Ankara Life Dergisi

Hem Sağlık Hem Estetik

Şehrin marka yayını Ankara Life Dergisi ekibi olarak Uzm. Dr. İlkay Arıcan ile bir araya geldik. Detoks ve Antiaging tedavilerin yanında medikal estetik uygulamalarıyla da Ankaralılara hizmet veren Dr. İlkay Arıcan’a merak ettiğimiz soruları sizler için yönelttik.

İlkay Hocam öncelikle sizi tanıyalım. Dr. İlkay Arıcan kimdir?
9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum. Uzmanlığımı Anesteziyoloji ve Reanimasyon dalında yaptım. Ankara, İstanbul, Antalya, Erzurum, Diyarbakır, Karabük illerinde ameliyathane ve yoğun bakım ağırlıklı olarak çalıştım. Kısa bir süre Santiago Şili’de Universidad De Catholica’da gözlemci doktor olarak bulundum. Aktif doktorluk görevimi yaparken ozon tedavisi, nöralterapi, YNSA akupunktur, proloterapi, mezoterapi ve hacamat gibi insan vücudunun yenilenme ve kendi kendini onarım yeteneğini ön plana çıkaran eğitimler aldım. Faydasına çok inandığım bu tedavileri bizzat uygulayabilmek için Nenehatun Caddesi’nde bulunan muayenehanemi açtım. Tıp bilimine ve mesleğime aşığım. Kısacası insanların sağlıklı ve mutlu olmaları için bilgisini, tecrübesini kullanmayı gaye edinmiş bir doktorum.

Hocam peki kimler size gelmeli, hangi hasta grubuna hitap ediyorsunuz?
Yaşam kalitesinin yüksek olmasını ve bağışıklığını güçlendirmek isteyen herkes bize gelebilir. Kliniğimizde ozon tedavisi, nöralterapi, proloterapi, YNSA akupunktur, hacamat gibi tedavi uygulamalarının yanı sıra mezoterapi, PRP, botoks ve dolgu uygulamalarını da yapıyoruz. Tabii bir de son yıllarda detoks ve antiaging tedavileri oldukça yaygınlaştı. Sağlıklı ve kaliteli bir yaşam için vücudumuzun belirli aralıklarla bakıma ve vitamin mineral desteğine ihtiyacı var. Ben C Vitamini, glutatyon, alfalipoik asit ve kolin gibi bağışıklık sisteminin ihtiyaç duyduğu vitamin ve enzimleri damar yolu ile hastalarıma veriyorum. İnsan vücudu kendi kendini yenileme mekanizmalarıyla donatılmış ve mükemmel şekilde tasarlanmış bir organizmadır. Bizim yaptığımız tedavi ve uygulamalar bu harika mekanizmanın etkin bir şekilde çalışmasına destek olmaya yöneliktir. Dolayısı ile erkek, kadın her yaş grubundan ve her kesimden hastalarım oluyor.

Peki, sağlık mı yoksa estetik mi diye sorsak, size göre hangisi daha ön planda?
Güzel bir soru, ancak benim cevabım hem sağlık hem estetik olur. Birini diğerine feda etmek zorunda değiliz. Çünkü günümüzde ikisine de aynı anda ve kabul edilebilir maliyetlerle ulaşmak mümkün. Vücudun çeşitli yerlerindeki ağrıları, migreni, adet ağrısı, diş sıkması, huzursuz bacak veya kronik yorgunluk gibi problemleri tedavi etmek ne kadar önemliyse; yüzümüzde, boynumuzda, ellerimizde zamanla oluşan kırışıklık, sarkma gibi yaşlanma belirtilerini gidermek ya da geciktirmek; burnumuzda, dudağımızda daha estetik bir görünüm sağlamak veya saçlarımızın dökülmemesi için mezoterapi yaptırmak da bir o kadar önemli ve gerekli. Ben, hayatta yaşadığımız süre kadar yaşam kalitesinin de çok önemli olduğunu düşünüyorum. Sağlıklı yaşam için en gerekli şartlardan biri de kişinin moral ve motivasyonunun yani yaşam enerjisinin yüksek olmasıdır. Aynaya baktığı zaman insanın kendisini hem sağlıklı hem de estetik açıdan güzel bulabilmesi, yüzünde kocaman bir gülümseme olabilmesidir. Ben de değerli Ankaralılara ve hastalarıma bunu sağlamaya çalışıyorum.

Hocam son olarak okurlarımıza neler söylemek istersiniz?
Ankara’mız çok güzel, ancak yine de 6 milyona yaklaşan nüfusu ile büyük bir metropol ve büyük kentlerin birtakım dezavantajlarını da hep birlikte yaşıyoruz. Kalabalık insan toplulukları bakteri ve virüslerin yayılımını kolaylaştırırken, günlük hayatın stresi, hava kirliliği ve yoğun trafik gibi faktörler maalesef sağlığımızı olumsuz etkiliyor. Bu yüzden evdeki bitkilerimize, evcil hayvanlarımıza veya bakım zamanı geldiğinde arabamıza nasıl gerekli bakımı yaptırıyorsak; kendi bedenimize de aynı şekilde özenli davranmalı ve rutin sağlık kontrollerini, kan tahlillerini yaptırmalı, bağışıklığımızı güçlendirici vitamin, mineral ve enzimleri almayı ihmal etmemeliyiz. Bence önemli olan kanser, diyabet, haşimato troiditi, fibromiyalji gibi kronik hastalıklara hiç yakalanmamak, çünkü yakalandıktan sonraki tedaviler daha zor ve pahalı, ayrıca olumlu sonuçlanacağının bir garantisi de yok. Bu yüzden hiçbir sağlık sorunumuz olmasa bile yukarıda bahsettiğim tedavi uygulamalarını yaptırmakta fayda var, hele ki 45-50’li yaşlardan sonra mutlaka gerekli sağlık kontrollerini yaptırmak gerekiyor. Ben bütün Ankaralılara sağlıklı ve huzurlu bir yaşam diliyor ve bu konuda kendilerine yardımcı olmak için burada bulunduğumu hatırlatmak istiyorum.

İlkay Hocam verdiğiniz değerli bilgi ve tavsiyeler için okurlarımız adına çok teşekkür ediyorum.
Bana bu fırsatı verdiğiniz için ben teşekkür ederim.

Yorumlar

0 yorumlar