Ankara Life Dergisi

‘Özge Fakıoğlu Oral; Ücretsiz Ön Görüşmeyi Ankara Bizimle Öğrendi!’

Aile Danışmanlığı, Yaşam Koçu, Eğitim Koçu gibi konular geçmişten günümüze oldukça değer kazanmış halde. Sosyal konulardan tutun da özel hayata kadar inen sorunların çözümü için pek çok danışmana başvurmak istiyor, çoğu zaman derin araştırmalar içine giriyoruz. Neyin ne şekilde çözüleceğine dair bazen rotamızı kaybedebiliyoruz. Tam da burada devreye ‘Koçluk’ mevzusu giriyor. Her sıkıntımızda bizi dinleyen, bizimle beraber o yolu yürüyen koçlar… Benim naçizane fikrim ise; hakları hiçbir zaman ödenemez. Bundan dolayı başkentin en çok okunan yayını Ankara Life Dergisi ekibi olarak Değişim Eğitim Danışmanlık’ı ziyaret ettik. Özel hayatımızın hengamesinin yanı sıra son günlerde yaşadığımız deprem felaketinin psikolojik etkisini Sosyolog Özge Fakıoğlu Oral anlattı. İyi okumalar dileriz.

Merhaba Özge Hanım sizinle önceden tanışmıştık. O günden bu güne neler değişti hayatınızda?
Hem toplumda hem de bana yansıyan, yani bana gelen çiftlerin problemlerinde ciddi oranda bir farklılık var. Kendi açımdan bakacak olursak; sizinle röportaj yaptığım tarihten sonra çift danışmanlığında ciddi bir talep artışı söz konusu oldu. Bundan bir sene önce çiftlerimizle genellikle kök aile problemi, aldatılma, anlama ve anlaşılma, iletişim problemleri gibi majör problemlerle sık sık karşılaşırdık. Elbette şu anda da karşılaşıyoruz. Portföyümün yüzde 90’ınını ise yine bu sorunları yaşayan çiftler oluşturuyor. Fakat buna ek olarak ülkece yaşadığımız ekonomik kriz, enflasyonun getirdiği maddi yükün artması çiftleri de ciddi bir buhrana sürüklemiş durumda. Yurt dışında yaşamak isteyenlerin sayısı gün geçtikçe artmakta. Buna ek olarak danışanlarımın kurulu bir düzeni, sabit bir işi ve önceden kendilerini tatmin edecek maaşları olmalarına rağmen, son senelerde saydığım olumsuzluklara bağlı olarak yetememe ve geçinememe korkusu yaşamaları birlikteliklerini ve ilişkilerini olumsuz anlamda etkilemiş durumda. Aile Danışmanlığı’nda yaşadığımız yoğun talep sebebiyle ve malumunuz benim iki küçük kızım var bu sebepten ötürü bu yıl Eğitim Koçluğu yapmamaya karar verdim. Çünkü Eğitim Koçluğu’nda da ilgilenilmesi ve incelenmesi gereken birçok kalem var. Sadece öğrenci değil, ebeveynler de bizim uğraş alanımız. Bunun yanı sıra Tunalı Hilmi Caddesi’ndeki ofisimde sadece ben değil, diyetisyen arkadaşım ve psikolojik danışman uzmanımız da danışanlarıyla çok güzel sonuçlar elde etmeye devam ediyorlar.

Bir Sosyolog olarak size soracak olursak; şu an gündemimiz; ‘Deprem.’ Yaşadığımız deprem felaketinin sosyolojik açıdan yıkımlarını ve toplumda değişenleri sizden dinleyelim. Neler söylersiniz?
Maalesef ki, iki ay önce ‘Yüzyılın Felaketi’ne hep birlikte içimiz kanaya kanaya tanıklık ettik. Depremin doğal bir olay olduğu, hele bizim gibi deprem ülkesi olan bir yerde tedbiri hiçbir zaman elden bırakmamamız gerektiğini, depremin değil, gözünü para hırsı bürümüş, ehil olmayan insanlar tarafından inşa edilen çürük binaların öldürdüğünü çok acı bir şekilde gördük. Bu yıkımın maddi-manevi bedelini başta depremzede kardeşlerimiz olmak üzere hepimiz uzun seneler boyunca ödeyeceğiz. Tek bir iyi tarafı; yaşadığımız felaketten sonra aslında birbirimize kenetlenmekte, bonkörlükte, yaralarımızı birlikte sarmakta ne kadar başarılı olduğumuzu, Sosyal Millet anlayışımızı hep birlikte gördük. Acılar bir günde dinemez elbet, fakat zaman içerisinde olumlu adımlar atılırsa toplum olarak biraz daha rahatlayacağımızı ve normal hayatımıza daha kolay adapte olabileceğimizi düşünüyorum.

Şu sıralar uzmanlık alanınızın tamamen Aile ve İlişki Danışmanlığı’na yoğunlaştığını görüyoruz. Bunun sebebini öğrenmekle beraber, süreçlerin nasıl geçtiğini de merak ediyoruz. Biraz anlatır mısınız?
Tabii ki, seve seve… Sanırım benim en çok sevdiğim şeylerden biri işimle ilgili konuşmak, bir de çocuklarımın yaptıklarını anlatmak. Klasik bir Türk annesiyim işte. Soruya dönecek olursak az önce de bahsettiğim gibi bu aslında benim planlarımda olan bir durum değildi. Geçen senelere kadar Yaşam Koçluğu, Eğitim Koçluğu, Çocuklarda Dikkat Eksikliği gibi alanlarda hizmet verirken, son bir senedir Aile Danışmanlığı’ndaki yoğun talepten ötürü sadece bu hizmet alanına yoğunlaştım. Mesleğe ilk başladığım yıl hocam; ‘Özge, çiftler zordur, zorlu bir yola giriyorsun haberin olsun.’ demişti. Ama atladığı bir şey vardı; ben zoru değil, zoru başarmayı severim. Hatta başarının sürekliliğini severim. Vaka gördükçe yol haritası çıkarmam, büyük fotoğrafı görmem, sorunu ele alış biçimim, özgün izlediğim yollar beni bu gün binlerce Aile Danışmanlığı vakası görmüş bir danışmana çıkardı. Mütevazı olamayacağım, Ankara’da benden daha ünlü bir Sosyolog yok. Benim kadar Tv programlarına konuk olarak çağırılmış, en ünlü, alanında çok değerli hocalarla aynı masaya oturma şerefine nail olmuş bir meslektaşım da yok. Danışanlarımıza sunduğumuz bir seans niteliğinde olan ücretsiz ön görüşmeyi Ankara bizimle öğrendi. Tabii bizden sonra hemen herkes bu yöntemi kullandı ve kullanıyor o ayrı. Kısacası halimden çok memnunum. Her zaman dediğim gibi para kazanmayı çok seven bir insan olmama rağmen, benim için en büyük tatmin; çiftlerin farkındalık kazanmış, ilişkilerindeki sorunların büyük kısmının çözüme kavuşmuş olduğu ve ofisimin kapısından güler yüzleriyle el ele çıkmış oldukları bir tablo…

Yüzlerce vaka gördünüz, görmeye de devam ediyorsunuz. Aile Danışmanlığı’nda gördüğünüz ilginç vakaları bizimle paylaşır mısınız?
Ooo saymakla, anlatmakla bitmez. Şunu baştan söylemem gerekirse etik olarak danışanlarımızla aramızda geçenleri, konuşulanları ve yaşananları üçüncü bir şahsın bilmesi mümkün değildir. Hatta ben eski ya da yeni danışanlarımla herhangi bir yerde karşılaşsam dahi göz teması kurmamaya hatta tanımazlığa gelmeyi tercih ediyorum. Elbette bunca sene tanıklık ettiğimiz, şaşırdığımız, trajikomik birçok vakamız oldu. Şöyle bir anekdotla bitirmemiz gerekecek ise şunu anlatabilirim; 25 senelik evli 3 çocukları olan bir çiftim şiddetli geçimsizlik sebebiyle halihazırda boşanma davaları olmalarına ve bir yıla yakındır ayrı yaşamalarına rağmen bana geldiler. Amaç; son bir şanstı. İlk 3 seansımızı başarıyla gerçekleştirdik. 4. seanslarına geldiklerinde diğer günlerden farklı olarak yüzlerinde muziplik ve çokça neşe vardı. Sebebini sorduğumda boşanma davasını geri çektiklerini, birbirlerine ve evliliklerine bir şans daha verdiklerini söylediler. ‘Sanki bir şey daha var bana söylemek istediğiniz’ dediğimde ise ‘Evet Özge Hanım, ben hamileyim dördüncü geliyor.’ cevabını aldım, bu beni inanılmaz mutlu etti.

Yorumlar

0 yorumlar