HPV ve Rahim Ağzı Kanseri
Serviks kanseri onkojenik HPV tipleri ile gelişen enfeksiyon sonucu ortaya çıkar. İnsanları etkileyen diğer kanser türlerinden hiçbirinin bu kadar açıkça belirlenmiş bir gerekli etkeni mevcut değildir. Çoğu HPV enfeksiyonu iki yıl içinde iyileşir. Serviks kanseri gelişmesi için, onkojenik insan papilloma virüsü (HPV) ile persistan enfeksiyon gerekir. Cinsel olarak aktif tüm kadınlar, serviks kanserine neden olabilen onkojenik HPV enfeksiyonu riski altındadır. HPV cinsel aktivite sırasında kolayca bulaşır ve genital bölgede deri teması ile alınabilir. Enfeksiyon için penetrasyon gerekli değildir. Bu nedenle kondomlar HPV enfeksiyonuna karşı tamamen koruyucu değildir. Tüm dünyada serviks kanseri olgularının %70’inden fazlası onkojenik HPV tip 16 ve 18 ile ortaya çıkar. Daha sonra HPV tip 45 ve 31 izlenmektedir. HPV’nin bu dört tipi dünyada serviks kanserlerinin %80’inden sorumludur. Tüm kadınlar onkojenik HPV enfeksiyonu riski altındadır. Yaşamları boyunca kadınların %50-80’inin HPV enfeksiyonu geçireceği ve bu vakaların %50’sine onkojenik bir HPV tipinin yol açacağı tahmin edilmektedir. HPV enfeksiyonu 25 yaşın altındaki kadınlarda en üst noktaya ulaşsa da insidans ve yaygın enfeksiyon, daha sonraki dönemde onkojenik tiplerle enfeksiyon nedeniyle erişkinlikte de devam etmektedir. 35 yaş ve üzeri kadınlarda görülen enfeksiyonun persistan olma olasılığı ve serviks kanseri gelişme olasılığı gençlere göre yüksektir. Tüm serviks kanserlerine yaygın bir virüs olan HPV’nin onkojenik tipleri ile ortaya çıkan persistan enfeksiyon neden olmaktadır. HPV’nin serviks kanseri için gerekli etken olduğu gösterilmiştir. Dünya genelinde serviks karsinomu örneklerinde HPV tipinin prevalansı %99,7 olarak hesaplanmaktadır. Bu HPV tipleri, serviks kanserine ek olarak, anüs, vulva, vajina, penis, orofarinks ve ağız kanserlerine de neden olabilir. Ancak hastalığın yükü ve bu kanserlerde onkojenik HPV enfeksiyonuna bağlı olabilecek oran, serviks kanserinde olduğundan çok daha düşüktür. Serviks kanseri, genellikle serviksin transformasyon bölgesinde oluşur. Transformasyon bölgesindeki metaplastik değişimin oranı, bu bölgeyi HPV enfeksiyonuna ve mutasyon oluşumuna açık hale getirir. Burada metaplastik aktivite pubertede ve ilk gebelikte en üst düzeye çıkar ve menopozdan sonra azalır.
HPV tanısı
Dünyadaki en güncel tarama programları, prekanseröz hücre değişimlerinin saptanması amacıyla yapılan pap smear sitoloji değerlendirmelerine dayanmaktadır. Bunun yanında PCR testi ile HPV virüsünün varlığı ve tiplendirilmesi de yapılabilinmektedir.
HPV ve Aşı ile Korunma
HPV aşılarının dünyada 45 ülkenin aşılama programına girdiği ve bugüne kadar yaklaşık 40 milyon kadının bu virüsle karşı aşılandığı belirtiliyor. Aşıların kullanımında en etkin hedef kitle seksüel ilişkide bulunmayan 11-12 yaş grubundaki kız çocuklarıdır. Avrupa birliği ülkelerinde aşının 9-45 yaş arasında uygulanmasına onay veriliyor. HPV nin oluşturduğu hastalıkların tedavisi ile aşılama kararı birbirinden bağımsızdır. Aşılanmadan doğal enfeksiyon geçirilmişse, aşı o tipe karşı koruma sağlamaz. Buna karşın aşının içerdiği tiplerin tümüne karşı doğal enfeksiyon geçirme olasılığının sadece yüzde 1 olduğunun unutulmaması gerekir. Her aşıda olduğu gibi, HPV aşılarının da bu hastalığa yakalanmadan önce yapılması gerekir. Türkiye’de şu an bulunan aşı HPV’nin 4 tipine karşı bağışıklık sağlarken, ülkemizde bulunmayan 9’lu aşı ise HPV’nin 9 farklı tipine karşı bağışıklık sağlamaktadır. Bu aşılar rahim ağzı kanserine neden olan tiplerin yüzde 70-80’lik bölümüne karşı yüzde 100 koruma sağlar. Ancak söz konusu aşılar, HPV 16 ve 18 dışında kanser yapan diğer tiplere karşın koruma sağlayamadıkları için, aşılandıktan sonrada düzenli olarak Pap Smear testi ve jinekolojik muayane yaptırmak etkin korunma açısından son derece önemlidir. Kadınların çoğu rahim ağzı kanseri aşısının rahim ağzına yapıldığını düşünüyor ve bu düşünce nedeniyle aşıdan korkmaktadırlar. Oysa aşı sanıldığının aksine rahim ağzına değil üst kola yapılmaktadır. Bu aşı 6 ay içinde 3 doz olarak 0. ay, 2. ay ve 6. ay olmak üzere toplam 3 doz uygulanır. 9-14 yaş grubunda ise 0 ve 6 ay olmak üzere toplam 2 doz yeterli olmaktadır.
Serviks kanseri iki düzeyde önlenebilir;
Birincil önleme; hastalığın nedeninin önlenmesi Persistan onkojenik HPV enfeksiyonu (örn. Profilaktik aşılama). İkincil önleme; hastalığın belirlenmesi (örn. tarama) ve tedavisi (örn. kanser öncesi tedavi) aşıların geliştirilmesiyle, son 200 yılda modern tıbbın tüm alanlarında yaşam beklentisi artmıştır. Serviks kanserinin getirdiği anlamlı yük göz önünde tutulduğunda, önleme ve tedavi stratejilerine acilen ihtiyaç duyulmaktadır. Serviks kanseri bağlamındaki güncel önleyici girişimler, öncelikle erken saptama için taramayı ve anormal hücrelerin yok edilmesini kapsamaktadır. Tarama programlarını sadece bazı gelişmiş ülkeler tam olarak uygulamaktadır. Dünyanın büyük çoğunluğunda kadınlar tarama programlarına ya hiç katılmamış ya da nadiren katılmıştır. HPV enfeksiyonunun serviks kanseri gelişiminde merkezi bir rolü vardır. Bu nedenle HPV enfeksiyonu ve bulaşının önlenmesi serviks kanseri insidansını önemli ölçüde azaltabilir.
Yorumlar
0 yorumlar