Ankara Life Dergisi

Işıl Yelbaşı

PROBLEMLERİ ÇÖZMENİN FANTASTİK YOLU: ANI KOLEKSİYONCUSU

Fantastik bir öykü üzerinden insani değerleri geliştirmeyi hedeflerken aynı zamanda da duygu yönetimi konusunda çocuklara rehberlik eden Anı Koleksiyoncusu kitabı hakkında yazarları ile söyleştik. Problem çözmeye bambaşka bir perspektiften ışık tutan Işıl Yelbaşı ve Dr. Levent Veznedaroğlu, ‘Anı Koleksiyoncusu’ nun ortaya çıkış serüvenini Ankara Life Dergisi okuyucuları için anlattılar.

“Anı Koleksiyoncusu” kitabının yazarları kimdir ?

Işıl Yelbaşı: 1983 yılında İzmir’de doğdu ve büyüdü. Çocuklarla olmayı hep sevdi. Eğitimin dönüştürücü gücüne büyük hayranlık duydu. Bu nedenle lisans eğitimimi Sınıf Öğretmenliği, yüksek lisans eğitimini ise Eğitim Yönetimi ve Denetimi alanlarında yaptı. 2006 yılında üniversiteden mezun oldu. O zamandan bu yana Ankara Özel Tevfik Fikret Okulları’nda sınıf öğretmeni olarak görev yapmakta. Çalıştığı kurum çatısında kendi alanımda birçok eğitim aldı.  Meslek yaşamının çeşitli dönemlerinde çocuk oyunlarını sahneleme fırsatı oldu. Öğrencileri ve ekip arkadaşları ile Pinokyo, Kral Çıplak gibi klasik eserleri sahneye koydu.

                ‘Oyun terapistliği, masal anlatıcılığı, yaratıcı yazma’ gibi alanlarda eğitim programlarına katıldı. Mesleğinde geride bıraktığı 13 yılın ardından yaptığı işin değerine olan inancı her geçen yıl biraz daha arttı. Sağlıklı ve erdemli bir toplum geliştirmede öğretmenlerin büyük payı olduğunu düşünüyor. Seyahat etmeyi çok sevmekte. Son yedi yılda 20’den fazla ülke gezdi. Çeşitli seyahat sitelerinde gezi yazıları yazdı. ‘Rüzgar’ isminde 10 yaşında bir oğlu var ve birkaç ay sonra ailelerine yeni bir üye katılacak. Eşi ve oğluyla birlikte kızlarının dünyaya gelmesini heyecanla bekliyorlar.

Dr. Levent Veznedaroğlu: 1997 yılında Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Programları ve Öğretim Bölümü’nden mezun oldu. 2001 yılında Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Programları ve Öğretim Bölümü’nde lisansüstü eğitimini tamamlamış, 2007 yılında Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Program Geliştirme Ana Bilim Dalı’nda ‘Doktor’ unvanını almıştır.  

1999 – 2020 yılları arasında Ankara Özel Tevfik Fikret Okulları’nda Eğitim Uzmanı olarak görev yapmış ve birçok alanda program geliştirme ve değerlendirme çalışması yürütmüştür. Üst düzey düşünme becerilerinin kazanımlarla ilişkisi ve ölçülmesi üzerine araştırmalar yapıp bunları öğretim programlarına uyarlamak üzere sayısız eğitimler düzenlemiştir. 22 yıllık mesleki hayatında bilgi okuryazarlığı, uzaktan öğretim, ters yüz öğrenme, etkili ders tasarımı, öğrenci merkezli öğretim, proje tabanlı öğrenme, probleme dayalı öğrenme, çoklu zekâ, öğrenme stil ve stratejileri gibi alanlarda uygulamalı eğitimler düzenlemiş, problem çözmede bar grafiklerinin kullanımıyla ilgili kitap yazmıştır.

Eğitim felsefesini sürekli gelişim ve öğrenci merkezli öğrenme anlayışları çerçevesinde oluşturan Veznedaroğlu, meslek hayatı boyunca çağdaş ve öğrenen merkezli eğitim anlayışlarını uygulamaya geçirmek için işbirlikçi yaklaşımla çalışmış, uygulamalı eğitimleri ve birebir geri bildirimleri sayesinde birçok öğretmenin mesleki gelişimine katkı sağlamıştır.

Çocuk edebiyatına olan merakınız nasıl ortaya çıktı?

Işıl Yelbaşı: “Önce yazmaya olan merakımın nedeniyle başlamak isterim. Yazmak, kendi düşüncelerinize büyüteçle bakmak gibi. İnsanı, kendine yakınlaştıran bir şeyler var yazmakta. Yaşamı geçiştirmek yerine tam orada kalıp düşünmeyi, akışı analiz etmeyi gerektiriyor. Yaşadığımız çağ, hızlı olmayı emrediyor. Hız, özümüzü görmezden gelmemize neden oluyor. Bu yönüyle insanı merkezine yakınlaştıran bir eylem yazı yazmak. Kendini fark etme aracı da diyebiliriz. Çocuk edebiyatına olan ilgime gelirsek oğlumu büyütürken onu şaşırtmak çok hoşuma gidiyordu. İlgi çekici öyküler bulmak,  onu şaşırtmanın eğlenceli bir yoluydu. Anlattığım öyküleri zevkle dinledi. Sevdiklerini defalarca anlattırdı. Sonra arkadaşları da oğluma katılmaya başlayınca öykülerimin sevilmeye başladığını anladım. Tabii mesleğimin etkisi de yadsınamaz. Çocukların öyküdeki bir karakter üstünden duygularını tanımasına, anlamasına köprü olabilmek çok anlamlı bir çaba gibi geliyor bana.”

Dr. Levent Veznedaroğlu: “12 yaşındaki oğluma bir yaşından itibaren çeşitli masallar, öyküler okudum. Bu sayede çocuk edebiyatına ilişkin ciddi bir birikim sahibi oldum. Ayrıca yaklaşık yirmi iki yıldır eğitim uzmanı olarak çalışmaktayım. Bu süreçte iyi projeler ortaya koyabilmek ve çocuklara nitelikli ürünler önerebilmek için sürekli okumak zorundasınız. Kişisel açıdan bakarsak yazmak, benim için her zaman kendini gerçekleştirmenin yollarından biri oldu. Bu yolun yönünü, çocuklara bazı özellikler kazandırmak, onlarda okuma kültürü ve alışkanlığı oluşturmak için çocuk edebiyatına doğru çevirdim.”

’’Anı Koleksiyoncusu’’ kitabı nasıl ortaya çıktı?

Işıl Yelbaşı: “Çocuklar için yazı yazmaya bundan iki sene önce başladım. Belli bir sonuç almak amacıyla değil sadece aklıma gelen yaratıcı fikirler etrafında neler yapılabildiğini görmek için yazdım. Levent Hocam ile birlikte kendi alanımızda farklı bir ürün ortaya koymak istedik. Üzerine düşünüp çalışınca ‘’Anı Koleksiyoncusu’’ gibi disiplinler arası bir eğitim materyali ortaya çıktı. İlk olarak kısa bir öyküydü. Üzerinde haftalarca çalıştık. Kitabımızı hem düşünsel hem de eğitsel olarak zenginleştirdik. Öykümüz tohumdu bir fidana dönüştü. Kitabımız ortaya çıktı. Anı Koleksiyoncusu’nun yakın zamanda gelecek olan devam kitaplarıyla çocuk yazınında yeri olan güçlü bir ağaca dönüşeceğini umuyoruz.”

Dr. Levent Veznedaroğlu: “Kitap fikri, iki eğitimcinin “Edebiyat ve matematik öğretimini nasıl birleştirebiliriz?” sorusuna yanıt aramasıyla ortaya çıktı. “Bunu, çocukların ilgisini çekecek, onlarda okuma zevki oluşturacak bir öykü içerisinde nasıl yapabiliriz?”, “Bu süreçte onlara hangi matematiksel becerileri kazandırabiliriz?” soruları, bizi daha özelde düşünmeye itti. Bir gün Işıl Öğretmen, elinde üç sayfalık bir öyküyle geldi. Öykünün ortaya koyduğu fikir ve fantastik yapısı beni çok etkiledi. Ardından bu üç sayfalık öykü üzerinde çalışmaya başladık. Olay örgüsünü genişlettik. Onlarca kez baştan okuyup öyküyü daha iyi hale getirmeye çalıştık. Bu süreçte sözcükler arasındaki uyuma kadar dikkat ettik. Kitabın bir matematik kitabı gibi algılanmaması için, problemleri bilmecelere dönüştürdük ve bunları kurguya yedirdik. Öyküdeki kahramanın, bu bilmeceleri çözerek ilerlemesini sağladık. Bu sayede çocuklar kitaptan ve öyküden kopmadı.”

Çocuklar Anı Koleksiyoncusu’nu neden okumalı?

Işıl Yelbaşı: “Anı Koleksiyoncusu, fantastik bir öykü üzerinden insani değerleri geliştirmeyi hedeflerken aynı zamanda da duygu yönetimi konusunda çocuklara rehberlik ediyor. Ana karakterimiz Mila, korkularını yönetmeyi öğrenirken kötülüğe karşı savaşını da bilmeceler çözerek yapıyor. Bu bilmeceler aslında çocuklara bir problem çözme yöntemi de öğretiyor. Tüm bunları göz önüne aldığımızda Anı Koleksiyoncusu’na disiplinler arası bir kitap diyebiliriz. Çocukların farklı yönlerden gelişimine hizmet edeceği düşüncesindeyiz.”

Dr. Levent Veznedaroğlu: “Her şeyden önce Anı Koleksiyoncusu, bir dilsel gelişim kitabıdır. Çocuklara okuma alışkanlığı ve zevki kazandırır. Heyecan dolu bir öykünün nasıl yazılabileceğini gösterir. Ayrıca deyim gibi mecazi anlatımlar kullanarak çocukların anlama becerisini ve dilsel gelişimini destekler.”

Kitabın çocuklara sunduğu bir problem çözme tekniğinden bahsettiniz. Bunu biraz açıklar mısınız?

Dr. Levent Veznedaroğlu: “Çocuklar matematikten, özellikle problem çözmekten korkuyorlar. Bu korku, onların matematiğe karşı akademik benlik algılarını olumsuz etkiliyor.  Bu kitapta biz, çocuklara bar grafikleriyle problem çözme yöntemini tanıtmaya çalışıyoruz. Bu yöntemi kullanarak, çok zor görünen problemleri bile kolaylıkla çözebileceklerini fark etmelerini amaçlıyoruz. Bunun da onlarda matematiğe ve problem çözmeye karşı olumlu bir bakış geliştireceğine inanıyoruz. Bu noktada bar grafiği yöntemini biraz açıklamam gerekebilir. Bar grafikleri, problemde sorulanın ve sunulan bilgilerin dikdörtgenler, soru işareti ve ayraç kullanılarak gösterilmesidir. Bar grafikleri problemi daha iyi anlamamızı ve çözmek için hangi işlem ya da işlemleri yapmamız gerektiğini kolaylıkla görmemizi sağlar. Bu yöntem, uzun zamandır PISA, TIMSS gibi sınavlarda ilk üç sırayı kimseye kaptırmayan Singapur gibi ülkelerin kullandığı bir yöntemdir ve dünyada giderek yaygınlaşmaktadır.”

Ana karakter Mila, hikayede bir cesaret oyunu oynuyor. Bu oyun aslında Mila’yı korkularıyla yüzleştiriyor diyebilir miyiz?

Işıl Yelbaşı: “Mila, cesareti korkuya tercih ediyor. Babasının bir cümlesi ona yol gösterici oluyor. ‘’Korku korkaktır. Üzerine gidersen kaçar.’’ Mila’nın tüm bu macera boyunca çıkış noktası aslında bu cümle oluyor. Duygu yönetimi çok kıymetli bir beceri. Bizler öfke geldiğinde nasıl baş etmemiz gerektiğini, korku geldiğinde güçlü durmayı, akılcı düşünebilmeyi çok küçük yaşlarda farkında olmadan öğreniyoruz. Maalesef toplum genelinde duygularımızı doğru şekilde yönettiğimiz pek söylenemez. Çocukların duygularını fark edebilmesi ve kendini doğru bir biçimde ifade edebilmesi için ‘’Anı Koleksiyoncusu’’ tarzındaki kitapların çocuklara rehberlik edebileceğini düşünüyorum.”

Dr. Levent Veznedaroğlu:” Anı Koleksiyoncusu, aynı zamanda bir duyuşsal ve kişisel gelişim kitabıdır.  Üzerine gidildiğinde korkuların yenilebileceğini gösterir. Cesaretin, hiç korkmamak değil, korkunun üzerine gidebilmek olduğu düşüncesini anlatmaya çalışır. Mila da “Cesaret Oyunu’nda bunu yapıyor, korkularıyla yüzleşiyor ve bunların üzerine gidiyor. Bir süre sonra da diğerleri tarafından “cesur” olarak nitelendiriyor. “

Maraya ve Kamara kardeşlerin yaşadıkları ile hayvan haklarına da belli bir vurgu yapmayı hedeflediniz mi?

Işıl Yelbaşı: “Maraya, nam-ı diğer Anı Koleksiyoncusu aslında kitabın kötü karakteri fakat artık salt iyiler ve salt kötüler ne yetişkinlerin ne de çocukların ilgisini çekmiyor diye düşünüyorum. İnsanlar sadece iyi veya kötü değil. Her ikisini de bünyemizde farklı ölçülerde barındırıyoruz. Maraya, yaşadığı olaylar sonucu kötüye dönüşmüş. Okur, öykü ilerledikçe tıpkı Mila gibi Maraya’yla da empati kurabiliyor. Aslında iki kardeşin yaşadıkları insanların doğal yaşam üzerindeki etkisine gerçekçi bir örneklem oluşturuyor.”

Dr. Levent Veznedaroğlu:  “Anı Koleksiyoncusu’nun en önemli özelliklerinden biri de düşünme eğitimi kitabı olması. “Kötülüğe uğramış olmak, başkalarına kötülük yapma hakkı verir mi?”, “Bir canlının, başka bir canlıyı tutsak etme hakkı var mıdır?” sorularını düşünmeye yönlendirir. Sorduğunuz sorunun yanıtına gelirsem, nasıl ki kar küreleri Maraya’nın tutsakları için bir hapishane ise hayvanat bahçeleri de hayvanlar için birer kar küresi…”

Kitabın sonunda Tundaya’nın  Mila’ya verdiği taş, bir devam kitabının da ipuçlarını veriyor. Anı Koleksiyoncusu’nun devam kitabını yazmayı düşünüyor musunuz?

Işıl Yelbaşı: “Aslında biz de kitabın sonunda bunun bir son olmadığını ve yeni maceraların geleceğini sezdirmek istedik. Bar grafikleri ile ilgili kitabımız ve hikayenin devamını niteliğindeki kitabımız büyük ölçüde tamamlandı. Umuyoruz ki, okurlarımızdan gelen güçle kitaplarımızı en yakın zamanda yayınlayacağız.”

Dr. Levent Veznedaroğlu: “Anı Koleksiyoncusu’nun iki devam kitabı var. Birincisi bar grafiklerini biraz daha öne çıkaran bir kitap. Anı Koleksiyoncusu’nda on iki bilmeceye yer verdik. Devam kitabında daha çok bilmeceye yer vererek çocukların çok farklı tür ve zorluk düzeyindeki problemleri bar grafiklerini kullanarak kolaylıkla çözebileceklerini görmelerini ve bunlarla ilgili uygulamalar yapmalarını istiyoruz. İkincisi ise maceranın devam ettiği, Mila ve arkadaşlarının yeni bir maceraya atıldıkları bir kitap. İlk kitap gibi onun da üzerinde ince ince çalışıp fantastik bir öykü haline getireceğiz ve yine bar grafiklerini bilmeceler şeklinde öyküye yedireceğiz. Elbette biz bu kitapları üretme heyecanı içerisindeyiz ama takdir edilmek, yazılanlara değer verildiğini görmek de çok önemli.”

Yazar olarak Anı Koleksiyoncusu kitabından beklentileriniz nelerdir?

Işıl Yelbaşı: “Yazar olarak kitabımızın çocukları yakalaması ve ihtiyaca cevap vermesi ilk beklentim. Sonraki beklentim kitabımızın yazma yolculuğumuza ilham verecek etkiyi yaratması. Güzel bir başlangıç olsun.”

Dr. Levent Veznedaroğlu: “En büyük beklentim; çocuklara, öğretmenlere ve ebeveynlere yararlı olması. Çocuklara okuma alışkanlığı ve zevki, çözümleme ve sorgulama becerisi ve bir problem çözme yaklaşımı kazandırması. Bunu sadece ülkemiz için de düşünmüyoruz. Tüm dünya çocukları hedef kitlemiz. Kitabımızın İngilizce çevirisi ve e-kitap formatı üzerinde çalışıyoruz. Bu sayede dünyaya açılabileceğimize inanıyoruz.”  

Merak edenler kitabı nerelerden satın alabilir?

Dr Levent Veznedaroğlu: “Kitap şu an davinciegitim.com, trendyol.com, n11.com sitelerinden ve ODTÜ’deki Öykücü Kitabevi’nden alınabilir. Perakende satış yapan kitapçılarla görüşmelerimiz sürüyor.”

Yorumlar

0 yorumlar