Koray Ünal
Hayat Devam Ediyor…
HAYAT DEVAM EDİYOR…
İnsanlık, tarihi boyunca neler gördü! Geçmişe baktığımızda, yaşanan olayları duyduğumuz, okuduğumuz ya da gördüğümüzde, benlik ve varlığımızı sorguluyor, onca yaşananlara rağmen nasıl ayakta kaldığımıza hayret ediyorduk.
Dünyanın yaşına göre kısacık yaşam sürecimiz içinde korona virüs ile tanışmak da varmış kaderimizde.
Her şeye rağmen, gelecekte tarihin sayfalarında büyük puntolarla yer alacak bu pandemi dönemini de atlatacak insanoğlu.
Hayat devam edecek…
Biz de basının bir üyesi olarak, yaşamın bu dönemine dair notlar alacak, gelecek adına geçmişe ışık tutmaya devam edeceğiz.
Başkentimizden paylaştığımız yaşam kesitlerinin içinde iş dünyası da var elbet.
Bu sayımızda, reklam dünyasının genç ve bir o kadar dinamik bir ajansına konuk olduk, KÜN Medya ile buluştuk.
Ajans Başkanı, Koray Ünal. Onu tanımak ile keyifli bir sohbete başlayalım.
Koray Ünal kimdir?
1981 yılında Ankara Keçiören’de mütevazı bir ailenin dördüncü ferdi olarak dünyaya geldim. 13 yaşımda, Ankara Anadolu İletişim-Gazetecilik Meslek Lisesi’nde başladığım sektöre ilişkin eğitim hayatımı, Trakya Üniversitesi Radyo TV Programcılığı bölümünden mezun olarak tamamladım. Sektörde var olma savaşım, lise sonrası 1999’da bir haber ajansında gazeteciliği deneyimlerken akşam saatlerinde yaptığım radyo programcılığından kazandığım küçük harçlıklarla başladı. Bu süreç, üniversite dönemimde gündüz kuşağı radyo programları ile devam etti. Vatani görevimi tamamladıktan sonra medya kuruluşlarında görev aldım. O dönemde evlendim ve bugün 3 çocuk babasıyım. Her işte bir hayır vardır değil mi! Ekonomik kriz nedeniyle ayrılmak zorunda kaldığım işimden sonra 2012’de Kızılay’da 1+1 ofiste KÜN Medya Yapım Şirketi’ni kurdum. 2013’te Ankara ve İstanbul’da Türkiye’nin önde gelen eğitim kurumlarına toplam 12 stüdyo kurarak uzaktan eğitim serüvenine başladım. Bugün 22 kişiden oluşan ekip arkadaşlarımla bu yolda ilerliyorum.
KÜN Medya’da neler yapılıyor?
Aslında bu sorunun kısa bir yanıtı var; ” KÜN Medya Yapım, bir “tam hizmet ajansıdır”. Bir ajansın üstleneceği ve işlerin gereği bizden beklenebilecek her konuda faaliyet gösteriyoruz. Yurt dışı ilişkilerimizi de konu uzmanı arkadaşımız Ceren Sönmez yürütür. Müşteri yerine “İş Ortaklarımız” olarak tanımladığımız işverenlerimize bilgi ve deneyimlerimizi en doğru şekilde yansıtabilmek için geliştirdiğimiz bir çalışma sistemimiz var.
Nasıl bir sistem?
Öncelikle, dinlemeyi biliriz!
İş ortaklarımız için neler yapabileceğimizi bilmek için önce onların ne istediklerini ve hedeflerini öğreniriz. Sonra yola çıkma zamanı gelir ve bu rotayı belirleyebilmek için kalem kâğıdı elimize alır, mevcut durum ile hedef arasında aşılması gereken yolları çizmeye başlarız. Bu aşamada, “Her şey yazı ile başlar” sloganımız ile işin hikâyesini oluşturacak, metin ve sloganları da yazacak senaristimiz Öncel İpekçi çoktan devreye girmiştir bile.
Filmlerden örnek verecek olursak, onay alan senaryo ve çekim planlarının da yer aldığı haritamız ile kullanacağımız görselleri edinmek için yola çıkarız.
Bu arada sizi nerelerde gördük ve görüyoruz?
Aslında siz ve okuyucularınızın çoğu ile pek çok yerde karşılaştık. Ülkemizin ve dünyanın pek çok yerinde, hatta üç yıla varan uzun soluklu projeler için çekimler yaptık. Dergi, katalog, billboard gibi basılı; TV, dijital medya, radyo gibi görsel ve işitsel birçok mecrada duyularınıza epey hitap ettik. Burada isim sayamayacağım fakat kendilerine hizmet sunmaktan gurur duyduğumuz kurumları referans listemizde paylaşıyoruz.
İşinizde ilerlediğiniz hızlı ve güvenli yolculuğa kaldığımız yerden devam edelim mi?
Her yolculukta olduğu gibi biz de yol hazırlığı yaparız. Havadan ve su altında fotoğraf ve video çekimlerini de yaptığımız, son teknolojiye sahip geniş bir ekipman grubumuz var. Onları başarı ile kullanan ekibimizin her biri sektörümüzle ilintili bölümlerde öğrenim görmüşlerdir. Kurgu bölüm şefimiz Kutlay Baytöre ile görüntü yönetmenlerimiz Oğuzhan Karabulut ve Sefa Can Aydoğdu, üretim kalitesini daha da yükseğe taşımak için teknolojiyi de yakından takip eder, donanım ve yazılımlardaki gelişmeleri kısa süre içinde ajansımıza taşırlar.
Müşterilerinizin, size göre iş ortaklarınızın isteyebileceği medya uygulamaları ve kampanyalar epey çeşitlilik içeriyor. Söyleşimizi, bu isteklerin karşılandığı birimlerinizi de katarak sürdürelim mi?
Elbette. Yapılacak çalışmalar iç ve dış çekimleri gerektirebilir. Grafik tasarım, 2D, 3D animasyon, çizgi film ve sanal gerçeklik çalışmalarını da içerebilir.
O halde iç çekimlerden başlayalım. Reklam ve uzaktan eğitim konusunda, ki pandemi döneminde yoğun emek harcadığımız bir alan olan Greenbox stüdyomuzdan bahsedeyim. Uzaktan Eğitimde akıllı tahta ya da prompter kullandığımız, hemen her isteği karşılayabilecek hazır ekonomik paketlerimiz ve işe özel tasarladığımız sanal stüdyo uygulamalarımız var. Stüdyomuzun fiziksel genişliği, rahat çalışma ortamı, kullandığımız teknoloji ve deneyimli uzman ekibimiz, kamu-özel hemen her sektörü içeren Greenbox referans listemizi oluşturan önemli etkenler elbette. Birçok proje gerçekleştirdiğimiz bu alanda Ankara’nın ilk kuruluşu olduğumuzu da eklemek isterim.
Animasyon, çizgi film ve sanal gerçeklik dediniz. Pandemi süreci bu yönde bir trend oluşmasına neden olur mu sizce?
Reel çekim uygulamaları karşısında biraz daha ağırlık kazandığını söyleyebiliriz ancak, insan faktöründen tümü ile vazgeçmemiz elbette söz konusu olamaz. Örnek ise bugünlerde, aynı kamu kurumunun dört çizgi film isteğinin yanında dört reel çekim içeren kamu spotlarını tamamlamak üzereyiz. Hem sayısal hem de görsel olarak dört dörtlük bir proje diyebilirim. Animasyon ekibimizin başında, diğer birimlerimizde olduğu gibi uzun soluklu mesaileri paylaştığımız, artık ortak bir dil oluşturduğumuz, yine kendi dalında eğitim görmüş bir yol arkadaşım, Amine Yılmaz var.
Dış ilişkiler, senaryo, çekim, animasyon, seslendirme, müzik ve prodüksiyon gibi konuların içinde pek fazla bulunmam. Çünkü her birim, ekip liderleri yönetiminde ve birbirleri ile koordineli şekilde çalışırlar. Bu anlamda; sadece projelerin yol haritasının çıkarılmasında, rotanın belirlenmesinde ve tamamlanan projenin sunumu öncesinde kısa süreli başrolleri olan bir Süpervizör olarak tanımlayabilirim kendimi.
Sıradan bir çekim gününüzü okuyucularımızla paylaşır mısınız?
Sadece çekimler yok yaşamımızda. Bazen filmde yer alan tüm enstrümanlar kadar etkili, sadece şekil ve yazılardan oluşan statik çıktılar da üretiyoruz. Grafik tasarım bölümümüzden bahsediyorum. Sonuçta, güzel sanatların bölüm dallarından biri olan bu birimimizin de gücü ve etkisi kurumumuzun yükünü taşıyan ana kolonlardan birini oluşturuyor. Ekibimizin başında bir Amazon, İrem Oktay var.
Bu arada, sıradan dediniz ancak çekim günleri bizler için doğumhane önünde beklemek gibi bir şey. Günler öncesinden çekim alanını ziyaret eder, çekim noktalarını ve planları belirleriz. Çünkü çekim senaryosu da bizi hedefe götürecek yol haritalarımızdan biridir. Üç gün önceden, senaryo gereği kullanılacak tüm malzemeler hazır edilir. Bir gün öncesi olası eksikler tamamlanmış, son kontroller yapılmış ve sekiz yılda yapılmış bir milyon kilometreyi aşan yollara yeni kilometreleri eklemek için vaziyet alınmıştır. Oluşturulan ve onay alan cast ekibini çekim alanına götürürüz. Kostüm, aksesuar, makyaj, prova, motor ve kayıt. Sonrası mı? Hocam, duayen yönetmenimiz İsa Okutan kamera arkasında ise biz de hemen onun yanında deneyimlerimize deneyim katar, çıkacak filmleri ekrandan önce set ortamında keyifle izler, prodüksiyonu kafamızda tasarlamaya başlarız.
Hepsi bu mu?
Değil tabii, kırk beş saniyelik bir kamu spotu ya da yirmi saniyelik bir reklamda en iyi görüntüyü elde etmek için sabahtan akşama hatta günlerce çekim yapıldığı da olur. Bu süreç, Kestik! ve Kayıt! sözlerini onlarca kez duyabileceğiniz bir zamanı içerebilir. Sonra montaj ekibimiz devralır bayrağı. Ses ya da seslendirme, renk düzeltme, müzik gibi olmazsa olmazlar girer devreye.
Görüntü yönetmenliği sürecinde de yer alan ve senaryoyu içselleştirmiş olan ekip, elindeki kumaş topunu özenle keser biçer ve isteğe özel, benzeri olmayan bir elbise çıkartır. Artık, tekrar izlenesi ve herkesin görmesini istediğiniz bir prodüksiyondur bu. Medya planlamasını da gerçekleştiren uzman ekibimiz bu çıktıların; billboard’lardan gazetelere, TV’lerden dijital medya platformlarına kadar her yerde yayınlanmasına da destek olur.
İşte bu meşakkatli sürecin ve bekleyişin sonu pek güzeldir, referanslarınıza gururla ekleyeceğiniz bir “filminiz olur”.
Yaşamınızda, sosyal faaliyetlere de yer veriyor musunuz?
En sevdiğim soru, çünkü vereceğim o kadar güzel ve gurur verici cevaplarım var ki. Şahsım ve ajansımız olarak, ileride sektör içinde yer alacak öğrencilerimizle stajları da dâhil, pek çok paylaşımda bulunduk, destek olmaya çalıştık. Sivil Toplum Kuruluşları, STK’ların önemini bilen biri olarak yakın süre içinde bu paylaşımlarımızı resmî bir platforma taşıdım. Medya, sanat ve iletişim alanında eğitim vermek, proje geliştirmek ve istihdam sağlanmasına destek vermek amacı ile KÜN Medya Sanat Derneği adı altında bir dernek kurduk. 2021 Şubat ayında güzel bir projeyle duyurularına başlamayı planladık. Sektörümüze ilişkin; araştırmalar yapmak, kurs, seminer, konferans ve panel gibi eğitim çalışmaları düzenlemek, dokümantasyon merkezi oluşturmak, sağlıklı bir çalışma ortamında gazete, dergi, kitap ve bülten gibi yayınlar çıkarmak, bunlar için teknik araç ve gereci temin etmek, sektörümüzde çalışacak başarılı öğrencilerimize her açıdan destek olmak gibi pek çok konu amaçlarımız içinde yer alıyor.
Hedefim; ülkemizde mesleki eğitimini tamamlamış tüm meslek arkadaşlarımı bir arada görebilme ve derneğin projeleri ile başkent Ankara’mızı medyanın da merkezi hâline getirebilmek.
Koray Bey, paylaşımlarınız için çok teşekkür ederiz. İzninizle bu satırlarımıza, sektörünüzün jargonu ile son vermek isterim.
Kestik!
kunmedya.com – greenboxmedia.center
Yorumlar
0 yorumlar