan aynı enerjiyi almalıyım. Ben de onunla güzel sohbet edebileceğimi bilmeliyim. Onu dinlemek istemeliyim. Bu işi severek yapmazsanız, ne o hikâyeyi merak eder, ne de o insanı anlatmak istemezsiniz. Biz karşılıklı aynı heyecanla ilerlemeliyiz.  Çünkü bir süre sonra hikâye içinde birlikte ağlayıp birlikte gülüyorsunuz. Mesela bir kaybediş yaşanmış, sevdiğini sonsuzluğa uğurlamış. Ben bunu dinlerken kimi zaman karşımdakinden önce ağlamaya başlarım. Komik bir olayda da birlikte gülmekten karnınıza ağrılar girer.

Özetle bu değişik ama heyecan verici bir iş… İnsanlar hikâyeleri benim için özel ve kıymetlidir. Onları en değerli şekilde yazmak isterim. Kimseyi kırmadan incitmeden ve kırılmadan incinmeden…

  • Metin yazarlığı danışmanlık hizmetinizden bahseder misiniz, bu hizmetten nasıl yararlanabiliriz?

Bu hizmetten yararlanmak için beni aramanız ve yüz yüze bir görüşme gerçekleştirmemiz gerek. İstenilenin ve hayal edilenin ne olduğunu anlamak işin en önemli kısmıdır. Markanız için prestij kitaptan, proje çocuk kitabına, tanıtım filmi senaryolarından, çizgi animasyon filme, dış ses, kurgu akış metinlerine, hayat hikâyelerine kadar her yazı alanında hizmet verebilirim. Kurumsal iletişim ve medya kısmında ise ihtiyacınız olan sosyal medya düzenlenmesi ve içerik üretilmesi konusunda da yardımcı olabilirim. Bir yerde toplum karşısında konuşacaksanız, konuşma metninizi hazırlar, size sesli prova yaptırır ve sizi sahne için hazırlarım. Konunuza ve içeriğinize güç katması için şiirsel çalışmalarla da desteklemeyi seviyorum. Son olarak atlamadan onu da söyleyeyim. Çocuk şarkıları, kurum şarkıları yazmaya bayılırım. Daha ne kadar kendimi anlatabilirim bilmiyorum. Bildiğim, bu işi çok sevdiğimdir. Bildiğim, hikayenin gücüne inandığımdır ve bildiğim bir çatalın dahi hikâyesini yazabileceğimdir.

Yorumlar

0 yorumlar