Ankara Life Dergisi

6 yılda, 582.314 km / 11.000 saat

Kün Medya, sektörde yapılmayanı yaparak kısa bir zaman zarfında adını duyurmuş bir firma. Kilometrelerce yol yaparak ve hiç durmadan çalışarak 6 yılda çok başarılı işlere imza atan Kün Medya, sınırları zorlamaya devam ediyor.
Kün Medya ve başarısını sahibi Koray Ünal’a sorduk…

Emin olmak

için soruyorum, 582 bin km nedir?

Kün Medya Yapım’ı 2012 yılında kurduk ve 6 yıl içerisinde toplam 582.314 km yol yaparak, 11.000 saati aşkın çekim yaptık. Belgesel, reklam, eğitim ve tanıtım filmleri bir yana; köy köy, şehir şehir dolaşarak aylık ortalama 1.3 TB görüntü çekerek, ülkemizin görsel-işitsel arşivini tutuyoruz. Donanımlı bir ekiple, fikirler ve filmler ürettik, üretmeye devam ediyoruz. Ödüller aldık, takdir edildik. Bundan gurur duyuyorum.

Resmi ve askeri kurumlara ayrıca birçok önemli kuruluşa filmler yapmışsınız. 6 yıl gibi kısa bir süre için böyle bir başarıyı nasıl açıklıyorsunuz?

Biz uyumadık. Çok çalışarak demeyeceğim çünkü bu açıklamaya yeterli olmaz. Hiç ara vermeden, durmadan çalıştık. Hayaller kurduk. Başlangıç için boyumuzu aşan hayaller kurduk. Ancak bunları gerçekleştirebildiğimizi görünce daha da büyük hayaller kurmaya, onları da gerçekleştirmek için canla başla çalışmaya devam ettik. Biz yaptığımız işi çok sevdik. Bu yüzden yola koyulmak için kimsenin onayını desteğini beklemedik. Arkamıza kimseyi almadık ama yanımıza işini aşkla yapan eğitimli, donanımlı yol arkadaşları aldık. Daha önceden yapılmayan şeyleri yaptık.

Daha önceden yapılmayan şeyleri yaptık dediniz. Örneklendirebilir misiniz?

Mesela uzaktan eğitim alanında bir ilke imza attık. Uzaktan eğitim içerikleri için özel stüdyolar hazırlayıp, prodüksiyon sistemine entegre ettik ve yenilikçi eğitim filmleri çektik. Bununla kalmayıp, çeşitli kurum ve kuruluşlar için ‘yap-işlet-devret’ modelinde toplam 9 adet Greenbox stüdyo sistemi kurduk.

KÜN Medya Yapım’ın öncü olduğu örnekleri çoğaltmam mümkün. Birçok film üretimi için Full HD yeterli bulunurken, biz sadece kameralardaki değil, kurgu ve server’lardaki büyük maliyet artışına rağmen tüm üretimlerimizi en başından beri 4K çözünürlük üstüne kurduk. Senaryo yazımından, çekime, kurgudan renklendirmeye tüm aşamaları bir iki çalışana idareten yaptırmak yerine, her biri alanında uzmanlaşmış geniş bir ekiple çalışıyoruz.

Fark yaratan, orijinal, kaliteli filmler üretebilmenin ana koşulu motivasyonla, aşkla bu işi yapmak. Biz de bu mesleğe hak ettiği saygınlığı kazandırmak ve ekibimizdeki her bir kişinin işini yürekten yapabilmesi için gerekli koşulları sağlamaya uğraştık. Bu bağlamda bir ilki daha söyleyeyim.

Kün Medya Yapım uluslararası sistem standartlarına uygun Kalite Yönetim Sistemi ile yönetilmekte. Yani kaliteden ödün vermemek için kendimizi denetletiyor ve kalite belgesi alıyoruz.
Yaptığımız işin önemi, ne kadar güçlü bir etki alanı olduğu, ülkemizde tam olarak bilinmemekte veya yeni yeni bu konuda farkındalık oluşmakta. Ancak kısa zaman içerisinde bu herkes tarafından çok daha net anlaşılacak.

Film sektörünün önemi ve gerekliliği konusunu biraz daha açabilir misiniz?

Herkes elindeki cep telefonunu kullanarak fotoğraf, video çekebiliyor. Bazı basit programlarla görüntüleri bir araya getirmek, bir şeyler anlatmak şimdi daha kolay. Aslında herkesin içinde bir yönetmen de var. Anlatacak çok güzel çok hikayeleriniz olabilir. Onları anlatmaya, göstermeye çalışabilirsiniz. Ancak asıl olan bu hikayeleri nasıl anlatacaksınız? Anlattıklarınızı kaç kişiye, baştan sona sıkmadan izletebilirsiniz? Yüzlerce film yapılıyor, her birini izliyor musunuz? Gün içerisinde yüzlerce fotoğraf görebiliyorsunuz, kaç tanesi akılda kalıyor ve bir daha bakıyorsunuz?

İşte bizim işimiz unutulmayan, akılda kalan, imgeler üretmek; hikayeleri akıcı anlatmak. Dünya küçüldü ve tüm perdeler açılıyor artık. Her yeri, herkesi görmek ve herkesin de sizi görmesi artık eskisine göre çok daha kolay. Bireyler, kurumlar kendilerini anlatmaya çok daha önem vermeye başladı. Gösteri toplumu bu! Artık sen de kendini anlatmak, göstermek zorundasın. Karadeniz’deki balıkçıdan, Kanada’daki profesöre kadar herkese ulaşılabiliyor ama şöyle bir sorun var.

Bu görsel bombardımanın içinde, özellikle senin izlenip dinlenmen çok zor. Herkesin ilgisini nasıl çekeceksin? Hadi seni izlediler, dinlediler. Peki, kendini doğru anlatabildin mi? Seni, yaptıklarını doğru anlayabildiler mi? Nasıl olacak da başkası değil sen akılda kalacaksın? İşte bu sorular, bizim yaptığımız işi önemli ve vazgeçilmez kılıyor.

Peki, siz bu zorluklarla nasıl baş etmeye çalışıyorsunuz?

“Hallederiz!” zihniyeti ile değil, olması gerektiği gibi profesyonelce iş yaparak. Bu da senaryo üzerine günlerce düşünmeyi tasarlamayı, belki bir kare için en zorlu mekanlara gitmeyi, çektiğimiz yüzlerce saatlik görüntüleri 45 dakikaya indirebilmek için günlerce kurgu odalarında sabahlamayı gerektiriyor.

Film üretimi ve bu işin süreçleri aslında çoğu kişinin ilgisini çekiyor. Bu noktalara detaylı değinebilir miyiz?

Memnuniyetle. Aslında söylendiği gibi, anlatılmayan hikâye kalmadı. Bu yüzden bir şeyin nasıl anlatıldığı çok daha önemli hale geldi. Bu da bizi bir filmin senaryo ve çekim aşamasına götürüyor.

Gelecek sayıda Koray Ünal ile röportajımız devam edecek…

Yorumlar

0 yorumlar