Ankara Life Dergisi

“Tıkayıcı (Obstruktif) Uyku Hastalıkları Nasıl Tedavi Edilir?”

Hayatımızın üçte biri uykuda geçiyor. Uykumuzu iyi alamazsak ise tüm günümüz kötü geçiyor. Peki uykuda solunum bozukluklarının ne kadar yaygın olduğunu biliyor musunuz? (Eğer gerçek sayıları biliyorsanız lütfen bizimle de paylaşın.)  Tıkayıcı uyku hastalıkları ciddi sağlık sorunlarına, hayat kalitesi düşüşüne, sosyal ve toplumsal sorunlara yol açabilen ama doğru tedavi ile tedavi de edilebilen sorunlardır. Bu yazımda size erişkinlerdeki tıkayıcı uyku hastalıkları hakkında bilinmesi gerekenleri ve doğru bilinen yanlışları anlatmaya çalışacağım.

Tıkayıcı uyku hastalıkları nelerdir?

Tıkayıcı (obstruktif) uyku bozuklukları basit horlamadan başlayıp hafif-orta ve ağır obstruktif uyku apnesi hastalığına kadar ilerleyen bir dağılımdır. Bu hastalıkların ayrımında uyku sırasında horlama, apne, uyku evresi, vücut pozisyonu, oksijen saturasyonu gibi çok sayıda parametrenin kaydedildiği “polisomnografi” testi ile elde edilen apne-hipoapne endeksi kullanılır.

Nefes durması yoksa horlamanın bir zararı var mıdır?

Elbette. Zararı olmayan bir şey olumsuz bir algıya da sebep olmaz. Toplumda kişilerin yaklaşık yarısı aralıklı, dörtte biri ise sürekli horlamaktadır. Horlama boğaz kuruluğu, kronik boğaz ağrısı, dinlenmemiş uyanma, yorgunluk ve uykusuzluğa bağlı kazalarda artma gibi önemli sağlık sorunları oluşturabildiği gibi kişinin horlamasıyla etrafını rahatsız etmesi de ciddi sosyal ve toplumsal problemlere yol açabilir.

Apne/hipoapne nedir? Uykuda apnenin ne zararı vardır?

Obstruktif apne erişkinlerde ise 10 saniyeden uzun süre nefes alma çabası olmasına rağmen nefes alınamamasıdır. Hipoapne ise hava akımının önemli bir miktar azalması ve bu durumun kandaki oksijen doygunluğunu belli bir miktar azaltması olarak tanımlanmaktadır. Uykuda apne olduğu zaman vücut hava açlığına girer bu durum bir panik reaksiyonunu tetikleyerek stres hormonlarının salınmasını, kan basıncının yükselmesini, nabzın artmasını ve uyku derinliğinin azalmasını tetikler. Bu durum sürekli tekrarlanınca yüksek tansiyon, damar sertliği, insulin rezistansı, kalp hastalıkları, felç, yorgunluk ve uykuya dalma nedeniyle kaza geçirme riskinin artışı, dikkat bozukluğu, depresyon, cinsel isteksizlik ve performans düşüklüğü vb. birçok metabolik, ruhsal ve sosyal soruna yol açar.

Obstruktif uyku apnesi hastalığı nedir? Ne kadar sıktır?

Erişkinlerde saatte 15’ten fazla veya eşlik eden gündüz semptomlarının varlığında saatte 5’ten fazla apne/hipoapne oluyorsa, obstruktif uyku hastalığı kabul edilir. Bu düzeylerin altında olup horlama vb. uyku sorunları varsa bunu “basit horlama” olarak adlandırıyoruz. Saatte 15-30 arası apne/hipoapne orta dereceli hastalık kabul edilirken saatte 30’dan fazlası ağır hastalık anlamına gelmektedir. Hastaların yaklaşık %80’i doktora başvurmadığı için gerçek hastalık sıklığını ancak toplum taramaları ile tahmin edebiliyoruz. Eski çalışmalarda %10 civarında oranlar bildirilmiş olsa da İsviçre’de yapılmış bir çalışmada kadınların %23.4’ünde erkeklerin ise %49.7’sinde obstruktif uyku apnesi olduğu saptanmıştır. Obstruktif uyku apnesi çoğunlukla tanı konmayan, giderek sıklığı artan ve ciddi sağlık sorunlarına ve hayat kalitesi düşüklüğüne yol açabilen bir hastalıktır.

Hangi kişiler daha yüksek obstruktif uyku apnesi riskine sahiptir?

İster basit horlama ister apne risk faktörleri benzerdir. Bunlar horlamanın varlığı, erkek cinsiyet, ileri yaş, fazla kilo, alkol ve sigara tüketimi, kısa boyunlu tıknaz vücut yapısı, dar havayolu (büyük bademcikler, yumuşak damağın aşağıda veya geride olması) ve elbette burun tıkanıklığıdır. Sebep olan obezite gibi faktörler benzer olduğu için obstruktif uyku apnesi hipertansiyon, diyabet, astım hastalarında daha sık görülür ve metabolik sendromun bir etmeni olarak bu hastalıkları da olumsuz etkiler.

Horlamanın tedavisi var mıdır?

Hastalarıma en etkili tedavinin kilo vermek (vücut ağırlığının %10’u kadar) olduğunu anlatsam da bu sıklıkla başarılamamaktadır. Belirgin burun tıkanıklığı varsa, ilgili patoloji (septum deviasyonu, konka hipertrofisi, nazal valv yetmezliği, alerjik rinit, adenoid hipertrofisi) öncelikle düzeltilmelidir. Horlama için birçok cerrahi seçenekten (yumuşak damağa radyofrekans uygulaması, palatoplastiler, bademciklerin de alındığı faringoplastiler) hastaya için uygun olanlar seçilirse yüksek başarı elde edilebilmektedir.

Obstruktif uyku apnesi nasıl tedavi edilir?

Hastanın muayenesi ve polisonografi verileri bu süreçte bize yol gösteriyor. Kilo vermek, sigara ve alkol tüketimini bırakmak, egzersiz horlama tedavisinde olduğu gibi obstruktif apne tedavisinde de çok faydalıdır. Uyku testi sonuçlarında hastalık sadece belli uyku pozisyonlarında oluyorsa uykuda yatış pozisyonunu ayarlayan tedavi yaklaşımları denenebilir. Eğer hastalık ağır dereceli değilse uygun hastalarda alt çeneyi öne alan ağız apareylerinden de fayda görülebilir. Aynı hasta grubunda doğru hastaya doğru cerrahi tedavi uygulanırsa hastalıktan kurtulma veya semptomların çok azaltılması da mümkün olabilmektedir. Ağır hastalıkta veya damak cerrahisi istemeyen hastalarda sürekli pozitif basınçlı bir havayolu sağlayarak havayolunun çökmesini önleyen maske tedavisi öne çıkmaktadır. Ancak maske kullanımının kolaylaşabilmesi ve gerekli basıncın düşürülebilmesi için burunda bir deviasyon veya darlık varsa cerrahi tedavisi faydalı olacaktır. Ağır hastalıkta bile doğru cerrahi ile hastalığın şiddetinde, gündüz semptomlarında veya kardiovasküler hastalık riskinde önemli kazanımlar elde edilebilmektedir.

Yorumlar

0 yorumlar