Ankara Life Dergisi

Sihirli Elleri Harikalar Yaratıyor!

“Sıra dışı model üretmek modacı olmak değildir, kişinin varoluş nedenini ortaya çıkarıp; ‘Ben de buradayım!’ söylemini aynaya her baktığında söyleyebilmesini sağlamaktır.”
“Sanat olmadan moda olamaz, sanat olmadan insan da varolamaz.”
Modacılık sektöründe adından çokça söz ettiren ve birçok başarılı tasarımlarıyla bizleri hayran bıraktıran bir isimden bahsetmek istiyorum; Fatma Tuna. Kendisi güler yüzü ve muhteşem enerjisiyle kumaşlara harika dokunuşlar yaparak çeşitli tarzlar ortaya çıkaran hem eğitimci hem de başarılı genç kadın girişimcilerimizden. Biz de şehrin marka yayını Ankara Life Dergisi olarak Fatma Tuna ile bir araya geldik ve hayatın pek çok yerinden bahseden keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. İyi okumalar dileriz.
Röportaj: Hatice Şeyma Basut
Fatma Hanım sizi yeniden aramızda görmekten mutluluk duyduğumuzu dile getirerek sözlerime başlamak istiyorum. Biliyoruz ki modacı kimliğinizle ellerinizden harika parçalar çıkıyor ve bu sayede adınızdan sıkça söz ettiriyorsunuz. Ancak yeni okurlarımızla sizi tanıştırmak istiyoruz. Fatma Tuna kimdir?
Ankara doğumlu ve Ankaralı bir Başak burcu insanıyım. Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde Deri Konfeksiyon Bölümü’nü okuduktan sonra, Gazi Üniversitesi Moda Tasarımı ve Giyim Öğretmenliği eğitimi aldım. Tasarım ve Stil Danışmanlığı yanında öğretmenlik de yapıyorum.
Modacı olmak sizin için ne anlam ifade ediyor? Tasarımlarınızın alıcılarına kattığı değerden kısaca bahseder misiniz?
Toplum içinde hepimizin belirli rolleri vardır, bazen bu rolleri yansıtmakta zorlanırız. İşte tam burada sahneye ben giriyorum ve modacı kimliğimle kişilere özgüvenli bir imaj oluşturuyorum. Sıra dışı model üretmek modacı olmak değildir, kişinin varoluş nedenini ortaya çıkarıp; ‘Ben de buradayım!’ söylemini aynaya her baktığında söyleyebilmesini sağlamaktır. Tasarımlarımın alıcılar tarafından beğenilmesi beni tabii ki çok mutlu ediyor, bu büyük bir haz. Danışanlarım özgür, huzurlu, rahat, şık ve kendi bedeni ile barışık olarak ayrılıyorlar. Bilirsiniz insanlar giysileri ile karşılanır, kişilikleri ile uğurlanır. Ben bir sıfır önde başlamalarını sağlıyorum.
Peki, sizin gardırobunuzun olmazsa olmazı nedir?
Benim gardırobumda olmazsa olmaz diyebileceğim tek tip model ya da renk yoktur. Katılacağım etkinliklere ve davetlere göre model ve renkler değişir. Ama minik bir sır; olmazsa olmayan takı ve aksesuarlarım için özel bir gardırobum var. Bana göre giysilerimizin makyajı da kullandığımız aksesuarlardır.
Çalışma hayatınız dışına neler yapmaktan hoşlanıyorsunuz?
Yoğun bir tempo içerisinde fırsat buldukça doğaya kaçmaya çalışırım. Yürümeyi, fotoğraf çekmeyi, film izlemeyi, kitap okumayı, karakalem resim yapmayı, sanat galerilerini gezmeyi, tarihe dokunmayı severim ve güzel tatlı yapan kafeleri keşfe çıkarım.
Modacı olabilmek aynı zamanda sanatsal bir bakış açısına da sahip olmak demek. Siz sanatın başka dallarıyla da ilgileniyor musunuz?
Moda denilince akla ilk giysi gelir. Farkında değiliz ama yaşanılan her yüzyıl, gereksinimler hatta mevsimler modayı birebir etkiler. Moda bu koşulda ortaya harika ürünler çıkaran bir sanattır. Sanat olmadan moda olamaz, sanat olmadan insan da varolamaz. Benim tasarımlarım dışında karakalem çalışmalarım da mevcut. Hayatı fotoğraflamak da bana göre bir sanattır ve keyifle yapıyorum.
Sizce hayattaki en değerli şey nedir?
Hayattaki en değerli şey, kendimiz. Bunca zaman öğrendiğim tek gerçeklik. Kendinize değer verirseniz herkes de size değer verir.
Geleceğin sizde uyandırdığı hisleri anlatmanızı istesek, neler söylersiniz?
Gelecek biraz beni ürkütüyor. İnsanlar değer yargılarını ve empati yeteneklerini kaybetti. Bencil bir toplum olma yolunda hızla ilerliyoruz. Sadece sanal ortamda üzülüyor, mutlu oluyor, kendi özümüzü unutuyoruz. Neyse ki gelecek nesil teknolojiyi doğru kullanıyor, güzellikler olacak inanıyorum. Gözlerimi kapattığımda gelecekte metalik, parlak gri renkler ve canlı neon renkler beliriyor. Ben yine de doğanın hâkim olduğu renklerden vazgeçmeyi düşünmüyorum. Moda, her yerde diyorum.

Yorumlar

0 yorumlar