Ankara Life Dergisi

İŞİMİZ GÜCÜMÜZ YEMEK The Hunger

Uzun bir aradan sonra tekrar kavuşuyor olmanın mutluluğu ile hoş geldim. Pandeminin bizi birçok
şeyden mahrum bıraktığı gibi en sevdiğimiz lezzetlerden, gitmekten keyif aldığımız mekanlardan,
dostlarımızla birlikte kurduğumuz mutlu sofralardan, yeni gastronomi keşiflerinden ve damakla
birlikte kalbimizden geçen birçok yoldan mahrum bıraktı.

İşimiz Gücümüz Yemek ekibi olarak görsel yönetmenim sevgili Yüksel Balcı ile lezzet diyarlarını tekrar keşfe çıkmak bizi de tekrar hayata döndürdü, sanki bir süredir suyun dışında kalmışız ve boğuluyor hissindeki çırpınan bir balık gibi hissediyorduk ve tekrar suyla kavuşmuşuz gibi mutluyuz. Ve mutluluğumuzu bir dünya markasının Ankara’da ki yeni şubesine ziyaretle sizinle paylaşmak istiyoruz. Hazırsanız arzularınızı doyuracak bir maceraya başlıyoruz.

The Hunger; farklı kariyerlerden sonra bir araya gelmiş iki gustonun lezzet yolculuğu ile kurulmuş, her şubesi bulunduğu şehrin havasıyla beslenen, her seferinde yeni bir deneyim keyfi yaşatan, usta aşçılarıyla ve yüzü gülen bir ekiple sizi karşılayan bir gurme dünyası olarak Turan Güneş Bulvarının Konya yolu bağlantısından hemen önce sizi tüm ihtişamıyla karşılayan Kuzu Effect AVM’de pandemi nedeniyle biraz gecikmeli de olsa nihayet açıldı. Yemek katına çıktığınızda karşınıza neonlu ışıl ışıl logosuyla hemen gözünüze çarpacak mutlaka. Seçkin bir AVM içinde olması bir mekan için bir çok avantaj sağlıyor öncelikle, park sorununun olmaması, güvenli ve nezih bir atmosferde yüksek hijyen kuralları çerçevesinde karşılanıyor olmanız birkaç avantaj elbette, ancak bana soruyorsanız asıl golü The Hunger’ın kapısından girip muhteşem dekorasyonu ile başınızı döndürdükten sonra ODTÜ ormanlarına nazır şehri balkondan izliyormuş hissi veren bol oksijenli ve pırıltılı yeşilliğin içindeki eşsiz atmosferiyle atıyor. Başka yerde yok dedirten cinsten harika bir açık hava deneyimi ve kapalı alanında da huzurlu bir yemek atmosferi sunuyor ve bizden alkışı alıyor. Kapıda karşılanmanız, mutfağın tam merkezde şeffaf ve açık bir şekilde görülebiliyor olması, -bu her mekanın cesaret edebileceği bir şey değildir-, kaliteli müzik, güler yüzlü ve gerçekten yılların tecrübesiyle donanmış usta bir yönetim ekibi, servis için yetkin personel benim en çok beğendiğim artıları olarak göze çarpıyor.

Blogger ve vloggerlar, influencerlar ve fenomenler içerideki dekorasyonun harikalığını ve eşsiz görsel köşeleri kullanmak için yakında sıraya gireceklerdir. The Hunger; Kuveyt şubesi dahil Türkiye’nin 4 bir köşesinde 13 hizmet noktasıyla her geçen gün büyüyen güçlü bir marka olarak yoluna hızla devam ediyor yeni noktaların haberini aldım sürprizler için takipte kalın belki sizin şehrinizde ya da ülkenize de gelirler çok yakında.

Gelelim lezzetlere; geniş bir yelpazede dünya mutfaklarında seçkin örneklere, çok özel kokteyellere, detox içeceklerinden, hamburgere, kahvaltı seçeneklerinden, pizzalara, İtalyan makarnalarından, et sevenlere özel steaklere, sokak lezzetlerinden, atıştırmalıklara, leziz eşlikçilerden, eşsiz tatlılara ve elbette geniş bir bar seçeneğiyle dünya içeceklerine kadar her şeyi bulmanız mümkün. Bu noktada şu sloganlarını paylaşmak istiyorum. ‘Karnınız her yerde doyar. Kendi hikayenizi seviyorsanız arzularınızı aç bırakmayın’ Benim arzumu elbette öncelikle kahvaltı besliyor onedenle bana bu aralar en çok sorduğunuz ‘Özgür nerede kahvaltı edelim?’ sorunuza da cevap vermiş olalım.

 The Hunger’ın harika bir serpme kahvaltısı var, sıcak kahvaltı ve spesiyal tostları ayrıca gözleme çeşitleri ile de geniş kahvaltı seçenekleri sunuyor. Serpme kahvaltı 2 kişilik olarak geliyor içerik olarak doyurucu ve yeterli ayrıca fiyat olarak makul. Çay benim kahvaltıda kırmızı çizgim, kahvaltıda termosla çay getiren mekanlara baştan beri sinir olurum o nedenle çayın her seferinde yeni bardakla sıcacık ve tam deminde geliyor olması çok önemli ve burada çayı ikiletmeden servis etmeleri 10 puan. Kahvaltı için kullanılan ki mutfakta tüm kullanılan ürünler yerinde ve taze yani dondurulmuş ya da yarı donmuş ürünler kullanmıyorlar bir 10 lezzet puanı da buradan alıyorlar benim için, artık zincir markalar yerel tatları kaybetmeye başladılar her şeyi dondurulmuş kullanmaktan lezzet kaybı çok büyük seviyelere ulaştı bu noktada da takdir etmekte gerekiyor. Yerel üreticilere destek olup ürünlerini yerel üreticilerden temin ediyorlar ve her şeyi yerinden getirtiyorlar benim gibi peynir canavarıysanız peynirler Balıkesir’den geliyor ve markalı ürünler markasıyla kullanılıyor muadilleriyle değil buradan da bir 10 puanı hakkediyorlar.

 Kahvaltıyı yemeye sahanda göz yumurtaları mis gibi Ankara simidiyle patlatarak başlıyorum ve şefin özel soslu şakşukasıyla zirveye taşıyorum. Peynir çeşitleri çok güzel Van otlu peyniri ve isli sepet peyniri çok leziz, otlu peyniri yağlı ve kuru çökelik gibi olduğu için yemeyenlere nispet yapıp onları da kazanacak türden. Trakya eski kaşar ve ızgara hellimle dört bir köşesini geziyorsunuz memleketin. Menemen soğanlı mı soğansız mı diye düşünenlere güzel bir karşılık kavanozda menemen ekmek bandıracak samimiyette. Acuka pek bir güzel baharatı dengeli, susamlı tahin pekmez kesinlikle yetmeyecek bir daha isteyeceksiniz ben öyle yaptım, Pişi ya da Ege Boyozu’nu sevenlere ikisini de karşılayacak bir pişi deneyimi sunuyor büyük ve dolgunca, sucuk ve füme et sizi fazlasıyla memnun edecektir. Yeşillikler otlar cherry domatesler, sivri yeşil biber ve Çengelköy salatalığıyla güzel bir salata köşesi de var ve oradan da 10 puan. Bal petek bal olarak geliyor isterseniz süzme de isteyebilirsiniz, kaymak manda kaymağı taş gibi leziz onu bitirip eminim bir daha isteyeceksiniz çünkü harika reçellerle fazlaca tüketeceksiniz. Bir dahaki sefere başka lezzet duraklarında buluşmak üzere. Mekan tavsiyeleriniz için @ozguraksuna sosyal medya hesaplarımdan ya da ozguraksuna.com adresinden bana ulaşabilirsiniz.

Yorumlar

0 yorumlar