Ankara Life Dergisi

LOCAVORE BESLENME DAVRANIŞI

Yeni bir yıla başlarken, belki de içinde ukte kalan şey yeni bir ‘sen’ i oluşturmaktır… Eğer isteklerine gönülden inanıyor ve kendini gerçekten seviyorsan bu yıl, senin yılın olabilir! Değişime önce tabağından başla!

2020’lere pek de pozitif bir giriş yaptığımız söylenemez kabul ediyorum. Ama günden güne daha iyi olmadık mı? Olumsuzlukları, hastalıkları, tüm kalbimizle karşı koyduğumuz kötülükleri bir kenara bırakıp bu yıl tamamen kendimize odaklanalım! Değişime aynadaki sen’den başlayalım, zaman planlamasını iyi yapalım, bir miktar kendimiz için yaşayalım. Bencillikse bencillik! Her 10 kadından 4’ü obez. Beşinci biz mi olalım? Bu satırları okuyan karşı cins arkadaşım; her 10 erkekten 2 si obez! Obezite arttıkça; antisosyalleşiyoruz. ‘Kilomla mutluyum, ben böyle iyiyim!’ diyenler inan yalan söylüyorlar. Bir cesaret bulsalar hemen kestiriverecekler mideyi… Ben sizin iç sesinizim unutmayın.
Obezite arttıkça; mutsuzluk yaygınlaşıyor. Anksiyeteyle kol kola geziyoruz. Mutluluğu besinlerde arıyoruz. Hatta yiyerek sindiriyoruz çoğu acımızı, öfkemizi, yalnızlığımızı… Kimse yoktur ki kelebek gibi uçup mutlu olmasın, hafif hissederken. Herkesten övgüler almak ve iyi göründüğünü iyi hissettiğini bilmek! Fakat o kadar yaygın bir mutsuzluk silsilesindeyiz ki; kimse karşısındakinde iyi gördüğü en ufak şeyi ifade etmeyi geç; övgü dolu veya pozitif bir cümleyi kurmaya imtina ediyor!
Peki neden? Bu kısım bence psikoanaliz.

Gel gelelim tabaklarımıza! Tabak da kalmadı gerçi, tek tıkla sipariş kapında, kutusunda yiyebiliyorsun. Aynı şekilde paketli tüm ürünlere ilgimiz daha yüksek! Nedeni; pişirmiyoruz, uğraşmıyoruz, vakit ayırmıyoruz, vaktimiz varsa bile kendimiz için yok! Tembelleştik. Asosyalleştik. Yeme bağımlısı olduk. Her şeyi yiyerek yaşıyoruz. Yaşamak için yeme faslı biteli çok oldu. Pandemi de bitti bu arada uyandırmak gerekirse, herkesin dilinde pelesenk oldu ‘pandemi’ bahanesi!

Bahanelerden sıyrılıp, markete gidiyoruz. Taze meyve ve sebzeleri seçiyoruz. Haydi alışveriş arabamızı dolduralım; naturel sızma zeytinyağı, balık, çiğ kuruyemişler, bitkisel (Hindistan cevizi, soya, badem…) sütler, beyaz çay, protein barlar, yağı azaltılmış süt ürünleri, rafine edilmemiş filizlendirilmiş unlar, rafine edilmemiş tahılları ve baklagiller alalım. Soframızdan tuzu, işlenmiş – rafine ürünleri, doymuş yağ kaynaklarını, kırmızı et ve işlenmiş et türlerini, şeker ve şeker ilaveli ürünleri, asitli – gazlı – alkollü içecekleri, hamur işlerini, yağda kızartılmış ürünleri, trans yağ içeren gıdaları çıkaralım!
Sadece bu eylem bile vücut ağırlığınızın ortalama %5’ini kaybetmenize yardımcı olacaktır!

Beslenme trendleri son yıllarda iklim değişikliği, gıda krizi, çevre bilinci üzerine yoğunlaştı. Bitkisel protein kaynaklarına yönelim; özellikle üretim – lojistik – tüketim ağında karbon / su ayak izi yüksek olan gıdalardan uzaklaşılmasıyla daha da önem kazandı. Dünyanın ne kadar yaşlandığını her geçen yıl daha da çok hissedeceğiz. Gıdalardan kaynaklı birtakım alerjiler, geçmeyen viral – bakteriyal hastalıklar ve niceleri, bir sarmal halinde karşımıza çıkabilir. Tüm bu ihtimaller dahilinde yapmamız gereken; mental ve fiziksel sağlığımızı optimal seviyeye ulaştırmaktır!

• Kırmızı etten vazgeç, balık ve deniz ürünlerine yönel!
• Pirinç ve türevleri yerine baklagilleri tercih et!
• Peynir yerine bitkisel protein kaynaklarından tüket!
• Yaşadığın yerde yetişen ürünleri tercih et!
• Locavore Beslenme Davranışı ile yaşadığın yerin 100 km ötesine kadar her şey senin.

2024 model bir Sen; aldığın kararlardan oluşur. Kararları al, planla ve uygulamaya geç! Sonuçlar güzel gelecek unutma!

UZM. DYT. ELİF MELEK AVCİ DURSUN

Yorumlar

0 yorumlar