Ankara Life Dergisi

Serkan Melikoğlu

Serkan Melikoğlu’nu tanıyabilir miyiz?

1988 yılının Aralık ayında doğdum. Tam bir kış insanı ama sosyal yaşamı
tam aksine 🙂 Sanat ve sporla geçen bir çocukluk geçirdim ve sonrasında
Ankara, Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı, Tiyatro Bölümü’nden mezun oldum. 2013 yılından bu yana oyunculuk ve eğitmenlik yapmaktayım. Devamlı olarak tiyatroda oynamanın yanı sıra televizyon projelerinde oyunculuk ve sunuculuk yapmaktayım. Dans etmekten büyük keyif alırım. Büyük bir aksiyon fanıyım. Hayatım da aslında biraz öyledir hep bir aksiyon, hep bir hareketlilik vardır. Genel olarak eğlenceli bir insan olduğumu düşünürüm.

Eğitmenlik ve oyunculuk yapıyorsunuz. Bahseder misiniz?

2013 yılından bu yana eğitmenlik ve oyunculuk yapıyorum. Hem ‘Kulis Sanat Akademi’ de hem başka kurumlarda bireysel ve kurumsal
eğitimler veriyorum. Bu durum birçok insan tanımama neden oluyor.
Bunun da oyunculuğu beslediğine inanıyorum. Ne kadar çok malzeme
toplarsam, gözlem yaparsam, hayatın içinde olursam o kadar üretkenliğim artıyor diye düşünüyorum. Aldığım eğitimde böyle öğretildi. Aynı
şekilde öğretmeye, aktarmaya çalışıyorum. Öğretirken öğreniyorum ve
keşfediyorum. Bu durumda tiyatro sahnesi ve ekranda işe yarıyor diye
düşünüyorum. Oyunculuk her bireyin deneyimlemesi gereken bir alan
diye düşünüyorum. Başarılı ya da başarısız olmanız önemli değil. Oyunculuk insana empatiyi öğretir. Başkası yerine kendinizi koymayı. Bunu
yapabilirseniz yargılamaktan vazgeçersiniz. Bu durum da sizin hayatta
her alanda başarılı olmanızı ve mutlu olmanızı artırır diye düşünüyorum.

Tiyatro’nun hayatınızdaki yeri nedir?

Bu soruyu konservatuvar giriş sınavlarında sorarlar. Orada binlerce
cevap vardır. İşin özünde beğenilmek ve takdir edilmek vardır. “Alkış”
Bana en keyif veren yanı ise; sanırım her an başka bir hayatı yaşıyor
olmanın heyecanı… Başka tarihlerde, başka düşüncelerde, başka mesleklerde, başka insanları yaşıyormuşum gibi geliyor. Bununla beraber
bir özgürlük duygusu veriyor tiyatro bana. Tiyatro bir yaşam biçimidir.
Öncelikli olan “iyi bir insan’ olmaktır. Sonra ‘iyi bir oyuncu’ olup bu özgürlüğü doyasıya yaşamaktır.

Oyuncu olabilmek için sahip olunması gereken bilgi birikimi nedir?

Merkezinde insan olan her konu ile ilgili biraz bilgisi olmalı bir oyuncunun. Tabi bu mümkün değil ama keyifli olan yanı da bu bence. Öğrenmenin sonu yok. Oyunculuk hem bilgi, hem içgüdüyle yapılır. Bilgiyi edinecek ve öğrendiğimizle, hissettiğimizi uygulayacağız. Bunun haricinde tabii ki dans etmek, şarkı söylemek, bir enstrüman çalmak bir oyuncunun mutlaka geliştirmesi ve ilerletmesi gereken alanlar diye düşünüyorum. Yanına özel becerileri de eklerseniz; ata binmek, akrobasi, eskrim ve benzeri gibi çok daha da başarılı olunacaktır. Ben bu ara tekrar sahne dövüşü üzerine çalışmaya başladım.

Tiyatroda hangi karakteri görüpte günlük hayatta ‘ben buyum’ dediniz?

Böyle bir şey düşünmedim. Ancak hepsi içinde söylemek istediğim sözler vardı. Mutlaka onu aradım ve buldum da oynadığım karakterlerde.
Ama çok sevdiğim karakterler vardır. Mesela; Ibsen’nin ‘Peer Gynt ‘karakterini, Dostoyevski’nin ‘Mişkini’ni ve oynamaktan çok keyif aldığım
Michael Del Casstillo’nun ‘Çirkin’ karakterini çok severim.

 Sizin ruhunuzu en çok hangisi besliyor? Tiyatro mu? Sinema mı?

İşin açığı, tiyatronun heyecanı ve büyüsü bambaşka.. Seyircinin o anı
izliyor gerçeğini bilmek çok daha heyecanlandırıyor. Hata yapma lüksünüzün olmadığını biliyorsunuz. Bu durum size başka bir adrenalin yüklüyor. Sinema başka bir kesit. Oranın hazırlanış süreci ve yorumlamanın keyfi bambaşka. Hele gerçeğin ötesinde bir senaryo ve kurgu varsa inanılmaz bir illüzyon. Belki de bu yüzden aksiyon ve bilim kurgu benim ilk tercihim olmuştur. Sinemada biyografik olan senaryolar da beni çok heyecanlandırıyor. Hem izleyici olarak, hem oyuncu olarak.

 Pandemi dönemi dizi nasıl etkiledi ?

Pandeminin ilk başladığı aylarda set devam ediyordu. Henüz pandemi
konusunda tam bilinçlenmemişken süreci o şekilde geçiriyor olmak biraz gergin hissettiriyordu. Sonrasında set sona erdi. Kulis Sanat Akademi eğitime ara verdi. Ülkede tiyatrolar kapandı maalesef. Herkes gibi zor bir süreçti bizim adımıza. Şimdi kurallara uygun devam etmeye çalışıyoruz. Ancak malum kontrollü. Bizim sahnemiz çok büyük, seyirciyi rahat bir şekilde misafir edebiliyoruz. Ancak hala perde açamayan birçok tiyatro var. Herkesi sanata ve sanatçıya destek olmaya davet ediyorum.

 Yoğun bir iş temponuz var şehirde size kalan zamanlarda neler yapıyorsunuz?

Vaktimin büyük bir çoğunluğunu ya akademide ya da tiyatroda geçiriyorum. Çıkıp bir şeyler yapmak istediğimde Mogan Gölü etrafını veya açık hava oturabileceğim yerleri tercih etmeye çalışıyorum. Ailem veya arkadaşlarımla bir arada olmayı tercih ediyorum. Ata binmeye gidiyorum.
Spora gidiyorum. Vakit olmayınca insan film ve dizi izlemeyi özlüyor. Bol
bol dizi izliyorum. Mesleğimiz zaten çok sosyal bir iş olunca dinlence
anları ona göre şekilleniyor.

www.serkanmelikoglu.com

Yorumlar

0 yorumlar