Ankara Life Dergisi

İbrahim Telli

İbrahim Telli; ‘Başarılı olup fark yaratmak için aklınıza da ihtiyacınız var!’

“Geriye dönüp baktığımda o anki koşullara göre yapabileceğimin en iyisini yaptım diyorsam, başarmışım demektir.”

Kick Boks, Muay Thai gibi dövüş sanatlarında pek çok başarı elden ve bayrağımızın gururla dalgalanmasını sağlayan Milli Sporcu İbrahim Telli, şehrin en çok okunan yayını Ankara Life Dergisi’ne konuk oldu. Ayrıca bilgi ve tecrübeleri dahilinde kurmuş olduğu Quads Team adlı spor akademisinde eğitmenlik yapan İbrahim Telli, merak ettiğimiz sorularımızı yanıtladı. İyi okumalar dileriz.

Röportaj: Hatice Şeyma Basut

İbrahim Bey milli sporcu olmanız yönünüzle Kick Boks, Muay Thai alanında pek çok başarıda adınızdan oldukça söz ettirmektesiniz. Sizi bir de Ankara Life okurlarına tanıtacak olursak neler söylersiniz?
Sporu her zaman hayatımın odak noktası yaparak, disiplinli bir yaşamı tercih ettim. Şampiyonluk hiçbir zaman ilk hedefim olmadı, hayatımın her alanında sahip olduğum; ‘Yaptığın her işi en iyi şekilde yapma’ mottomla bu başarılar birlikte gelmiş oldu. Böylelikle başarılarım öz disiplinim, kararlılığım ve asla pes etmemem sayesinde gerçekleşti diyebilirim. Son olarak dövüş sporları sayesinde günlük stresimi atarak hayata karşı daha pozitif bir insan olduğumu söyleyebilirim.

Peki spora olan ilginiz ve yeteneğiniz olduğunu ilk olarak ne zaman ve nasıl keşfettiniz? Meslek hayatınıza başladığınız günden beri size ilham olan isimler var mıydı?
İlkokula başladığımda yeteneklerim spor hocalarım tarafından keşfedildi. Ailemin de desteğiyle dövüş sporlarına ilk Taekwondo ile başladım, 9 yaşımda da ilk Ankara şampiyonluğumu elde ettim. Babam boksör olduğu için benim ilham kaynağım o oldu. Genetik yatkınlığımın da babamdan geldiğini düşünüyorum.

Milli Takım başarıları, sporun hangi branşında olursa olsun bizleri heyecanlandırıyor. Siz de Milli Takım’da önemli başarılara imza attınız. Bu deneyim size neler kattı, nasıl bir duyguydu?
Milli takıma seçilmek başlı başına özel bir ayrıcalık. Ülkemi temsil etme fırsatının verilmiş olması çok gurur verici bir deneyimdi. Milli takımda diğer arkadaşlarımla birlikte milli birlik ve beraberlik ruhunu hep yaşattık, çok güzel arkadaşlıklar kurduk, farklı bir duyguydu diyebilirim. Hatta size kısaca bir anımdan bahsedeyim. İlk Dünya şampiyonu olduğumda kutlamaya ringe çıktığımda İstiklal Marşı’mızın okunması, bayrağımızın dalgalanmasının benim şampiyonluğum sayesinde olduğunu görünce gözlerim doldu, hayatımda ilk defa mutluluktan ağlamak istedim. Çok gurur verici ve hiç unutamadığım bir andır benim için.

Aynı zamanda Quads Team çatısı altında kurmuş olduğunuz spor akademisinde sahip olduğunuz deneyimlerinizi aktarıyorsunuz. Bu fikir nasıl ortaya çıktı? Bize buranın kilometre taşlarından kısaca bahseder misiniz?
Kazandığım bilgi birikimini ve deneyimlerimi aktarmak istememle spor akademisi kurma fikri oluştu. Dövüş sporları; size hedefleriniz kapsamında sağlıklı bir fit beden sağlamakla birlikte stresinizi atmanıza ve kendinize olan güveninizin artmasında da önemli bir etkiye sahiptir. Ben de bu olumlu etkiyi gençlere, kadınlara ve erkeklere sunmak istedim. Kendim gibi ilgili ve yetenekli gençlerimizi geliştirmek, onları spor kariyerlerinde yönlendirmek istemem de benim için önemli bir etmen oldu. Hem keyif aldığım işi yapmak hem de üyelerimize mutlu olacakları bir ortam sunmak istedim. Quads Team’in her metrekaresinde benim emeğim var desem yalan olmaz. Çok büyük hevesle kurduğum bir iş olduğu için başından sonuna her sürecin içinde vardım, inşaat sürecinde bile yerlerin döşemesinden duvarların tasarımına kadar her işte çalıştım.

Her başarının arkasında daima uzun süreli emek ve çaba yattığını hepimiz bilmekteyiz. Size göre başarının tanımı nedir?
Benim için başarının tanımı bir hedefinin olması ve o hedefi gerçekleştirmek için yaptıklarındır. Hedefini istediğin şekilde gerçekleştirmiş olmak, sadece tek başına başarı sayılmaz. O hedefi nasıl gerçekleştirdiğin ve neler yaptığın da başarının kendisine dahildir. Hedef somut bir şey olmak zorunda değil bence, dediğim gibi yaptığın her işi en iyi şekilde layıkıyla yapmak benim hedefim. Bu hedefimi de gerçekleştirmek için disiplinli olmam, emek vermem, çok çalışmam ve asla pes etmemem gerekti. Geriye dönüp baktığımda o anki koşullara göre yapabileceğimin en iyisini yaptım diyorsam, başarmışım demektir.

Peki spor dışında bir gününüzü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çok yoğun bir iş temposuna sahibim, sabah 6’da derslerim başlıyor akşam 9’a kadar sürüyor. Hafta içleri ancak dinlenmeye vakit ayırabiliyorum. Hafta sonu da cumartesi akşamüstüne kadar çalışıyorum. Geri kalan zamanımda bireysel işlerimi hallediyorum, sevdiğim insanlarla vakit geçiyorum. Gezmeyi çok seviyorum, fırsat buldukça hafta sonları 1-2 günlüğüne de olsa doğa ile baş başa olabileceğim yerlere gidiyorum. Çok keyif aldığım diğer bir şey de video oyunları oynamak.

Herhangi bir spor branşıyla ilgilenen ve bu alanda kendini geliştirmek isteyen okurlarımıza tavsiyeleriniz nelerdir?
Herkesin verebileceği ‘emek verin, çalışın’ gibi klasik tavsiyeler söylemek yerine kısa farklı bir tavsiyem olacak. Vücudunuza ve branşınıza yaptığınız yatırım kadar zekanıza da yatırım yapın. Başarılı olup fark yaratmak için aklınıza da ihtiyacınız var.

Yorumlar

0 yorumlar