Ankara Life Dergisi

Hızla Yükselen Döviz Kurlarına Karşı Tedbir:Döviz Endeksli Sözleşmeler TL’ye Uyarlayacak

Son dönemde dünya piyasalarında yaşanan sosyo-ekonomik gelişmeler sebebiyle döviz kurlarında ciddi dalgalanmalar meydana gelmiştir. Döviz kurlarında yaşanan bu ani değişimler, ülkemizin mevcut ekonomik durumu açısından çeşitli sorunlar ortaya çıkarmakta, ülke ekonomisinde öngörülebilirliği azaltarak ekonomi aktörlerini zor durumda bırakmaktadır. Herkesi doğrudan veya dolaylı etkileyen dövize yönelik alınan tedbirleri Av.Dr. Mert Van Ankara Life Dergisi okurları için anlattı…

Ülkemizde son 2 yıldır yaşanan siyasi ve ekonomik krizler göz önünde bulundurulduğunda, Türk Lirası’nın Dolar ve Euro karşısında sert düşüşler yaşaması, ticari ilişkiler ve toplumun ihtiyaçları açısından ciddi problemler ortaya çıkmasına neden olmuştur ve halen olmaktadır. Özellikle döviz endeksli kurulan sözleşmelerin tarafları, sözleşme sonunda ifa borcunun yerine getirilmesi aşamasında ani yükselen döviz kurları konusunda büyük sıkıntılar yaşamakta, gerek firma bazlı gerekse sektörel anlamda ciddi kayıplarla karşı karşıya kalınmaktadır.

Döviz kurlarındaki hızlı ve sert iniş çıkışlar sebebiyle özellikle döviz endeksli ticari sözleşmelerin ifasında ortaya çıkan sorunların önüne geçilebilmesi amacıyla hükümetimiz tarafından bazı önlemler alınmasına ilişkin çeşitli düzenlemeler yapmak suretiyle adımlar atılmıştır. Bu adımlardan ilki; 13 Eylül 2018 tarihli ve 30504 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren 85 sayılı,Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanı Kararı’dır.

85 sayılı kararın getirdiği değişiklikleri dört temel kriter üzerinden değerlendirmek, kararın açıklanması açısından yerinde olacaktır:

bulunmaktadır?
Yeni düzenleme bakımından sözleşmelerini TL’ye uyarlama mükellefiyeti altında olanlar, kararın 1. maddesine göre; sözleşmenin tarafları her iki tarafının da Türkiye’de yerleşik bulunan kişilerdir.

Eğer sözleşmenin taraflarından biri Türkiye’de yerleşik değilse taraflar, sözleşme üzerinden belirlenen miktarın döviz cinsinden belirlenemeyeceği düzenlemesinden muaf tutulacaktır.

Yeni düzenleme hangi tür sözleşmeleri kapsamaktadır?
32 sayılı kararın 1. maddesinin g bendi, şu düzenlemeyi içermektedir: “Bakanlıkça belirlenen haller dışında, kendi aralarındaki menkul ve gayrimenkul alım, satım, taşıt ve finansal kiralama dahil her türlü menkul ve gayrimenkul kiralama, leasing ile iş, hizmet ve eser sözleşme bedel ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamaz.’’ Bu bentten, ilgili kararla getirilen düzenlemenin her türlü sözleşmeyi kapsamayacağı, sadece ilgili maddede belirlenen sözleşmeler açısından TL’ye uyarlama yükümlülüğünün geçerli olacağı anlaşılmaktadır.

Ancak, ilgili düzenleme beraberinde bir sorun getirmektedir. ‘’Bakanlıkça belirlenen haller dışında’’ ibaresiyle, bakanlığın belirlediği, sözleşmelerin TL’ye uyarlanması bakımından istisnai bazı hallerin varlığı halinde tarafların kararın getirdiği yükümlülükten muaf tutulacağı belirtilmiştir.

Bu istisnai hallerin ne olacağı hususunda Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’de düzenlenmiştir.

Halihazırda bulunan sözleşmeler açısından bir değişiklik olacak mı?
85 sayılı karar ile getirilen düzenlemenin 1.maddesi kapsamında bulunan mevcut sözleşmelerin bedellerinin, aynı kararın 2.maddesi uyarınca, kararın yürürlüğe girmesinden itibaren 30 gün içerisinde TL bazında taraflarca yeniden belirlenmesi gerekmektedir.
Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’e göre 2 Ocak 2018 tarihinden önce yapılan sözleşmeler için bu tarihteki kur baz alınacaktır.

SONUÇ
Bu makalede açıkladığımız 13 Eylül 2018 tarihinde yürürlüğe giren yeni düzenleme ile döviz kur endekslerinin hızlı değişiminin günümüz ekonomisini olumsuz etkilemesini önlenmesi adına köklü ve önemli bir adım atılmıştır. Söz konusu Cumhurbaşkanı Kararı ile sözleşmenin tarafları arasında edimlerin ifasına yönelik adil bir denge sağlanması amaçlanmıştır. Hedeflenen bu tepe amaca ulaşabilmek için mutlaka kararda düzenlenmeyen hususlar açısından akıllardaki çeşitli soruların giderilmesine yönelik hukuki düzenlemelerin hızla yapılması gerekmektedir.

Bu şekilde yapılacak peşi sıra düzenlemeler ile tarafların hukuki açıdan ihtilafa düşmesinin önü kapanacak ve 13 Eylül 2018 tarihinde yürürlüğe giren 85 sayılı Cumhurbaşkanı kararında öngörülen düzenlemenin ticari ekosistemde yaygınlaşmasını ve en nihayetinde kararın çıkarılmasıyla hedeflenen kazanımların edinilmesini sağlanacaktır.

Yorumlar

0 yorumlar