ROBERTO MURAT ÖZDEMİR: “ BU DİJİTAL DÜNYADA YOKSANIZ BİLE BULUNMAK ZORUNDASINIZ”
Nörobilim uzmanı Roberto Murat Özdemir, dijital içeriklerin önemine dikkat çeketi, “Bir yerlerde denk geldiğimiz dijital içerikleri beyin unutmuyor ve tercihini ondan yana kullanıyor. Bu demek oluyor ki dijital dünya, beynimizin kontrol merkezi haline gelmiş. Kısacası dijital dünya beynimizi yönetiyor.” dedi.
Roberto Murat Özdemir, “Bu dünya nasıl yönetilir, algı yönetimiyle ürün ve hizmetlerimizi nasıl sunabiliriz?” gibi birçok soruya cevap vererek sırlarla dolu dijital dünyayı şehrin en çok okunan yayını Ankara Life Dergisine anlattı. Sinir bilimi (nörobilim) üzerine çeşitli çalışmalar yapan Roberto Murat Özdemir, insan beyninin günlük hayatta ve özellikle iş hayatında tüm kararları etkilediğine dikkat çekerek, “Bir şeye karar verdiğinizi düşündüğünüzde aslında o seçim aslında sizin yerinize çoktan yapılmıştır. Beynin zaaflarını bilmek bu noktada oldukça önemli” ifadelerini kullandı.
Dijital ortamlarda üretilen içeriklerin son derece önemli hale geldiğini söyleyen Özdemir, bu konu üzerine şöyle ekleme yaptı.
“Rekabet ortamı genişliyor, dijital satış ve pazarlama kanalları artıyor. Fakat şöyle bir gerçek var; bu ortamda fark yaratanlar ayakta kalıyor! Bu farkı yaratmak için toplumun ilgi duyduğu durum ve olayların kullanılması önemli. Ortak bilinci etkileyen bir konu bir anda başka bir içerikte karşımıza çıkabiliyor. Bu durum, doğru zamanda, doğru yerde yapılan ürün birleştirmeleri ve yaratıcı içerikler ile mümkün.”
“DİZİ VE FİLMLER EN BİLİNENLER”
Nörobilim uzmanı Özdemir, dijital içerikleri sunarken dikkat edilmesi gerekenlerle ilgili de şu değerlendirmeleri yaptı:
“Algı yönetimini ve insan beynini tanımak, içerik üretimi konusunda yol gösterir. Renkler, sayılar, sesler, kelimeler, ve kullanılan tekrarlar, olan bir şey ile olmayan bir şeyi birleştirmek gibi sayabiliriz. Yaratıcılık, beynimizin çok sevdiği ve etkilendiği durumlardır. Sıradan içerikler, tasarımlar ya da basit kelimeler ile kurulan cümleler, onu tatmin etmeyecektir. Bu bakımdan önce kendi beyninizi tanıyın. Dikkatinizi çeken şeyleri bulun. İnsanlar size nasıl satış yapıyor mesela, hangi duygu ve ihtiyaçlar algınızı bu yöne çektiğini bulun, iyice analiz edin. Bunları gözlemlemeye başladığınızda içerik üretimi konusunda algıya ve yaratıcılığa oynamış olacaksınız. Yani önce kendi algınızı keşfederseniz kolektif bilinci de kavramış olurusunuz.”
Özdemir, izlenen tüm film ve dizilerin bir amacı olduğuna dikkat çekti, “Dizi ve filmleri izlerken sadece eğlence amaçlı izlemeyin” diyerek bu konunun altını çizdi. Özdemir, “Eğlence amaçlı seyirden çıkıp odaklandığınız zaman verilmek istenen mesajın ve yaratılmak istenen algının ne olduğunu anlayacaksınız. Bir konunun hikaye ile aktarılaması oldukça önemli; çünkü insan doğasında hikayelerin önemli bir yeri vardır. Hikayeler empati kurmamızı sağlar. Herhangi bir ürün ile veya kişiyle özdeşmemizi sağlar. Özdeşme ise algıyı yönetmedeki en temel faktördür.” ifadelerini kullandı.
“TEMEL YAŞAM FAKTÖRLERİNİ HEDEF ALAN SQUİD GAME DİZİSİ”
Özdemir, Netflix’in fenomen dizisi Squid Game’in başarısının arkasında temel yaşam güdülerinin olduğunu söyledi. Squid Game’in 94 ülkede izlenme rekorları kırdığını hatırlatan Özdemir, “Dizinin kurgu ve hikayesinin temelinde önemli noktalar var. Para, hırs ve hayatta kalma mücadelesi… Bu üçlü, insan doğasının, yaşam amacının temelini oluşturan faktörler. Bunu bir de oyunla kurgulamak Z kuşağının da dikkatini çekmesine yaradı ve hedef kitlesi arttı. Dizinin hikayesi temel yaşam kaynaklarını hedef aldığı için aslında tüm kuşakların algısına hitap etmiş oldu. Kısacası bu durum bir tesadüf olamaz” diye ekledi.
“BEYNİMİZİN KONTROL MEKANİZMASI DİJİTAL DÜNYA OLUYOR”
Roberto Murat Özdemir, sözlerini şöyle noktaladı:
“Nörobilim ışığı ile yaratıcılık ve teknoloji birleştiğinde ortaya akıl almaz derecede algı yönetimi ve hipnotik içerikler çıkıyor. Dijital dünya algılarımızı yönetiyor. İçerikler, insan beyninin işleyişini bilmek ve algı yönetimini bilmek bu noktada çok değerli. Dijital dünyayı bilmek ve ona hakim olmak artık zorunluluk haline geldi. Bu dijital dünyada yoksanız bile bulunmak zorundasınız.”
Yorumlar
0 yorumlar