Türkiye’de Konut Sektörü
Başkentin en çok okunan yayını Ankara Life Dergisi ekibi gayrimenkul sektörünün bilinen simalarından Ömer Sabri Yolaş ile buluştu. Konut sektörüne dair merak ettiklerimizi yönelttiğimiz röportajımız sizlerle.
Röportaj: Hatice Şeyma Basut
Ömer Bey sizce konut sektörünün özellikleri nelerdir?
Konut sektörü, inşaat sektörünün bir bileşenidir. Buna bağlı olarak; emek-yoğun ve kalifıyesiz iş gücüne dayalıdır, ithalat bağımlılığı düşüktür, diğer sektörler olan demir-çelik, çimento gibi yan sanayiler üzerinde uyarıcı etkisi vardır, faaliyetleri mevsimliktir, dolayısıyla üretim ve istihdamı süreklilik arz etmez. Ayrıca konut alt sektörü, üç ana ekonomik sektör olan tarım, sanayi ve hizmetler konusunu içermektedir. Konut, nihai bir maldır, fakat konusu olduğu her ekonomik sektörün bir diğeri için yarattığı katma değerlerini, devlet ve belediyeler açısından vergi ve harç cinsinden kamu gelirlerine ne kadar katkı yaptığını düşündüğümüzde; mikro ekonomik boyutundan çok, makro ekonomik boyutunun öne çıktığını görebiliriz. Konut sektörünün gelişmesi için kamu ve özel ortaklık “anahtar” olarak kabul edilmelidir. Bu bağlamda, bir arada uygulanmak üzere; yasal /düzenleyici reformlar, gelişmiş bir makro ekonomik ve yatırımcı yapı, sübvansiyonlar, risk dağılımı ve teknik yardım paketine ihtiyaç vardır.
Konut sektörünün zayıf yönleri hakkında neler söylemek istersiniz?
Konut sektöründe deneyimli ve bilgili eleman sayısının gittikçe azalması, yabancı firmalar karşısında Türk firmalarının rekabet gücünün zayıflığı, müteahhitlik firmalarının sahip olduğu finansal yeterlikte zayıflama, yurt içinde ve yurt dışında Türk firmaları arasındaki yıkıcı rekabet, mevzuat kaynaklı yüklerin yüksekliği, iş gücü piyasasında mesleki yeterlilik sisteminin olmayışı, yapı kalitesinde yaşanan sorunlar, sektörde ve toplumda kalite kültürünün ve talebinin olmayışı gibi özellikler bulunmaktadır.
Peki bu sektörün fırsatlarından bahseder misiniz?
Ekonomik istikrar ve gelişmede sürdürülebilirliğin sağlanması, yatırım ortamının yerli ve yabancı sermaye için daha cazip hale gelecek olması nedeniyle yatırımların artacak olması, yurt içinde yapı ve yapı malzemelerinin kalitesinin artacak olması, artan konut, altyapı, üstyapı ihtiyaçlarının yanı sıra gelişen uluslararası potansiyeli vardır. Bunun yanı sıra petrol ihraç eden ülkelerde yeni ve büyük iş olanaklarının gelişmekte olması, uluslararası alanda daha ucuza kaliteli eleman temin edebilme, genç iş gücü, mal ihracatına yönelik desteklerin hizmet ihracatını kapsayacak şekilde genişletilmesi sektöre büyük bir ivme kazandıracaktır.
Son olarak konut sektörümüzün dünyadaki yeri nedir?
Düşük faizler ve enflasyondan olumlu etkilenecek sektörlerden ilki gayrimenkul sektörüdür. Türkiye, ekonomik ve siyasal istikrarını bulduğu ve sürdürdüğü oranda, dış dünyadaki konut başta olmak üzere her türlü gayrimenkuller için bir cazibe alanı olarak görülmektedir. Bunda ekonomik ve kültürel küreselleşmenin etkisi oldukça fazladır. Uzun vadeli finansman araçlarının sektörde kullanılmaya başlanmasıyla, sektörde kaldıraç etkisi görülecek ve yatırımlar artacaktır.
Yorumlar
0 yorumlar