Net Bir Vizyona Giden Yol Süha Optik’ten Geçer!
Optik sektörünün güvenilir isimlerinden Süha Optik, şehrin en çok okunan yayını Ankara Life Dergisi’ne konuk oldu. ‘Gözlükte cam kalitesi nedir, lens kullanımının sektöre etkileri nelerdir ve göz sağlığında optimize edilmiş gözlük camlarından en iyi fayda nasıl sağlanır?’ gibi merak ettiğimiz sorularımızı yanıtlayan Süha Oral; “Bilgi çağında her bilgiye ulaşmak kolay, insanlar artık bilinçliler. Vücudumuzun her uzvu, organı kıymetli ama göze ve görmeye olan hassasiyet biraz daha farklı. Süha Optik olarak sloganımızda dediğimiz gibi; ‘Hayat görmekle başlar’” diyor. İyi okumalar dileriz.
Röportaj: Hatice Şeyma Basut
Gözlükte cam kalitesi nedir ve nasıl anlaşılır? İhtiyacımıza uygun olan gözlük camlarını nasıl ayırt edebiliriz?
Cam kalitesini öncelikle tüketicinin anlaması ve test etmesi oldukça zordur. Kişi göz numarasını kaliteli ve kalitesiz bir cam ürünle aynı anda kullanarak aradaki farkı görmesiyle mümkündür. Ancak bu durum hem maliyetli hem de zahmetli bir iş olacağından kişi; ürünün markasına ve ürünü kendilerine satan perakendeci gözlükçülere güvenmesiyle gerçekleşir. Kaliteli ürünler sektörde bir elin parmağını geçmeyecek kadar az, bunlar da üst grup gözlük camlarını sertifika verecek ürünün kalitesine göre güvence altına almış oluyor. İhtiyaca uygun olan gözlük camlarını ayırt etmede ise; kullanıcının gün içindeki aktiviteleri, iş hayatı, gündelik yaşantısını baz alarak optisyen yönlendirmesiyle birlikte hangi kalitede ve hangi özellikte camın olacağına karar vermeleriyle oldukça doğru karar olacaktır.
Lens kullanımı da çok yaygın. Bu gözlük sektörünü nasıl etkiliyor?
Lens kullanımı evet oldukça yaygın, özellikle de estetik kaygısı olanlarda veya gözlük kullanmayı tercih etmeyenlerde ikinci bir alternatif olarak tercih ediliyor. Lens kullanımının yaygınlaşması sektörü olumsuz anlamda etkilemiyor. Güncel hayatta cep telefonu, tablet, bilgisayar kullanımının yoğunlaşmasıyla birlikte aksine gözlük kullanımı oldukça yaygınlaşmaya başladı. Gerek insanların bu konudaki bilinçli olması gerekse ekranların insanların yüzünde kızarma, batma, yanma hissi uyandırmasından dolayı yaşadıkları sıkıntılar gözlük yoluyla giderilebiliyor. Lens artık maliyet olarak gözlüğün üzerinde seyrediyor, altı ayda bir lens alınması, döviz kurunun oynak olması, ekstra olarak solüsyon ihtiyacının olması ve ürünlerin tamamının ithal olmasıyla birlikte mali anlamda kullanıcılarını zorlar hale geldi. Bunun yanında lens, özen isteyen bir ürün. Hijyen anlamında da çok dikkat edilmesi gerekiyor. Aslında kullanımı gözlükten oldukça zor ve maliyetli. En basit örneği şu şekilde verebilirim; insanlar televizyona, bilgisayara, tablete bakarken veya araç kullanırken baktıkları yere odaklanıyorlar, odaklandıklarında ise göz kırpmayı beyin unutuyor, bundan dolayı gözün nemlendirme işlemi olan göz kırpma olayı ortadan kalkınca gözde kuruma başlıyor, kullanıcıların gözlerindeki batma ve yanma hissi bundan kaynaklanıyor. Üstüne bir de lens kullanıldığında gözün nemlenmesini engelliyor hem de yeteri kadar oksijen almasını kısıtlıyor. Bundan dolayı kısa süreliğine lens kullanım olsa da göz kusuru olan insanların birçoğu gözlük tercih ediyor.
Kişiselleştirilmiş gözlük camlarının diğer standart camlardan ayıran özellikleri nelerdir? Hangi türden gözlük kullanıcıları kişisel olarak optimize edilmiş gözlük camlarından en iyi şekilde faydalanabilir?
Kişiselleştirilmiş gözlük; adı üzerinde kullanıcısına özel olarak imal edilen bir üründür. Buna en iyi örnek; progresif veya varilux camları gösterebiliriz. Bunlar kullanıcıların bakış açısı, çerçevenin boyut ve özellikleri, yüzün duruşuna göre yapılıyor. Bir terzinin kişiye göre özel dikimi nasılsa progresif veya varilux gözlüğünün de mantığı aynıdır. Bu kişiselleştirilmiş gözlükler uzak ve yakın gözlüğünü tek gözlükte kullanma olanağı sağlıyor, bu da kullanıcının günlük hayatına konfor katıyor. Örneğin; bir market alışverişinde ürünlerin üzerindeki küçük yazıları okumakta zorlanan hatta okuyamayan onlarca insan var, işte bu gözlük ile hayatınızdaki küçük sorunları ortadan kaldırıyorsunuz. Yine kişilerin ihtiyaçlarına cevap veren kişiselleştirilmiş gözlüklerde kullanım alanı yoğunluğuna göre de cam seçenekleri bulunuyor. Örneğin masa başı işiniz olduğunu düşünelim. Bir gözlükte üç odak noktası var; birincisi sürekli uzağı gören, ikincisi yakını gören şekilde. Bu da yaklaşık 40-45 cm aralığında oluyor. Üçüncüsü ise orta alan, yani bilgisayar ekranına bakılan alan. Bilgisayar ekranını yakın gözlüğü ile görmek için yakınlaşmak gerekiyor bu da boyun ağrılarına neden oluyor. Ya da uzak gözlüğü takmak gerekiyor, bu nedenle de küçük yazıları kişiler seçemiyor. Bu orta mesafe; uzak ve yakın numaralarının ekrana olan uzaklığı ölçülerek iki değer arasında bizim verdiğimiz bir değer. Kullanıcı 60-70 cm mesafeden duruşunu bozmadan bilgisayar ekranını rahatlıkla ve net şekilde görüyor. Aslında bu tıbbi literatürde olmayan hayatımızda var olan bir sorun. Bunun için sunulan gözlük camları da kişiselleştirilmiş gözlük camları veya ofis camı olarak geçiyor. Uzak ve yakın gözlüğü kullanan okuyucular eminim burada kendilerinden bir şeyler bulacaktır.
Sektöre yıllardır hizmet veren biri olarak ülkemizde gözlük kullanımı oranları ve bilinci hakkında neler düşünüyorsunuz? Gözlük kullanımının arttırılması için neler yapılabilir ve kimlere görev düşüyor?
İlk sorunuza cevabım; günümüzde insanları bilgilendiren birçok uyarıcı var. Bunlara; görsel ve işitsel medya, sosyal medya, bilinçli eş, dost, akraba faktörü sayılabilir. Bu saydıklarım sayesinde insanlar gözlük konusunda bilinç kazanıyorlar. Mesela ilkokul çağındaki bir çocuğun yüksek derecede göz bozukluğu veya göz tembelliğinden oluşan bir görme kaybı yaşadığını düşünelim. Bu durum bilinçsiz ve ilgisiz ebeveynler yüzünden kaynaklanıyor. Erken müdahale ile daha az kusurla atlatılacak rahatsızlığını dikkatli ise öğretmeni tarafından fark ediliyor. Ancak fark edilme durumu geç olunca gözdeki kusur kalıcı hale geliyor. Yine başka bir örnek verecek olursam; yeni doğan bir bebek düşünelim. Bu bebeğin gözleri cam misali ışıl ışıl parlamalı. Cep telefonu ile çocuğun fotoğrafını çektiğinizde içleri tavşan gözü gibi kırmızı olması sağlıklı ve katarakt olmadığının göstergesidir. Eğer fotoğrafta çocuğun gözleri mat bir renkte çıktıysa göz hekimine başvurabilirsiniz. Her ebeveyn çocuğunu yılda en az bir kez göz hekimine muayene ettirmesi gerekir. Bunun haricinde ikinci sorunuza yönelik açıklama yapmam gerekirse; bildiğimiz üzere gözlük kullanımı her geçen gün artıyor. Başlıca nedenlerinde ise kişilerin teknolojik ürünlerden etkilenip, gözlerinin bozulması veya gözünü zararlı olan 380-430 nm’lik UV ışınlarından korumak istemesinden kaynaklanıyor. UV ışınlarını kıran koruyucu gözlük kullanılması, bunun yanı sıra güneş gözlüğünde de artış olmasını sağlıyor. Halkın her kesiminde güneş gözlüğü kullanım amacının ilkinde; güneşli havalarda konforlu görüş elde etmek, daha sonrasında aksesuar amaçlı tercih edilmesi var.
Bilgi çağında her bilgiye ulaşmak kolay, insanlar artık bilinçliler. Vücudumuzun her uzvu, organı kıymetli ama göze ve görmeye olan hassasiyet biraz daha farklı. Süha Optik olarak sloganımızda dediğimiz gibi; ‘Hayat görmekle başlar’
Yorumlar
0 yorumlar