Ankara Life Dergisi

Hedefinde Altın Madalya Var!

Spor hayatına önce Para-Badminton branşıyla başlayıp sonrasında alan değişikliği yaparak Para-Taekwondo’ya geçiş yapan Milli Sporcu Seçil Er, başarılarının sırlarını şehrin en çok okunan yayını Ankara Life Dergisi’ne anlattı. Önümüzdeki dönem için sıkı bir çalışma temposuna girdiklerini ifade eden Seçil Er’in hedefinde ise altın madalya sahibi olarak bayrağımızı gururla dalgalandırmak yer alıyor. Seçil Er ile gerçekleştirdiğimiz muhteşem röportajımız sizlerle. İyi okumalar dileriz.

Seçil Hanım, dünya çapında büyük başarılar elde ettiniz ve ülkemizi defalarca gururlandırdınız. Ancak spora yönelik sorularımıza geçmeden önce sizi tanımak istiyoruz. Seçil Er kimdir?
1990 yılı Ankara doğumluyum. Gazi Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi ve Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi mezunuyum. 3. Kademe Tenis Antrenörü’yüm aynı zamanda Otizm Spor Eğitmeni Belgesi’ne sahibim. Bir yıl otizmli bireylerle çalıştım. 10 yıldır profesyonel olarak lisanslı sporcuyum. Para-Badminton branşı ile başladım. Daha sonra branş değişikliği ile 2019 yılında Para-Taekwondo’ya geçiş yaptım. Para-Taekwondo’da 3. yılımda Dünya ve Avrupa şampiyonu oldum.

Taekwondo’ya nasıl başladınız, sizi bu spora karşı çeken güç neydi? Kendinize ilk kez ‘Galiba Taekwondo’da en iyiler arasında olacağım.’ dediğiniz zamanı hatırlıyor musunuz? Ya da şöyle soralım, bu sporda çok iyi olduğunuzu ilk ne zaman fark ettiniz?
Taekwondo’ya Badminton’u bırakma kararıyla başlamıştım. Dövüş sporlarına çocukluğumdan beri ilgim vardı ancak ailem sert bir spor dalı olduğu için çok sıcak bakmıyordu. Üniversite ikinci sınıftayken hobi olarak Kickboks yapmak için arkadaşımın salonuna gittiğimde, hocamız Taekwondo Türkiye Şampiyonası’nın olduğunu söyledi, yoğun bir antrenman programına başlatıp maça girmemi sağladı. İlk maçımda Türkiye ikincisi olup, Dünya Şampiyonası’na seçildim. Tabii ki ilk yurt dışı maçımda derece alamadım. Bir sonraki Türkiye Şampiyonası’nda şampiyon oldum, Ekim ayında İtalya’daki Avrupa Şampiyonası’nda üçüncülük elde ettim. İlk kez bu maçtan sonra kendime ‘En iyiler içinde olacağım.’ sözünü verdim. Bu maç benim için bir başlangıçtı ve öyle de devam etti. Sonraki maçlarımda da madalya almaya devam ettim, 2021 yılı Eylül ayında Avrupa Şampiyonu oldum. Sonrasında sürekli dünya şampiyonu olacağımı hedefledim. Her gün şampiyon olduğumu hayal edip, daha hırsla çalıştım. 12 Aralık 2021 yılı Dünya Şampiyonası’nda şampiyon oldum. Türkiye’de sayılı sporcuda olan ‘Yılın En Teknik Kadın Sporcu Ödülü’ne layık görüldüm. Bu maçtan sonra artık olimpik sporcu olarak 2024 Paris Paralimpik Oyunları’na katılabilmek için çalışıyor ve maçlarımda başarılar elde ediyorum.

Taekwondo’ya başladığınızda karşılaştığınız zorluklar, yıldığınız, yapamam dediğiniz anlar oldu mu? Sizi motive eden temel güç neydi?
Branş değişikliği ve yaş olarak da geç başlamış olmanın verdiği problemler, zorluklar oldu. Taekwondo branşına küçük yaşlarda başlamadığım için kas ve eklem yapısı olarak uygun değildim. Sakatlıklar yaşıyordum. Antrenman yaparken eklem ağrısı yaşadığım zamanlarda bazen bu durumdan yorulduğum oluyordu, ancak hiçbir zaman ‘Yapamam.’ demedim ve çalışmaya devam ettim. Zamanla doğru çalışma şekli ve fizyoterapist destekleriyle bu durumu da aştım. Benim motive kaynağım hırsım. Her zaman daha iyisi olma arzusu, başarılı olma tutkusu motivasyon kaynağım.

Bu tarz sporlar hakkında pek fikri olmayanlar Karate ile Taekwondo’yu birbirinden hemen ayıramıyor. Siz bu disiplinlerin farkını nasıl anlatırsınız?
İkisi de temelde savunma sporudur, ancak Karate’de ilk saldırı önemlidir. Karete -Japonya, Taekwondo Kore çıkışlıdır. Karate’de el vuruşları baskın, Taekwondo’da ayak vuruşları, tekme baskın bir daldır. Taekwondo ve Karate tekniksel ve müsabaka olarak farklılıkları vardır. Spor disiplini olarak “Do” felsefesine dayanırlar. Do felsefesinde saygı, gurur, insancıl olma, disiplin, azim yatmaktadır.

Sizce önyargılarımız yüzünden Taekwondo’nun bir kadın için fazla sert bir spor olduğunu mu düşünüyoruz?
Kadınların kendini savunabilmesi adına herhangi bir dövüş sporuyla ister hobi ister meslek olarak ilgilenmesi gerektiğini savunuyorum. Taekwondo’da sert bir spor olmasına rağmen tekniklerde estetik ve göze hitap etmesi önemlidir. Amacında rakibe zarar vermek değil puan almak esastır. Taekwondo beden ve zihin gelişimi olarak önemli bir daldır.

Şu an yeni bir kamp dönemine giriyorsunuz. Hazırlanma sürecinizden biraz bahseder misiniz? Taekwondo’da rakibinizi nasıl çalışıp analiz ediyorsunuz?
Çalışmalarımıza Şubat ayından beri devam eden uzun dönemli Milli Takım Hazırlık Kampı’nda Mili Takımlar Teknik Direktörü Ali Şahin ve Baş Antrenörümüz Deniz Türe ile verimli antrenman programına devam ediyoruz. Rakiplerimizin maç performanslarını inceleyerek, teknik ve taktiksel analizler yaparak antrenman içeriğimizi geliştiriyoruz.

Bundan sonraki süreçte hedefleriniz, istekleriniz ve beklentileriniz neler?
En büyük hedefim olimpiyata gidip altın madalya ile ülkeme dönmek. Olimpiyata kadar olan takvimimizdeki maçlarda performansımı daha üst seviyelere çıkarıp, başarılara imza atmaya devam etmek ve bayrağımızı dalgalandırmak.

Yorumlar

0 yorumlar