Ankara Life Dergisi

“TÜGİAD’DA GENEL MERKEZ’İN OYUNLARI ANKARA’YI BÖLDÜ”

Türkiye Genç İş İnsanları Derneği (TÜGİAD) Ankara Şubesi’nin önceki dönem Yönetim Kurulu Başkanı Burak Dalgıç, derneğe yönetici kayyum atanması hakkında değerlendirmelerde bulundu. Genel Merkez’in usulsüz Genel Kurulunun ardından kendisi ile birlikte 100’ü aşkın üyenin gerekçesiz ve tüzüğe aykırı bir şekilde TÜGİAD’dan ihraç edildiğini söyleyen Dalgıç, “Genel Merkez’in oyunları Ankara’yı böldü” diyerek süreç boyunca yaşananları anlattı.

Türkiye’nin en önemli ve etkin iş dünyası sivil toplum kuruluşlarından biri olan Türkiye Genç İş İnsanları Derneği (TÜGİAD) yaşadığı iç sorunlar nedeniyle bugün maalesef kayyum ataması ile karşı karşıya kalmış durumda. Sizin TÜGİAD’la olan serüveninizden başlayarak bugün gelinen noktayı kendi pencerenizden bize anlatır mısınız?

Ben 2020 yılında, Nilüfer Çevikel’in başkanlığıyla beraber yola çıktım. Bir dönem boyunca Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyeliği yaptım. Nilüfer Başkan ile beraber Genel Merkez yönetimini ben de bıraktım.

Sizin Ankara Şube Başkanı olma süreciniz nasıl gelişti?

Bizim yönetim süresince Ankara’da Haziran 2022’de yapılan Genel Kurul’la başlayan birtakım sıkıntılar oldu. O dönemde, o sıkıntılar neticesinde Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyelerimizin de ısrarlarıyla beni Ankara Şube Yönetim Kurulu Başkanı olarak atadılar. Ben her ne kadar “Ankara’dakilerle karşı karşıya gelmek istemem. Hepsi benim komşum, dostum, tanıdığım…” desem de arkadaşlar çok büyük ısrarlarla beni atamak istediler. Ben de bir noktadan sonra hayır diyemedim.

Göreve geldiğinizde neyi hedeflediniz?

O dönem Ankara Şube Yönetim Kurulu Başkanlığına başladığımız zaman, arkadaşlarımla beraber güzel bir yönetim ekibi kurduk ve tek hedefimiz Ankara’da bozulan birlik ve beraberliği tekrar sağlamak oldu. Eski üyelerimizi tek tek ziyaret ettik, aradık, sorduk. “Burası sizin de derneğiniz, küsmeyin, uzaklaşmayın, gelin burayı eskisi gibi ayağa kaldıralım” hedefiyle çalıştık.

Görevden ayrılma kararını nasıl aldınız?

Şubat 2023’te yapılan seçimde de tekrar Yönetim Kurulu Başkanı olarak görevime devam ettim. Daha sonra 30 Nisan Genel Merkez Genel Kurullarında yapılan birçok usulsüzlük neticesinde Ankara Şube Yönetim Kurulu Başkanlığı görevimden istifa ettim. Yönetim Kurulu arkadaşlarım da kendilerine yeni bir başkan seçerek yollarına devam etme kararı aldılar. Ben de bu konuda kendilerini destekledim.

TÜGİAD’dan ihracınız nasıl gerçekleşti?

Genel Merkez’in usulsüz Genel Kurulu neticesinde şahsıma ve Ankara’da benimle beraber çalışmış üyelere ve Yönetim Kurulu Üyelerine karşı bir itibar suikastı çalışması başlatıldı. Önce beni gerekçesiz bir şekilde ihraç ettiler. Tüzüğümüze aykırı olarak, herhangi bir savunma dahi talep etmeden, gerekçesi olmayan bir şekilde ihraç edildim. Bunun akabinde Genel Merkez; seçilmiş, Genel Kuruluna herhangi bir itiraz yapılmamış olan Ankara Şube Yönetim Kurulunu yine gerekçesiz bir şekilde görevden alma kararına gitti. Bizim tüzüğümüz çok açıktır; görevden alma gerekçesiz bir şekilde kesinlikle yapılamaz. Bu sebeple hakkımızı aramak ve iade-i itibar alabilmek için mahkemeye başvurduk. Bizim de üzülerek takip ettiğimiz üzere mahkeme bir yönetici kayyum atama kararı aldı.

TÜGİAD’a kayyum atanması sizi nasıl etkiledi, bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Biz buralara gelmesini hiç istemezdik. TÜGİAD’a çok ciddi emek, zaman, para ayırdık. Ailelerimizden kıstık, işlerimizden kıstık, TÜGİAD’a vakit ayırdık. İsterdik ki görevimize devam edelim, TÜGİAD’ı yüceltmeye devam edelim ama maalesef Genel Merkezimiz bizimle aynı fikirde olmadı. Tamamen Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve tüzüğümüze aykırı şekilde ben ve benimle beraber hareket eden bütün arkadaşlarımı ihraç etti. Sadece bununla da kalmadı; bizim dönemimizde TÜGİAD’a yeni üye olmuş, Ankara’nın çok kıymetli iş insanları var. Bu arkadaşlarımızı hiçbir sebep göstermeden, tebligat bile göndermeden dernekten attılar. Bir kısmı ihraç edildiklerini e-devletten öğrendi. Bu bizim için çok üzücü bir durum. Şunu da belirtmek isterim ki, kesinlikle Ankaralı üyelerimizle, şu anda Ankara’ya atanmış Yönetim Kuruluyla ilgili herhangi bir sıkıntımız yok. Hepsi bizim komşularımız, iş arkadaşlarımız, bir yerde mutlaka denk geldiğimiz tanıdıklarımız… Ancak Genel Merkez’le ilgili gereğini yapmaya devam edeceğiz. Davalarımızı sürdüreceğiz. Kayyum dosyasını aldı yakın zamanda görevine başlayacak. Kayyuma da gerekli başvuruları yaparak tekrar Ankara yönetimini de talep edeceğiz, ihraçların kaldırılmasını da talep edeceğiz. Bu şekilde yolumuza devam edeceğiz.

“100’e yakın üyeyi ihraç etmiş durumdalar”

Bilmeyenler için hatırlatalım TÜGİAD’ın İstanbul’da bir genel merkezi var, bir de Ankara, Ege, Eskişehir ve Kahramanmaraş şubeleri var. Sizin burada ısrarla altını çizdiğiniz şey; sorunun Genel Merkez’den taşıp Ankara’ya sıçraması. Ankara bu konuda adeta bir deneme tahtası oldu. Sıkça bunu vurguluyorsunuz…

Evet çünkü gerçekten çok kıymetli üyelerimiz vardı şu anda ise sadece Ankara özelinde 100’e yakın üyeyi ihraç etmiş durumdalar.

İhraç edilen üyeler sizin döneminizde üye olanlar mı?

Benim dönemimde olan üyeler var, önceden derneğe katılmış ve bizimle beraber yol yürümüş üyeler var. Yani işin aslı, bize değen herkesi bir şekilde dernekten uzaklaştırmaya çalışıyorlar.

Bu 100’ü aşkın üye neye göre ihraç edildi?

Arkadaşlarıma gelen tebligattan öğrendiğimiz kadarıyla formun aslı yokmuş da fotokopisi varmış, evrakı eksikmiş gibi nedenler… Bu arkadaşlar kayıt için giriş bağışı olarak bir para verdiler, yıllık aidatlarını peşin ödediler, o da yetmedi her türlü durumda derneğe ciddi bağışlar yaptılar. Ankara’da bizim dönemimizde yapılan bağışları topladığınız zaman, sadece Ankara Şube’nin yaptığı bağışlar derneğin geri kalanının yaptığı bağışlardan çok daha fazladır.

İhraç edilen üyelerin tepkisi ne oldu?

Artık sivil toplum kuruluşlarına da TÜGİAD’a da hiç sıcak bakamıyorlar. Benim birçok arkadaşım şu anda ihraçlar geri alınsa bile dernekte artık eskisi gibi aktif olarak çalışmak istemiyor çünkü emeklerinin karşılığını alamadılar. Her zaman ellerini taşın altına koydular. Kahramanmaraş depreminde, herkesin gitmeye korktuğu dönemde biz Ankara Şube olarak çıkıp deprem bölgesine dahi gittik. Kimse bölgeye gitmezken biz Ankara Şube olarak yardımlarımızı aldık, bağışlarımızı topladık orada birebir insanlara elden yardım dağıttık.
Özellikle bu sene Cumhuriyetimizin 100. yılı olması münasebetiyle çok ciddi büyüklükte, uluslararası alanda ses getirecek etkinlikler planlarken bir anda hepimiz neye uğradığımızı şaşırdık. İhraçlar, görevden alınmalar… TÜGİAD gibi Türkiye’nin önde gelen sivil toplum kuruluşlarından birinin Cumhuriyet’in 100. yılına kayyumla girmesi gerçekten çok üzücü.

Sizce bundan sonraki süreçte ne olur?

Derneğin kendini toparlayabilmesi için yönetimlerin tamamen değişmesi gerekir. TÜGİAD’ın toparlamasının zor olduğunu düşünüyorum. Toparlasa bile ciddi bir zaman alacaktır.

TÜGİAD büyük bir marka erozyonuna uğradı…

Şu anda TÜGİAD’dan çok ciddi bir soğuma var. Kendi üyeleri de soğumuş durumda. 30 Nisan’daki Genel Kurula, TÜGİAD gibi bir derneğin Genel Kuruluna sadece 147 kişi katıldı. Bizim Ankara Şube olarak yaptığımız Genel Kurulda 80 kişi vardı.

Şu an dernek üyeliğiniz ne durumda?

Bahsettiğim gibi dernek üyeliğinden gerekçesiz bir şekilde ihraç edildim. Şu anki mahkeme kararına göre 24 Nisan’dan itibaren alınmış olan bütün kararlar tedbiren durduruldu. Kayyum görevine başlayınca biz de bu mahkeme kararına istinaden bu ihraçların geri alınmasını talep edeceğiz.

“Yolumuzu beraber yürüyoruz, kararımızı da beraber alacağız”

Görevinize iade edilirseniz, kabul edecek misiniz?

Ben bu yola arkadaşlarımla beraber çıktım. Sağ olsun dostlarım beni hiçbir zaman yalnız bırakmadılar. Öyle bir durum söz konusu olursa tekrar arkadaşlarımla oturacağım, o kararı kendilerine bırakacağım. Çünkü yolun başından beri hep benimle yürüdüler. Aldığım bütün kararlara saygı gösterdiler. Bu saatten sonra da ben arkadaşlarımı üzecek, kıracak, onları sıkıntıya sokacak hiçbir şey yapmam. Yolumuzu beraber yürüyoruz, kararımızı da onlarla beraber alacağız.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Şunu da belirtmekte fayda var; mahkemenin kayyum atama kararından sonra Genel Merkez yaptığı açıklamayla Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinin hukuksuz kararlar aldığını iddia etmiştir. Mahkemeye hakaret etmişlerdir ve yaptıkları Genel Merkez Yönetim Kurulunun stratejisi gereği Ankara Şube üyelerini birbirlerine kırdırmışlardır.

Yorumlar

0 yorumlar