Ankara Life Dergisi

Sırf Kaliteli Kahvaltı Yapmak İçin Sobalı Köşk’ü Açtık !

 Merhabalar, sizleri biraz tanıyabilir miyiz?

Aysun Hanım: Ben Aysun Yoğurtçuoğlu, Kırıkkaleliyim eskiden muhasebeciydim şuan hayalimiz olan kendi işletmemizi yönetiyoruz.

Anıl Bey: Ben de Anıl Yoğurtçuoğlu, baba tarafından Tokat, anne tarafından Rizeliyim. Endüstriyel mutfak sektöründeydim eskiden. Şuan eşimle birlikte Sobalı Köşk’ü işletiyoruz.

 Sobalı Köşk ismiye bir kahvaltıcı kurma fikri nasıl ortaya çıktı ?

Aysun Hanım : Öncelikle kendi işimizi yapmak ikimizin de hayaliydi. Ben muhasebeciydim, eşim de endüstriyel mutfak tasarımcısıydı. Kahvaltı yapmayı çok seviyoruz, dışarıda da çok fazla kahvaltı yapıyorduk fakat aradığımız hijyeni ve doğallığı bulamıyorduk. Bu hedefle yola çıktık, amacımız temiz içerikli kahvaltılar sunmak. Şuanda da doğru yolda ilerlediğimizi düşünüyorum çünkü her şeyi kendimiz yapıyoruz, kapalı gıda yok. Yumurtamıza kadar kendi çiftliğimizden geliyor.

 Anıl Bey : Ailecek dışarıya kahvaltıya gittiğimizde, önümüze serpme kahvaltı getiriliyor ama yemeğe başladığımızda hep kapalı gıda, marketten alınmış reçeller, peynirler ve zeytinler olduğunu anlıyoruz. Bu durum bizi rahatsız ediyordu. Organik kahvaltı yapacak yer bulamıyorduk, dedik ki biz yapalım ve insanlar sağlıklı ve organik kahvaltı yapsın çünkü sağlıklı beslenmek herkesin hakkı.

Kapalı gıdanın olmadığı, kendi evimizde yediğimiz anne sofralarını kurmak istedik. Müşterilerimizi bir işletmeye değil de misafirliğe kahvaltıya geliyormuş gibi hissettirmek istedik.  Anne yapımı reçeller, ev yapımı dökme çikolatamız, kendi köyümüzün tereyağı, peynirlerimiz ve diğer ürünlerimizin hepsi organik ve seçmedir. Tabağımızdan çatalımıza kadar her şeyi özenle seçtik, müşterilerimizin kendini özel hissetmesi için her detayı düşündük.

Aysun Hanım: Sağlıklı kahvaltı yaparken aynı zamanda mutfağından lavabosuna, bardağından çatalına ve  amerikan servisine kadar her noktada Ankara’da çok özel bir yer olmasını istedik. Kendi evimize alıyor gibi her bir detayı özenle aldık.

Kahvaltı dışında menünüz yok, bu tercihinizden bahsedebilir misiniz?

Anıl Bey: Burası tam bir butik kahvaltı evidir. Sadece kahvaltı servisimiz var ekstra bir şey göremezsiniz. Şuan sektörde dışarda cumartesi ve pazar, a plus restorantlar, iyi bir kebapçı veya iyi bir balık restrorantı hepsi kahvaltı reklamı veriyor. Bir balık restoranı akşam balık yedirdiği çatalla sabah kahvaltı servis ediyor veya bir kebapçı, pideci cumartesi pazar  ekstra para kazanayım diye kahvaltı veriyor. Bize bu duruma karşıyız. Burda bu yüzden kahvaltı dışında bir şey sunmuyoruz en önemlisi bizim için bu, ki zaten çatal bıçaklarımızı dahi kahvaltı için özel seçtik.

Kennedy Caddesi ve yakınlarında sadace kahvaltıcı olarak Sobalı Köşk var. Lokasyona nasıl karar verdiniz? Soba fikri nasıl ortaya çıktı?

Aysun Hanım: Öncelikle evimizin yakın olması bize burayı tercih ettirdi, çocuklu bir aileyiz bu yüzden evimizin uzağında olmak istemedik. İkinci olarak bacalı bir yer bakıyorduk çünkü mekanda soba olması konsept olarak aklımızdaydı.

Anıl Bey : Çankaya’da burdan başka sobalı mekan yok. Burası önceden pideciydi, şuan kullandığımız baca pidecinin kullandığı resmi bir bacadır. Kapandıktan sonra biz kiralayıp sobamızı kurduk, konseptini oluşturduk. Burayı tutmadan önce soba fikri zaten aklımızdaydı çünkü eski sobalı ev kültürünü, sobanın sıcaklığını, samimiyetini hissettirmek istedik. Çayımızı sobada pişirip ekmeğimizi soba üzerinde kızartıyoruz. Aile olarak gelen müşterilerimizin çocukları sobayı görünce ilgilerini çekiyor, eski kültürü yaşatmak hoşumuza gidiyor.

Aysun Hanım: Mekanın konseptine özel olarak çalıştık, zaten ben kişisel olarak tasarıma ilgi duyuyorum bütün parçaların birbiriyle bağı var ve en önemlisi ev sıcaklığını yansıtıyor. Herhangi bir mimardan fikir almadık. Çivisini dahi kendimiz çaktık.

Güzel ve doğal bir kahvaltı yapmak özellikle şehir hayatında çok zor hale geldi. Siz kahvaltınızda müşterilerilerinize neler sunuyorsunuz ?

Aysun Hanım : Sadece serpme kahvaltı hizmetimiz var. İçerisinde Mudanya’da Atatürkten kalma butik bir bahçeden gelen iki çeşit özel zeytinimiz var. Annemizin evde yaptığı  iki çeşit reçelimiz var. Reçellerimiz çok çeşitli sürekli değiştiriyoruz, her geldiklerinde farklı reçelleri görebilirler. Dört çeşit peynirimiz var. Sepet peynirimiz Samsun’dan geliyor. Keçe, tulum peynirimiz ve laz kaşarımız Çamlıhemşin’den geliyor. Tereyağımız yine Çamlıhemşin’den geliyor, bal kendi kovanlarımızdan geliyor. Çikolatalarımız ev yapımı, ekmek üstü ve domates kurumuzu ben bizzat kendim yapıyorum. Menemenimiz yaz domateslerinden kendi konservelerimiz, anne patatesimiz ve pişi var. Bunları da kendim yapıyorum pişinin hamurunu kendim mayalıyorum.Yumurtamız çiftlikten geliyor, sucuklarımız özel bir kasap sucuğudur. Rizeden gelen köy kavurmamız var. Çamlıhemşin peyniri ile yaptığımız hemşin muhlamamız var.

Şuan işleriniz nasıl gidiyor, pandemi süreci nasıl geçti?

Anıl Bey: Pandemi herkesi olduğu gibi bizi de etkiledi çünkü uzun süre kapalı kaldık. Bu sofrada bir kere kahvaltı yapan devamlı gelmeye ve etrafına da bizi tavsiye etmeye başladı. Müdavim müşterilerimiz çok fazla. Rezervasyonlu çalışıyoruz ve genelde hafta sonları dolu oluyoruz önceden yer ayırtmak gerekebiliyor. Bir sonraki haftanın rezervasyonlarını şimdiden alıyoruz. Müşterilerimiz bu şekilde reklamımızı çok yaptı bu şekilde duyulduk. Daha evvel hiçbir yere reklam vermedik ilk reklamımız olacak bu.

 Şube vermeyi düşünüyor musunuz?

Anıl  Bey: Şubeleşmek istemiyoruz ama tek sıkıntımız bir bahçemizin olmaması, yazın müşterilerimizi geniş bir bahçede ağırlamak isteriz. Bu imkanları sağlarsa ikinci şubeyi düşünebiliriz. Daha fazlasını düşünmüyoruz. Butik anılmak istiyoruz bunun daha samimi olduğunu düşünüyoruz .

 Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Aysun Hanım:  Kaliteli ve doğal bir kahvaltı yapmak isteyen herkesi Sobalı Köşk’e bekliyoruz.

Yorumlar

0 yorumlar