Ankara Life Dergisi

Pelvik Taban Kasları Namı Değer “Aşk Kasları”


Şehrin en çok okunan dergisi Ankara Life’ın bu sayısında, Uzman Fizyoterapist Yasemin İrkilata ile “Aşk Kasları” olarak bilinen pelvik taban kasları üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. İrkilata, bu önemli kas grubunun genellikle göz ardı edilen işlevlerini ve yanlış çalıştığında ortaya çıkabilecek sağlık sorunlarını bizlerle paylaştı. Ayrıca, bu konuda daha fazla insanın bilinçlenmesi için yazdığı kitabıyla ilgili de önemli ipuçları verdi. Keyifli okumalar!
Röportaj: İrem Karaduman
Yasemin Hanım, Öncelikle “Pelvik Taban Klinik” yolculuğunuz nasıl başladı? Türkiye’de bu alanda yaptığınız çalışmalardan kısaca bahseder misiniz?
2004 Hacettepe Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Fakültesinden mezun olduktan sonra Ankara’da fizyoterapist olarak çalıştım ve 2009-2015 yılları arasında Fransa’da yaşadım. Türkiye’ye döndüğüm yıllarda pelvik taban klinik eksiğini hissettiğim için bu alanda çalışmalar yapmaya başladım. Türkiye’de ilk defa özel hastanede pelvik taban ünitesini açtım. Daha sonra pelvik taban eğitimleri vererek bu konuya ilgi duyan fizyoterapistlerin farklı şehirlerde hastane ve kliniklerde hizmet vermesine öncülük ettim. Artık Türkiye’de çok daha fazla pelvik taban sağlığı üzerine klinik hizmetler verilmektedir ve gün geçtikçe bu alan daha çok karşımıza çıkmaktadır.
Pelvik taban kasları hakkında bize daha fazla bilgi verebilir misiniz? Bu kasların zayıflaması hangi sağlık sorunlarına yol açabilir ve fizyoterapi bu sorunları nasıl çözebilir?
Bir fizyoterapist olarak size vücudumuzda çok önemli ama bir o kadar da görmezden gelinen kaslardan bahsetmek istiyorum. “Aşk Kasları” yani pelvik taban kasları…. Kadın ve erkeklerde mesane, bağırsak ve genital organları tutan kaslara pelvik taban kasları diyoruz. Bu kaslar, bahsettiğimiz organlara destek görevi gördüğü için, eğer pelvik taban kaslarında fonksiyonel bir zayıflama başlarsa, üzerinde taşıdığı organlarla ilgili bazı semptomlar ortaya çıkacaktır. Bu semptomlardan biraz bahsederek fizyoterapinin aslında hiç bilinmeyen farklı bir çalışma alanını da size tanıtmış olalım. İdrar ve bağırsak problemleri; idrar kaçırma, sık idrara çıkma, kabızlık ve tuvalette zorlanma gibi… Bu kasların çok konuşulamayan ve bilinmeyen bir işlevi de cinsellikte ortaya çıkmaktadır. Yani kadınlarda; vajinismus, orgazm olamama veya ağrılı cinsel ilişki, erkeklerde; erken boşalma, sertleşme problemleriyle birlikte yine orgazm problemleri, bu kasların fonksiyonel çalışmamasından kaynaklanıyor olabilir. Bu tip sorunlar rehabilitasyona çok güzel cevap verecektir.
Hamilelik ve doğumun bu kaslara etkisi nedir ve bu sorunlar hangi problemlere yol açabilir? İdrar kaçırma gibi şikayetler için fizyoterapi ve modern tedavi yöntemleri hakkında bilgi verebilir misiniz?
Yapılan çalışmalar, her üç kadından birinin pelvik taban problemiyle karşılaşacağını söylüyor. Hamilelik ve doğum, kadınlarda bu kasların yorulmasına, zayıflamasına neden olarak idrar kaçırma ve mesane, rahim sarkması gibi problemlere zemin hazırlıyor. Kadınlar öksürme veya hapşırma ile birkaç damla idrar kaçırmayı ya önemsemiyor ya da bunun bir tedavisi olduğunu bilmiyor. Bu konuda zamanında önlem alınmadığı taktirde idrar kaçırma şikayetleri çok daha fazla ilerleyip cerrahi müdahale gerektiriyor. Durum bu evreye geldiğinde ise çoğu kadın cerrahi müdahale yaptırmak istemiyor. İdrar kaçırmaların ilk tedavisi pelvik taban kas rehabilitasyonudur. Pelvik taban kasları için Avrupa’da çok popüler olan en son teknoloji, yüksek yoğunluklu, manyetik stimülasyon teknikleri ile idrar kaçırmalara çözüm oluyoruz.
Pelvik Taban kaslarının doğru çalışamamasının nedenleri nelerdir?
Stresli iş hayatı, düzensiz beslenme alışkanlıkları ve gün boyu masa başında oturmak, maalesef bağırsak alışkanlıklarının da tembelleşmesine neden olmaktadır. Pelvik taban kasları gün boyu büro sandalyesi üstünde kapalı pozisyonda kaldığı için gevşeyememe sorunu yaşıyor. Var olan bir kabızlık durumunda da tuvalette zorlanma, ıkınma gibi sorunlar başlıyor.
Eski toplumlarda yerde yemek yeme alışkanlığı, yerde oturma ve alaturka tuvalet aslında daha sağlıklı pelvik taban kasları demekti. Oysa şimdilerde maalesef gevşeme yeteneğini kaybetmeye başlayan pelvik taban kaslarına sahibiz. İşte biz de tam bu aşamada devreye giriyoruz. Bu kaslara yönelik uyguladığımız tekniklerle gevşeme ve kuvvetlendirme esasına göre çalışıyoruz. Yoğun iş temposunda, insanların hayat kalitesine etki eden semptomlarını ortadan kaldırmak bizim en önemli katkımız oluyor. Aynı zamanda, fizyoterapinin farklı bir alanını keşfetmek ve “Aşk Kasları” olarak adlandırılan pelvik taban kaslarının farkındalığını artırmak, bizim için büyük bir iş motivasyonudur.
Bu konuyu ele aldığınız bir de kitabınız bulunuyor. Bize kitabınızdan ve yazmaya başlamanızda sizi motive eden etkenlerden bahsedebilir misiniz?
Türkiye’de bu alanda çalışmalar yapmaya ve eğitimler vermeye ilk başlayan fizyoterapist olarak, pelvik taban hastalıklarından muzdarip olup bu konuyu paylaşamayan pek çok insan olduğunu biliyorum. İnsanlarda pelvik taban kas farkındalığını artırmak ve bu bölge kaslarını daha iyi tanımalarına yardımcı olmak amacıyla “Aşk Kasları” kitabını yazmaya karar verdim. Alanında bahsedilen ilk kitap olma özelliğini taşıyan bu eser, bu alana hizmet etme amacımı gerçekleştirdiğim için bana büyük bir tatmin sağlıyor.
Kitabınızın isminde de kullandığınız ilginç bir tabir var. Peki bu kaslara neden “Aşk Kasları” diyoruz?
Pelvik taban kaslarından bahsederken Aşk Kasları dememizin sebebi bu kasların cinselliğe hizmet etmeleri yani kadın ve erkekte cinsellikte oldukça önemli kaslar olmalarıdır. Pelvik taban kasları sağlıklı olan bir kadın veya erkeğin “Aşk Kasları”, dolayısıyla da cinselliği sağlıklı olacak demektir. Bu bölge sorunları toplumda konuşulmaktan çekinildiği için kitabıma bu algıyı biraz olsun yıkmak adına “Aşk Kasları” adını verdim.

Yorumlar

0 yorumlar