Ankara Life Dergisi

Hüseyin Demir

Bilinçaltında yatan problemleri tespit etme ve problemlerin çözülmesi noktasında insanların hayatına dokunuyorsunuz. Hipnozla nasıl tanıştınız? Bu yöntemini nasıl ve neden seçtiniz? Hikayenizi paylaşır mısınız?

İnsanlara yardım etmek, onları iyileştirmek her zaman beni mutlu etmiştir. İnsanların  ruhlarına dokunuyorsun, problemler çözüldüğünde terapi sonrasında ya da seans sonrasında  insanların problemlerini hem gidermiş oluyorsun. Bu alanda ilerlerken ilk olarak  psikoloji ruh bilimi daha sonra ise Sigmund Freud ile tanıştım. Freud bugünkü bilinçaltı kavramını bu dünyada ilk kez ortaya çıkaran kişidir. Freud’un psikolojik kaynaklı problemlerin altında, bilinçaltının bunları nasıl tuttuğu ile ilgili  birtakım bilgilere ulaştım. Freud’un hayatını okuduktan sonra ortaya attığı kuramları ve  psikolojide kullandığı yöntemlerini araştırdım. Bu sayede  Freud’a duyduğum hayranlıktan dolayı hipnoza ilgim başladı. Bu alanda kendimi geliştirmeye başladım bununla ilgili birçok eğitim aldım. Sadece hipnoz değil tasavvuf, nlp, eft, reiki, bio enerji, kozmik enerji, access bars, kundalini, nefes, innerspeak, domino,gibi  kişisel gelişimle ilgili bir insanın ihtiyacı olabilecek birçok eğitim aldım. Hem kendimi geliştirip, değiştirdim hem  de başka insanların hayatlarına dokunmaya başladım, yani bundan dolayı Freud benim için önemli bir mihenk taşıdır.

Öncelikle hipnotik telkin yöntemlerini ele alalım istiyorum. Hipnotik telkin nedir ve en önemlisi ne değildir? Bize anlatmanız mümkün mü? Neden hipnotik telkini seçtiniz? Bu yöntemi diğerlerinden ayıran nedir?

Hipnotik dil kalıpları insanın bilinçaltına direkt işleyen komutlardır.  50 – 60 yaşına gelseniz de bilinçaltınız 5 – 6 yaşında kalacaktır çünkü bilinçaltı çocuk gibidir ve emir almaktan hoşlanır. Aynı zamanda  bilinçaltının hem güçlü hem de zayıf yönleri vardır. Biz hipnozda bilinçaltının zayıf yönlerini kullanıyoruz. Bilinçaltının zayıf yönlerini kullandığımızda kişinin bilinçaltına hızlı bir şekilde geçiş yapabiliyoruz. Orada kişinin yanlış olarak kodladığı bir problemi biz hızlı bir şekilde düzeltebiliyoruz.

Örneğin; bir kişi bir travma yaşıyor. Babasından bir tokat yiyor ve uğradığı şiddetle  erkekler sinirlendiğinde tokat atar  inancını geliştiriyor ve bu şekilde kalıyor. Dolayısıyla bütün erkeklere karşı bir korku oluşuyor. Bilinçaltındaki bu korkusundan dolayı belki evlenemiyor, çocuk sahibi olamıyor belki de özgüveni eksik kalıyor. Dolayısıyla bilinçaltının zayıf yönlerinden istifade etmemizin en temel yollarından bir tanesi  “hipnotik dil kalıbı” kullanmak, çünkü bilinçaltı gerçek ile hayâli ayırt edemiyor. Biz de onun zayıf yönlerinden ilerleyip bilinçaltında oluşturduğu blokajını, doğru kodladığımızda sürekli doğru çalışacak, biz hipnozla  bir defada bu yanlış kodlamayı  düzeltiyoruz. Daha sonra kişinin bilinçaltı ömür boyu düzgün çalışmaya devam ediyor.

Kimler hipnoterapiye başvurmalıdır? Bunu uygulamak isteyen bir kişinin beklentisi ne olmalı sizce? 

Hayatın aslında her alanında bunu kullanmak mümkün ama başlıcalarından bahsedecek olursak; kilo verme, sigara bırakma, uyuşturucu ve madde bağımlılığı, alkol bağımlılıkları, Obsesif kompülsif bozukluklar, vertigo, vitiligo, vajinismus, çocuklarda altına kaçırma, kekemelik, performans arttırma, özgüven eksikliği, sevgisizlik, doyumsuzluk, sahne performansı arttırma, öfke kontrolü gibi hayatın her alanında bunu kullanabilirsiniz. Bunu o kadar çok insan alıyor ki; kişisel gelişime ilgi duyanlar, her kesimden meslek grubu danışanlarımız arasında. Hipnoz o kadar geniş bir alana sahip ki dediğim gibi her alanda kullanıp kendinize yatırım yapabilirsiniz.

Hipnoter Akademi’de hangi eğitimler verilmekte? Akademinin işleyişi hakkında bilgi alabilir miyiz?

Hipnoter Akademi Almanya’da kurulmuş network olarak şu an Almanya’daki hatta Avrupa’daki en büyük akademidir. Benim yaptığım seans açısından şu an bana gelen verilere göre bir türk olarak son  5 yılda en fazla terapi yapan insanım. Dolayısıyla en fazla insana bu şekilde eğitim veren kişiyim. Hipnoter Akademi’de sadece hipnoz verilmektedir ama hipnozun seviyeleri var. Pandemi dolayısıyla yaklaşık 2.5 yıldır insanlarımız sürekli evlerde hapsolmuş durumda. Yöntemleri online ve uygulamalı bir şekilde veriyoruz. Bunlardan biri teorik kısmı bir diğeri ise pratik kısmıdır. Dolayısıyla burada herkes eğitimleri hem online hem de uygulamalı bir şekilde alabiliyor. Danışanlarımıza yaklaşık 50-60 şehirde Avrupa’nın birçok şehrinde eğitimler vermeye devam ediyoruz.

Terapiyi yüz yüze ve online olarak uyguluyorsunuz. Arasında bir fark var mıdır? Bu konuda tereddüt yaşayanlar varsa eğer, ne söylemek istersiniz?

İkisi arasında fark var, fakat her türlü terapiyi online olarak yapmamız mümkün değil. Örneğin; panik atağı olan birisine terapi yaptığımı ya da kalp ritim bozukluğu olan bir insana benim uzaktan bir terapi yaptığımı düşünün. Amerika’da yaşayan birine online  terapi yapıyorum, yani online bir şekilde . O esnada  bu kişinin panik atağı geldi diyelim. Nasıl müdahale edeceğim? Fiziksel olarak onun yanında olmam gerekiyor. Dolayısıyla danışanlarımıza soruyoruz, bu tür bilgiler alıyoruz. Panik atağın var mı? Kalp ritim bozukluğun var mı? gibi bilgileri ediniyoruz. Yine bununla  birlikte  aynı kişiyi düşünün. Online terapi anında belki de kapısı çaldı belki de interneti gitti. Böyle durumlarda online eğitimde hassas davranmak gerekiyor. Bu nedenle online eğitimde kullandığımiz terapi teknikleriyle uygulamada kullandığımız terapi teknikleri tamamen farklı. Online eğitim  daha çok trans üzerine. Güçlü trans teknikleri var ama  hipnoz olmadan da trans teknikleriyle de birçok problem çözülebilmekte. Biz online da daha çok trans teknikleri kullanıyoruz. Birebir de ise derin hipnoz teknikleri kullanıyoruz. Aralarında uygulama açısından ve yöntem açısından fiziksel şartlardan dolayı birçok farklılıklar var. İkisinde de iyileşme sağlanır mı? Kesinlikle ikisinde de iyileşme sağlanır ama dediğim gibi danışanın bizden hangi konuda terapi aldığına göre değişir.

Yorumlar

0 yorumlar