Ankara Life Dergisi

Serkan Öztürk: “Botoksun yılan zehri olduğu hikaye”

Botoks uygulamasının hangi alanlarda ve hangi amaçla uygulandığı en çok merak edilen hususlardan biridir. En çok yüz kırışıklıklarının ortadan kaldırılmasında kullanılan botoks, hem tedavi edici hem de koruyucu nitelikte bir uygulamadır. Dudak dolgusu ise son dönemlerde sıklıkla duyduğumuz estetik uygulamalarından. Şehrin en çok okunan yayını Ankara Life Dergisi olarak Dr. Serkan Öztürk’e botoksu ve rus tekniği ile dudak dolgusunun ne olduğunu sorduk. Keyifli okumalar.

Merhaba Serkan Bey, nasılsınız? Toplum içerisinde yılan zehri diye de tanımlanan botoks nedir? Nasıl ortaya çıktı ?

Merhabalar, teşekkürler ederim çok iyiyim. Öncelikle ne kadarsoğuk kanlı bir hayvan olarak tanımlasak da sanırım toplum olarak seviyoruz bu yılanı. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır, su içene yılan dokunmazmış, koynumda yılan beslemişim, botoks yılan zehiriymiş ve daha pek çok cümle içerisinde yılanı kullanıyoruz.

Bir yılan hikayesidir gidiyor, botoksun yılan zehiri olduğu da bir hikayedir aslında. Botilinum toksin namı değer botoks closturidium botilinum adı verilen bir bakteri tarafından üretilen sinir sistemi üzerinde etkili bir zehirdir. 10 bin yıl öncesine kadar tüm insanlar besinlerini doğadan temin eden avcı toplayıcılardı. Zamanla yerleşik düzene geçen insan bahçecilik hayvancılık ve tarımı geliştirdi. Eskiden temel yaşam kaynağı olan besini bulduğu an tüketirken artık ihtiyacından fazla besini ürettiği için besinleri saklamayı öğrendi ve insanoğlu botilinum toksin botoks ile tanıştı.

Orta çağ döneminde genellikle sosis ve benzeri ürünlerin tüketimi sonrası bildirilmiş ölümler nedeni ile bu ürünlerin yenilmesi bir dönem yasaklanmıştır. 18.yüzyıl sonlarında Almanya’da sosis zehirlenmesinden ölüm oranları artmış ve öldürücü bu hastalığa latincede sosis anlamına gelen botulusdan esinlenerek botulizm denilmiştir. 1895 yılında Dr.Emile Pierre Van Ermengen botulizm hastalarının dalaklarından bu toksini salan bakteriyi izole ederek closturidium botilinum bakterisini bulmuştur. Bu bakterinin salgıladığı toksin botoks bilinen en güçlü zehirlenden olup yılan zehrinden kat be kat daha zehirlidir. Yaklaşık yarım litre saf toksin ile insanoğlu yeryüzünden yok edilebilir. Yani botoks yılan zehiri değil bir çeşit besin zehiriymiş özellikle konserve vb. besin saklama yöntemleri ile oluşan yılan zehrinden de çok daha güçlü bir zehir.

Peki nasıl oluyorda biz bu zehri migren, terleme ve kas spazmı gibi hastalıkların yanı sıra estetik amaçlı kullanıyoruz?

Toksin özellikle spastisite dediğimiz kasların istem dışı kasılmasına bağlı nörolojik hastalıklarda kullanılırken özellikle mimik kaslarında oluşturduğu geçici felç sonrası kırışıklıkların azaldığı anlaşıldı. Botilinum toksin aktif kas hareketleri sonrasında oluşan kırışıklıkların tedavisinde böylece hayatımıza girmiş oldu ve şuana kadar tün dünyada medikal estetik alanında en çok yapılan en etkili yöntemlerden birisi olarak yer alıyor. Önceleri sadece kaş arası çizgilerin tedavisinde kullanılan botoks artık alın göz çevresi kırışıklıkların tedavisinde, el ayak ve koltuk altı terleme tedavisinde hatta migren tedavisinde dahi kullanılmakta. Son zamanlarda maalesef ilaç temininde yaşanan sıkıntılar nedeni ile sahte botokslar ve bu botokslarla yapılan  uygulamalar sonrası ciddi yan etkiler görmekteyiz. Ayrıca yine ülkemizde çalışma izini olmayan doktor dahi olmayan kişilerce merdiven altı birçok uygulamaya şahit olmaktayız. Tüm dünyada en çok uygulanan ve medikal estetiğin en etkin tedavisi olan toksin uygulamalarının yetkin olmayan ellerde kirlenmesine izin vermeyin bu uygulamalardan mümkün olduğunca uzak durun.

Son zamanlarda estetik dünyasında ‘Rus tekniği dudak dolgusu’ popüler hale geldi.  Nedir Rus tekniği dudak dolgusu okuyucularımıza bahseder misiniz?

Ameliyatsız medikal estetik uygulamaları içerisinde botoks en çok tercih edilen yöntem, botoksdan sonra  son yıllarda dudak dolgusu da özellikle genç hasta grubu tarafından tercih edilmeye başlandı. Gençler daha dolgun daha çekici dudak isterken 35 yaş üstü hastalarımız azalan dudak hacimlerini yeniden kazanmak doğal ve dolgun bir dudak yapısına sahip olmak istiyorlar. Son zamanlarda hepimizin duyduğu rus dudağı tekniği özellikle daha hacimli kıvrımlı dudak isteyen hastalarımızın tercihi.

Peki herkeste aynı durur mu dolgu?

Öncelikle şunu belirtmek isterim herkesin dudak yapısı genetik zemini farklıdır. Dolayısı ile  sosyal medya paylaşımlarında gördüğümüz dudaklar her hastamız için uygun olmayabilir. Rus dudağı tekniğide her dudak  için uygun değildir. Bu teknikte çok noktadan az miktarda  dolgu uygulanarak hacimli bir dudak elde edilmeye çalışılmaktadır dudağın üç boyutlu yapı kazanmasındaki en büyük etken dudak mukozası ile deri arasında yer alan hattın belirginliği ve pozisyonudur. Bu hat kişiden kişiye farklıdır ayrıca kimi dudaklar  alt yapısı dolgu için çok uygun olduğundan kolayca  hacimlenirken bazılarında ise çok dolgun bir dudak yapmak imkansız oluyor.

Dolgu yaptırmaya karar veren biri nelere dikkat etmelidir?

Son zamanlarda özellikle rus tekniği adı altında popülarite kazanan yabancı uygulayıcılar İstanbul Ankara İzmir Antalya gibi birçok şehirde yasal izinleri olmadan çalışmakatadır. Kendi yanlarında getirdikleri farklı maddeler ile dudaklara dolgu uygulamaktadırlar. Bu nedenle birçok kişi bu uygulamalar sonrası yan etkiler yaşamaktadır bu yan etkiler kimi zaman kalıcı olabilmektedir. Uzun dönem kalıcı olan sert dudak için uygun olmayan dolguların enjeksiyonu sonrası istenmeyen görüntüler oluştuğu gibi his kayıbı asimetri kalıcı allerjik reaksiyonlar oluşmaktadır. Bazen bu maddelerin plastik cerrahi uzmanlarınca çıkarılması gerekmektedir sürümden kazanma mantığı ile doktor olmayan kişilerce çok ucuza yapılan bu uygulamalardan kaçınmalıyız. Özellikle gençlerimizin dolgun dudak hayali bir  kabusa dönüşmemesi için bu tür yerlerin  mutlaka sağlık bakanlığına bildirilmesi toplum sağlığı açısından da önem arzetmektedir.

Yorumlar

0 yorumlar