Ankara Life Dergisi

Pin Desing Studio Özgün ve Prestijli Tasarımlar!

Bir mekanı güzel görmenin, ruha dokunmanın, göze hitap etmenin en büyük emekçileridir iç mimarlar… Şehrin marka yayını Ankara Life Dergisi ekibi olarak şimdi size bu emekçilerden birini tanıtmak istiyoruz. Bir projeyi tasarlarken renklerden, dokulardan, doğanın özgürlüğünden ve mekanın enerjisinden ilham alan Pin Design Studio’nun kurucusu Bengisu Akan ile muhteşem bir röportaj gerçekleştirdik. Keyifli okumalar dileriz.

Röportaj: Hatice Şeyma Basut

Öncelikle kendinizden bahseder misiniz? Pin Design Studio’nun öyküsü nasıl başladı?

Ankara doğumluyum. Tasarıma olan ilgim gerçek anlamda kendimi bildim bileli mevcut. Lise çağımda dahi tasarım odaklı içerikler, dekorasyon dergileri, düşünülerek tasarım kaygısı ile oluşturulmuş mekanlar dikkatimi çekmiştir. Hacettepe Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı mezunuyum. Lisans dönemimde sabırsız ve meraklı yapım sebebiyle boyumdan büyük işlere kalkışarak Ankara Siteler’de birçok firma ile proje süreçleri yaşadım. Fuarlara katıldım, kartvizitimi bastırıp dağıtarak yılların iç mimarı edasında projeler çizmeye giriştim. Mesleki bilgi yetersizliği ve insan ilişkilerinde henüz deneyimsizliğimin; heyecanımın getirdiği sonuçlar doğrultusunda zorlandığım da; başarılı olduğum da oldu. Geriye döndüğümde iyi ki tüm bu süreci yaşama fırsatım olmuş diyorum. Her yeni iş, yeni proje sıfırdan başlamak kadar heyecanlı. Algılarınız açık olduğu sürece her anlamda eğiten, öğreti dolu, kendine özgü birer masal gibi hepsi. Lisans sürecimi tamamladıktan sonra Sherwood Mobilya ile yollarımız kesişti. 5 yıl kadar proje departmanı, üretim departmanı, reklam ve kurumsal ilişkiler, müşteri ilişkileri, mağaza tasarımları vs. gibi birçok iş kaleminde yöneticilik yaptım. Bugün gerek mesleki anlamda gerekse kazandığım bakış açısı olarak kendilerine çok şey borçluyum. 2018’den bu yana bir süre freelance olarak sonrasında Pin Design Studio (2020) markam ile sektörde bulunuyorum.

Pin Design Studio olarak verdiğiniz hizmetler neler?

Hemen hemen tüm mekanlar için iç mekan, peyzaj ve cephe tasarımları yapıyoruz. Mekan ayrımı pek yapmayız, çünkü her mekanın kendine özgü prensipleri olur. Hepsi ile ilgilenmek hem tüm disiplinlere hakim olmamızı hem de çok yönlü düşünebilmemizi sağlar, kısıtlanmayız. Her seferinde öğrenir ve öğretiriz. Avm, otel, plaza, pub, cafe, üniversite, kat konut, müstakil konut, ofis, güzellik merkezi gibi birçok alanda mekan tasarımı, uygulama, şantiye süreçlerini yürütüyoruz. Kimi sıfırdan anahtar teslim, kimi koordinasyon ve uygulama projelerine yönelik, kimi şantiye takibi, kimi de yalnızca konsept proje üzerine. Her biri ayrı keyif, her biri ayrı gurur. Referanslarımız bu anlamda hem çeşitli hem de sağlamdır. Çoğu işverenimiz ile arkadaşlık ve dostluk ilişkisi geliştirerek görüşmelerimizi sürdürmeye devam ediyoruz. Bunun bana hissettirdiği duygu, ticari kaygımın her zaman önüne geçmiştir. Mesleğimi duygusal ve etik ilkeler doğrultusunda sadece sevdiğim için yapıyorum. Bence devamı kendiliğinden kazancı getirir ve hayal etmekten geçer. İşverenin talebi ve ihtiyacı doğrultusunda projelendirme sürecimiz konseptte de kalabiliyor; malzeme seçimleri, mahal ve keşif listeleri metrajlar, uygulama detay projeleri, shopdwg çizimleri ile beraber paket de hazırlıyoruz. Talep edilen doğrultuda gerek sabit ve hareketli mobilya/ dekorasyon uygulama gerekse diğer inşaat konularında uygulama hizmeti veriyoruz. Ayrıca kurumsal kimlik (logo, broşür, kartvizit, konsept renk paletleri vs.) ile tasarladığımız projenin her detayını oluşturuyoruz. Bu sayede işveren bir tek bizim firmamız ile tüm süreci tamamlayabiliyor. Çok yakın bir tarihte ev ve ofis aksesuarları satışlarımız da başlayacak.

Projelendirme ve uygulama aşamasında öncelikleriniz neler?

Bence mekan tasarlamak girift bir iştir. Kullanıcının entelektüel birikimi, psikolojik durumu, hayal dünyası, sosyal çağın teknolojik ve toplumsal etkileşiminin üzerinde oluşturduğu etki, o mekana yansımalı. Fakat tasarımcının yorumu ve yönlendirmesi ile olmalı. Mekan her ne amaçla oluşturuldu ise (ofis, showroom, konut, otel vs.) o amaca yönelik son derece ergonomik, kendine has ve karakterli olması gerekir. Teknolojiden faydalanırken geçmişten günümüze birbiri içine geçmiş birçok stili doğru orantı ve yumuşak geçişlerle kullanmayı severim. Adına bir nevi zamansız tasarım diyorlar. Her stilin ayrı materyal, doku, koku, renk ve tasarım donesi vardır. Bunlara hakim olmak doğru şekilde aktarabilmek çok önemlidir ve tabii ki hayal etmek… Hayal ettiğimin gerçek hayatta karşısına geçerek mesleki tatmin arzumu doyurmak; bunlar benim mekan tasarlarken ki yakıtım. Bizlerin öncelikle çift yönlü düşünebilme yetisine sahip olmamız gerekir. Nedir bu çift yönlü düşünebilme? Hem mükemmele yakın bir tasarım ortaya çıkarabilmek için duygusal zekanın getirisi olarak sanat algısının yüksek olması, hayalperest olmak. Hem de hayal ettiği tasarımı realiteye uyarlayabilecek teknik bilgi birikiminin ve mantıksal zekasının yüksek olması. Ben buna beynimizin sağ ve sol loblarını aynı anda aynı performansla kullanabilme yetisi diyorum. Teknik ve sanatın iç içe olduğu çok kutsal bir meslek olarak görüyorum. İyi bir iç mimarın meraklı, heyecanlı, obsesif aynı zamanda soğuk kanlı, sabırlı ve farkındalık sahibi olması gerekir. Bizim mesleğimiz hata kaldırmayan bir meslek dolayısı ile ne kadar ayrıntılara dikkat edersek o kadar az hata ile süreci tamamlarız.

Gelecek projelerinizden biraz bahseder misiniz?

Hedeflerimiz arasında gerek yurt içinde gerek yurt dışında önemli ve değerli mekan tasarım ve uygulamalarına imza atmak ilk önceliğimiz. Diğer taraftan ev ve ofis aksesuarlarımızı çeşitlendirip geliştirip son kullanıcı kitlesine hitap edecek şekilde satışa sunmak.

Yorumlar

0 yorumlar