Ankara Life Dergisi

Kalite; Hedef Değil Bir Süreçtir Ve Kalitesizliğin Maliyeti Çok Yüksektir

1965 yılında Fuat Demirci tarafından kurulan Özgüven Döküm Makina Sanayi Ltd. Şti. 50 yılı aşkın sektördeki tecrübesi ile pik ve sfero parçaları uluslararası standartlarda üretmekte olup, 27.000 m2 alan üzerine kurulu 25.750 m2 kapalı alanı olan, yıllık toplam 13.000 ton döküm kapasiteli iki adet döküm fabrikasından oluşan Özgüven Döküm,  şehrin en çok okunan yayını Ankara Life Dergisi’ne konuk oldu. Özgüven Döküm’ün yöneticilerinden Ünal Demirci, hem sektördeki konumlarından hem de Eyma Makina’dan bahsetti.

Ünal Demirci kimdir, tanıyabilir miyiz?

1977 yılında Ankara’da dünyaya geldim. Eğitim hayatımı tamamladıktan sonra aile iştirakimiz olan Özgüven Döküm firmasında ilk olarak üretim finans bölümlerinde iş hayatıma başladım, şu anda ise; babam Fuat Demirci ve  abim Ümit Demirci ile birlikte 3 firmanın da yöneticisi olarak devam etmekteyim. Uzun zamandan beri sanayinin ve üretimin içinde olduğumuzu söyleyebilirim. Bunun yanı sıra özel hayatımda ise; 16 ve 5 yaşında iki erkek, 14 yaşında da bir kız babasıyım. Çocuklarım eğitim amacı ile yurt dışında yaşamakta, dolayısı ile en büyük tutkum onların yanına gitmek veya Türkiye’ye dönüşlerinde onlarla vakit geçirmek. Bunun yanında bir tutkum olan Beşiktaş Kulübü’nün kongre üyesiyim, yine çeşitli dernekler ve  kulüplere üyeliklerim bulunmakta.

Özgüven Döküm’ün sektöre giriş hikayesi nasıl ve ne zaman başladı?

1965 yılında babam Fuat Demirci, Sanat Akademisi Döküm Bölümü’nden mezun olduktan sonra, muhtelif dökümhanelerde çalışmış, o dönemin şartlarında stajını en iyi dökümhanelerde yapmış. Babam sanat okulundaki bir arkadaşı ile beraber ortak olmaya karar verip, kendi dükkânımızı açmak için arayışa başlamış. Ellerindeki sermaye ile  pek iyi durumda olmayan, hatta yağmur yağdığında çatısı akan bir yeri tutabilmişler. O dönemde indüksiyon ocağı falan yokmuş, döküm dökecek sermayeleri bile olmazken iki varilden bir kol ocağı yapmışlar. Tam da bu dönemde Almanya’da çalışan bir ahbabımız, İstanbul’dan alacaklı olduğu kişiden borcunu bize yönlendirmesini rica etmiş. Biz parasızlık içinde yüzerken elimize ulaşan para, şirketimizin temelini oluşturan sermaye olmuş ve hayatımıza yön vermiş.  Böylelikle Ankara Büyük Sanayi’de açılan Döküm Atölyesi ile iş hayatına karşı ilk adımımız gerçekleşmiş oldu. Ardından 6 yıl kadar barakavari bu dükkânda çalıştıktan sonra elde ettiğimiz kazancımızla OSTİM’den 3 tane dükkan tuttuk, OSTİM’deki yeni imalathanemizde teknolojiye yatırım yaparak indüksiyon ocağı aldık. Bu şekilde daha hızlı ve daha kaliteli imalat yapabilir duruma geldik. Teknolojiyi her zaman takip etmemizden dolayı işlerimiz daha iyi gitmeye başladı, o dönemde ihracatımız yoktu ancak çevre firmalara parça veriyorduk. 2007 yılında ise şu an Sincan’da bulunan mevcut fabrikamıza taşındık. Yeni fabrikamızda kalıplama sistemimizi değiştirerek otomatik kalıplama sistemini kullanmaya başladık, indüksiyon ocaklarımızı geliştirdik, yüksek basınçlı döküm teknolojisine geçiş yaptık. Teknoloji ve robot  yatırımlarımız sayesinde daha önce 25 kişinin 1 günde yaptığı işi, 1 saatte yapabilir duruma geldik. Üretim kapasitemiz arttı, daha hızlı ve seri üretime geçtik, bu şekilde gelişim sürecimiz hız kazandı. 1965 yılında Fuat Demirci tarafından kurulan Özgüven Döküm Makina Sanayi Ltd. Şti. 50 yılı aşkın sektördeki tecrübesi ile pik ve sfero parçaları uluslararası standartlarda üretmektedir. 27.000 m2 alan üzerine kurulu 25.750 m2 kapalı alanı olan, yıllık toplam 13.000 ton döküm kapasiteli iki adet döküm fabrikasından oluşmaktadır.

Hangi sektörlere hizmet veriyorsunuz?

Tarım makinaları, iş makinaları, traktör parçaları ve elektrik enerjisi sektörüne hizmet vermekteyiz.

Dökümcülüğün zorlukları nelerdir?

Zorlukların en başında ham madde temini geliyor, ayrıca katı atıkların çevreye zarar vermeden bertaraf edilmesi çok önemli bir konu, aynı zamanda oldukça maliyetli. Kalifiyeli personel bulmak çok zor bu nedenle şu an robotlaşma ve otomasyona yatırım yapıyoruz. Ham maddemizi eskiden Karabük ve İskenderun Demir Çelik’ten temin ediyorduk, ancak artık iç piyasaya hizmet vermedikleri için dökümcülüğün ham maddesi olan pik demirini Avrupa’dan ve Rusya’dan ithal ediyoruz.

Bir de Özgüven Makina şirketiniz bulunmakta, onun kuruluş amacı ve faaliyet alanları nelerdir?

İlk ihracatımız 1998 yılında başladı, ilk yıllarda döktüğümüz demir parçaları ham olarak müşterilerimize gönderiliyordu, ancak  talepler  doğrultusunda dökülen parçaları fasonda işleyerek göndermeye başladık. İşlenen parçalarda kalite problemleri yaşanıyordu, büyüyen ihracat hacmimizden aldığımız güçleÖzgüven Makina’yı kurmaya karar verdik. Bu şekilde döktüğümüz parçaları yine kendi bünyemizde işleyerek müşterilerimize ulaştırmaya başladık.

2002 yılında ufak çapta başlayan Özgüven Makina’nın; makina parkı ve üretim kabiliyeti zaman içinde gelişerek günümüze kadar ulaştı. Üretimimizin %75’ten fazlasını Avrupa Birliği ülkelerine ihraç etmekteyiz. İhracatımızın büyük bir kısmını İtalya, Almanya, Polonya olmakla beraber Güney Afrika’ya da yapmaktayız.

Sizce Özgüven Döküm’ün bugünkü başarısında en büyük etken nedir?

Öncelikle mesleğimi çok sevmemden kaynaklanıyor diyebilirim, devamında eşimin ve çocuklarımın bu yolda bana çok büyük desteği oldu. Ailemden aldığım desteğin yanı sıra yenilikleri yakından takip ediyor oluşum ve teknolojik yatırımlarımız  sayesinde şirketlerimiz bugünkü başarısına ulaştı.

Ünal Bey bir de Eyma Makina markanız ile hizmet vermektesiniz. Biraz da bu  konu hakkında bilgi almak istiyoruz. Eyma Makina’nın sektördeki yeri nedir?

Eyma Makina olarak üretimin ara mamullerinden oluşan kesici takım ve aşınmaya dayanıklı parçaların tedariğini yapmaktayız. Özellikle madencilik, savunma sanayi, otomotiv, gıda, tekstil,  petrol  ve genel makina sanayi firmaları ile çalışmaktayız. Farklı malzeme çeşitleri ile aşınmaya dayanıklı ürünler üreterek mevcut iş ortaklarımıza her geçen gün yenilerini eklemekteyiz. Yine bu grupta global bir Alman firmasının distiribütörlüğünü de üstlenmiş durumdayız, yerli üretici olarak da yine birçok milli projede yer aldığımızı söyleyebilirim.

Son olarak sektörle alakalı düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Genel olarak bütün sektörlerde enerjinin ilerleyen dönemlerde büyük sorun oluşturacağını düşünmekteyim, bu bizim sektörümüz için de geçerli. Bununla alakalı güneş enerjisi üretimi için ilk adımlarımızı attık. Geçen yıl ve bu yıl ham madde ve emtialardaki değişimler, lojistikteki aksamalar ve yoğunlukla yabancı para birimlerindeki büyük değişimler bizleri temkinli olmaya itmekte. Yine Ukrayna-Rusya ile güncel olan Çin-Tayvan ülkelerinin mevcut durumları da bütün dünyayı, ülkemizi ve doğal olarak bizleri etkilemekte. Bu nedenler doğrultusunda 2023 yılının bizler için verimli ama zor geçeceğini düşünmekteyim.

Yorumlar

0 yorumlar