Ankara Life Dergisi

Kadın Doğum Uzmanlığı; Duyguların En Somut Hali

“Bebeği annenin kucağına ilk defa bizim vermemiz, bu esnada anne ve babaların coşkusuna, sevincine, mutluluğuna, şaşkınlığına, tepkilerine şahit olmak, onlarla birlikte duygularını paylaşmak tanımlanması çok zor, insanın ruhunu okşayan yüce bir his yaratıyor.”
Başkentin en çok okunan yayını Ankara Life Dergisi ekibi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Profesör Doktor Mehmet Serdar Oğuz’a konuk oldu. Mehmet Serdar Oğuz’a yönelttiğimiz mesleki soruların yanı sıra anne adayı olan ya da olmak isteyenlere yönelik tavsiyelerini verdiği röportajımız sizlerle.

Mehmet Bey öncelikle sizi tanıyarak başlayalım röportajımıza. Mehmet Serdar Oğuz kimdir?
1964 Ankara doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimimi TED Ankara Koleji’nde tamamladım. 1982 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandım, ardından 1989 yılında kazanmış olduğum TUS sınavı ile Kadın Doğum ihtisasına başladım. 1993 senesinde Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanlığı’nı, 2005 senesinde doçentlik unvanını ve 2009’da Jinekolojik – Onkoloji üst dal uzmanlığını aldım. Bu eğitim dönemlerimde farklı ülkelerde kısa süreli olarak eğitim ve kurs programlarına katıldım. 2011 yılında tam gün yasasını takiben kamudan istifa ettim. Uzun yıllar serbest hekim olarak çalıştım, özel sektörde hem hekim hem de üst düzey yöneticilik gibi çeşitli görevlerde bulundum. 2018’de Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden profesörlük unvanını aldım. Halen Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak görev yapmaktayım. Aynı zamanda uzun yıllardır kendi kliniğimde hasta kabul etmekteyim. Evli ve iki çocuk babasıyım.

Mesleğinizi seçmeye nasıl ve ne zaman karar verdiniz?
Çocukluğumda izlediğim Türk filmlerinde sıklıkla konu edilen doktorluk mesleğinin iş seçimimde etkili olduğunu düşünüyorum. Bu mesleğin görev tanımlamasının net olması mesleğe karşı ilgi ve sempati duymamda önemli bir rol oynadı. Lise yıllarımda seçeceğim hekimlik mesleği yavaş yavaş kafamda şekillenmeye başlamış ve netlik kazanmıştı. Bizim okuduğumuz yıllarda meslek seçimi konusunda yardımcı olacak programlar, kurslar ve rehber öğretmenlik hizmetleri çok etkin değildi. Fakülte seçimi zamanımda ise ailemin etkisi, biraz da çevrenin yönlendirmesiyle kararım kesinleşmişti. O dönemlerde tıp fakültesi çok popüler ve girilmesi en zor bölümlerden biriydi. Üstelik meslek çeşitliliği günümüze göre son derece azdı. Tıp fakültesi sonrasında branş seçimimde ise; Konya – Cihanbeyli’de pratisyen hekim olarak mecburi hizmetimi yaparken, orada görev yapan ve çalışmalarına çoğu zaman şahit olduğum Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı arkadaşların büyük etkisinin olduğunu söyleyebilirim.

Anne ile bebeği ilk kez buluşturuyor olmanın sizde yarattığı duygular nelerdir?
Gebelik; 9 ay 10 günlük gibi uzun döneme yayılan bir süreç. Hiçbir branşta doktor ve hasta görüşmesi sıklık olarak aylık ve haftalık düzeyde gerçekleşmez, bu yüzden hasta ve hekim ilişkisi çok farklı bir çizgide ilerler. Süreç içinde genellikle anne ve baba adaylarının heyecanlarına, beklentilerine, endişelerine, bebekle ilgili hazırlıklarına hem ortak hem de şahit oluyorsunuz. Doktoru ile birlikte uzun yoculuğa çıkan gebe kadının, kendini ve bebeğini güvende hissetmesi, doktoruna güvenmesi, inanması, sorduğu sorulara tatmin edici cevaplar alması yolculuğu huzurlu ve mutlu geçirmesi açısından son derece önem arz etmektedir. Bebeği annenin kucağına ilk defa bizim vermemiz, bu esnada anne ve babaların coşkusuna, sevincine, mutluluğuna, şaşkınlığına, tepkilerine şahit olmak, onlarla birlikte duygularını paylaşmak tanımlanması çok zor, insanın ruhunu okşayan yüce bir his yaratıyor. Yüzlerindeki mutluluk ve minnet ifadeleri bizlere unutulmayacak anlar, anılar yaşatmakta olup, bu sinerji mesleğimize daha büyük bir tutkuyla, aşkla bağlanmamızı sağlıyor. Hayat enerjimizi artırıyor, güçlü bir motivasyon kaynağı oluşturuyor. Yaşanılan mutlu olaylar güne keyifli ve güzel başlamamıza yol açıyor.

Hekimlik mesleğini seçmek isteyen genç arkadaşlarımıza sahanın içinde yer alan biri olarak neler söylemek istersiniz?
Mesleği seçecek arkadaşlara ilk önce doktorluğu ve daha sonrasında kadın hastalıkları ve doğum uzmanlığını tercih ederken iki kere dikkat etmeleri gerektiğini hatırlatmak isterim. Hekimlik; bulunduğunuz ülkeyi , kültürel farklılıklarınızı, çalışma şartlarınızı etkilese bile zor ve ciddi fedakarlıklar gerektirmektedir. Hem şahsınızın hem de aile yaşantınızın önüne geçen bir meslek olmasının sebebi; çoğu zaman hastaların hayatınızda önceliği oluşturmasından kaynaklanıyor. Hastaların sorunları ile kalkıp sorunlarıyla oturuyorsunuz, bütün gün zihninizi meşgul edip bazen dingin bir kafayla eve gitmenizi engelleyebiliyor. Tercihini doktorluktan yana kullanacak genç arkadaşların mutlaka ülkemizdeki çalışma koşullarını, mecburi hizmet uygulamalarını ve uzun eğitim süreçlerini göz önünde bulundurmalarını tavsiye ederim. Doktorlukta çoğu meslek gruplarına göre hayata daha ileri yaşlarda atılıyorsunuz. Mezun olduğunuzda iş bulamama gibi bir sorununuz çoğu zaman olmuyor, gençlik yıllarınızın önemli bir bölümünü çalışarak, okuyarak, araştırarak geçireceğinizi unutmamalısınız. Bir bakıma hayatınızı bu mesleğe adayacaksınız, sürekli okumanız ve kendinizi güncel bilgiler ve becerilerle donatmanız gerekecek. Hekim olduktan sonra mevcut bilgi ve becerilerinizde mesleğinizi iyi bir hekim olarak devam ettirmeniz oldukça güçtür. Kendinizi, hem bilgi hem de tıptaki teknolojik gelişmeler konusunda sürekli yenilemek zorundasınız. Branşınızla ilgili dünyadaki gelişmeleri, uygulamaları, çalışmaları yakından takip edip bunları günlük pratiğinizde hayata geçirmeniz gerekiyor. Bunun haricinde hekimlik; toplumda son derece saygınlık uyandıran, insan ruhunu okşayan, insana büyük bir manevi haz veren, kendinizi ve yaptığınız işi farklı hissettiren bir iş değil, kolunuzda sürekli taşıdığınız değerli bir altın bileziktir.

Kadınlar hamile kaldıklarında çevreden gelen söylemlerden çok etkilenmekte. Bunun yanı sıra internet ve sosyal medyada çok fazla bilgi kirliliği bulunuyor. Hamilelere ya da anne adayı olmak isteyenlere neler önerirsiniz?
Gebelerin veya anne adaylarının hekim seçimi konusunda çok dikkatli olmaları gerekir. Kesinlikle internet vb. sosyal ortamlarda araştırma yaparak seçim yapma yoluna gitmemelerini şiddetle tavsiye ederim. Bu konuda izlenecek en akıllı ve güncel yaklaşım; daha önce bir hekimden iyi bir hizmet almış veya ameliyat olmuş arkadaş, eş, dost tavsiyesi olmalıdır. Doktorun bilgi ve beceri konusunda iyi olmasının yanı sıra, kadın doğum branşındaki iletişimi, sorunlara yaklaşımı, gebe psikolojisinden anlaması ve onu yönetmesi çok önemli bir husustur. Doktorun fiziğine, verdiği reklamlara ve sosyal medyadaki paylaşımlarına bakarak seçim yapılmamalıdır. Biliyoruz ki hiçbir hasta veya gebe kadın, bir hekimin mesleki bilgisini ve cerrahi becerisini anlayıp bunu ölçebilecek bir donanıma veya beceriye sahip değildir. Onun için hekim seçiminde esas olan; daha önce verdiği sağlık hizmetleriyle kendini ispatlamış hekimlerin tercih edilmesi doğrultusunda olmalıdır. Böylelikle hastanın hekime güvenmesi, inanması, kendini ve bebeğini ona emanet etmesi, gebeliğini huzurlu ve sakin geçirmesi adına çok büyük önem arz etmektedir. Gebelik takipleri sırasında internetteki bilgi kirliliği konusunda bu ortamlardan uzak durmalarını, bilgi alışverişini sadece doktoru ile gerçekleştirmelerini öneriyorum.

Yorumlar

0 yorumlar