Ankara Life Dergisi

Girişimci Bi’ Anne

İş dünyasına kadın eli değdi. Hem başarılı girişimci hem de annelik kimliğini üzerine zarafetle yakıştıran Karikatür Bi’ Kafe sahibi Hülya Yaldız, Ankara Life okurları için hayatının perdelerini araladı. Halkla İlişkiler eğitimini kişisel gelişim eğitimleriyle sürdüren ve farklı sektörlerdeki deneyimlerini, hayallerini gerçekleştirmek için bir araya getiren Hülya Hanım, gebelik sürecinde de kendisini hayattan soyutlamayıp gelecek çalışmaları üzerine yaptığı planlarla iş hayatında başarı hedefleyenler için harika bir örnek teşkil ediyor.

Hülya Hanım, bu alanda ilerlemeye karar vermenizde neler etkili oldu?
İş hayatına dair birçok hayalim vardı, kendi işimin patronu olmak da bunlardan biri. Şimdi bir kısmı gerçekleşti. Kendi işimin patronuyum, geri kalanı içinse bu bir başlangıç! Bir kadın olmanın, dahası anne olmanın ayrıcalıkları var bana göre. Biz kadınlar çocuklarımıza, ailemize, ilişkilerimize karşı ne derece hassassak bir iş insanı olarak da o kadar hassasız. Ben oğlak burcuyum. Güvenlik kaygısı taşırız bizler. Bir anne olarak, özellikle gıda alanında güvenlik kaygısının en yüksek seviyede yaşandığı bir dönemde, bu kaygıyı yok edecek, müşterilerin hem keyifli vakit geçirebilecekleri hem de yiyip içtiklerinden emin olabilecekleri bir işletmeydi ilk hedefim ve sanırım başardık. Bu sektörde artık ben de varım!

Peki, karşılaştığınız zorluklar neler?
Ev dışı tüketim pazarı olarak nitelenen ve her geçen gün büyüyen bu sektörde yer almak başlı başına zor. Evvela rakibiniz çok. Her geçen gün de rakiplerinizin sayısı artıyor. Bu kadar büyük bir sektörde fark edilebilmek, tercih edilir olmaksa büyük meşakkat.

Reel anlamda ekonomide küresel ve ülkesel bazda yaşadığımız sorunlar da cabası. Malumunuz, hem enflasyon rakamları hem de kur farkı dolayısıyla yaşanan sorunlar da yatırım konusunda ayrıca birer zorluk. Birçoklarına göre bizdeki büyük cesaret. Böyle bir dönemde kaliteden ödün vermeden öne çıkmak da asıl başarı bence. Gastronomik olarak iddialı lezzetleri astronomik olmayan fiyatlarla sunmaya çalışıyoruz.

Toplumda kadın olmak zor. Girişimci bir kadın olmak daha da zor. Bu zorluğa karşı nasıl motive oluyorsunuz?
Toplumda kadın olmak zor dediğinizde aklıma geldi. Aslına bakarsanız Türkiye için olağandışı bir durum. Zira 84 sene önce bugün Büyük Önder Atatürk, kadının toplumdaki yeri için en ciddi adımı attı; hem de Batılı, gelişmiş birçok demokrasiden önce. Ne güzel tesadüf ki böyle bir günde sizlerle röportaj yapıyoruz. Seksen dört sene önce bugün kadına “seçme” hakkı tanındı. Yalnız siyasi olarak değerlendirmek eksik olur. Biz kadınlar hayatın her alanında “seçebilme” özgürlüğüne kavuştuk. Ben de bir seçim yaptım; halen aksini düşünen onlarca insana karşı iş dünyasında başarılı bir anne olmak! Bir annenin en önemli motivasyon kaynağı çocuğu gibi geliyor bana. Eşimin hakkını da yiyemem ama gerçek bu. Gözlerine baktığınızda size duyduğu güven kamçılıyor sizi.

Bence bir kadının isteyip başaramayacağı “şey” yok dünyada. Dünya’yı kadınlar değiştiriyor. Düşünsenize; insan vücudu en fazla 45 del (birim) acıya dayanabiliyor fakat kadınlar doğum yaparken 57 birime kadar acı çekiyor. Bu ise aynı anda 20 kemiğin kırılmasına bedel. Yani kadın, hayalleri için en büyük zorluklara dahi göğüs gerebiliyor. Çocuğum için, ailem için kurduğum hayaller, bunlardan gerçekleştirdiklerim de ayrıca motive ediyor beni. Kaygılarınızı, korkularınızı azalttığınızda hayallerinizin gerçekleştiğini görüyorsunuz. Dahası hayalleriniz gerçekleştikçe ve başarıya ulaştığınızda cinsiyet faktörü ortadan kalkıyor, başarılarınız konuşuluyor.

“Güçlüyüm, cesurum, her şey benim ellerimde şekilleniyor”

Uyandığınız andan itibaren bir iş gününüzü bize anlatır mısınız?
Girişimci olmak yalnız yatırımı yapıp kenara çekilmek değil. Kıymetli bir dostum “başında durmadığın iş senin işin değildir” derdi. Bu nedenle mesai benim için de kepenklerin açılması ile başlıyor. Küçük ve eski semtlerde esnaf iyi dileklerle güne başlar. Ben de komşularımla selamlaşıp giriyorum Bi Kafe’ye. Çalışma arkadaşlarımla günlük planlamamız sonrasında dip köşe bir temizlik başlıyor. Mutfakta günlük ve taze ürün olmasına dikkat ediyorum. Bu nedenle eksiklerimizi temin ediyoruz. Gün için gerekli hazırlıkları tamamladıktan sonra kendimize biraz zaman ayırıyoruz. Teknik hazırlık kadar önemli bu kısmı; huzurlu ve güler yüzlü olmak hazırlığın en önemli aşamalarından. Gün içerisinde ise başka bir boyuttayım. Müşterilerimizin rahatı ve memnuniyetini devamlı surette ölçümleyip kendimizi güncelliyoruz. Gün sonu da ölçtüğümüz olumlu ve varsa olumsuz tepkileri değerlendirerek geçiyor.

İş hayatınızda özellikle sizin dokunuşlarınızla güzelleştiğini düşündüğünüz noktalar ve durumlar var mı?
İş hayatını bakışınızla, hitabınızla güzelleştirebiliyorsunuz. Yalnız müşterileriniz için değil, çalışma arkadaşlarınız için de geçerli. Emin olun ürünlerinizi aldığınız esnaf, tüccar, resmi işlerinizi yaptığınız kurumdaki memur, çalışan için de geçerli. O sihirli dokunuş gülümsemek!

Gülümsediğinizde her şey değişiyor. Çocuğumun gülmesi bana yorgunluğumu unutturuyor mesela. Kısaca ben gülümseyerek güzelleştirebildiğimi düşünüyorum. Belki onun için “Bi’ Kafe”; çünkü burada insanların gülümsediğine tanık oluyorum.

Yorumlar

0 yorumlar