
Varis Hastalığına Dair Her Şey
Başkentin en çok okunan yayını Ankara Life Dergisi, Ankara Varis Kliniği’nden Op. Dr. Hakkı Serkan Şahin ile buluştu. Varis hastalığına yönelik merak ettiklerimizi siz değerli okurlamız adına paylaştı.
Röportaj: Hatice Şeyma Basut
Varis hastalığının sebepleri nelerdir?
Ulaşım araçlarına erişimin kolaylaşması ve bilgisayarın çoğu insanın çalışma hayatında ana bağımlılık haline gelmesi ile maalesef modern yaşamda insan için fiziksel hareket alanı daraldı. Neticesinde günümüzün hastalıklarının temelini oluşturan obezite de hareketsiz yaşam tarzına bağlı olarak artmaya başladı. Genetik yatkınlığın büyük pay sahibi olduğu varis hastalığının ilerlermesinde hareketsiz yaşam ve obezitenin etkileri çok fazladır. Bunun yanında kadınlarda çoklu gebelik, östrojen bazlı hormon takviyesi kullanımı, dar kıyafetlerin tercihi, topuklu ayakkabı kullanımı da varis oluşumunda kolaylaştırıcı faktörlerdendir. Toplardamarlar kanı yer çekimine karşı koyarak bacaktan kalbe taşırlar. Bunu da içlerindeki kanın geri kaçışını engelleyen kapaklar vasıtasıyla gerçekleştirirler. Varis gelişiminde başlangıç noktası burasıdır. Kapaklar sağlıklı çalışamadıklarında kanı yer çekimi etkisi ile geri kaçırmaya başlarlar. Bu da toplardamar hipertansiyonuna, tansiyon artışı da damarlarda içten dışa doğru genişlemeye yol açar. Bu şekilde büyük damarlarda ciltten dışa doğru, kılcal damarlarda da örümcek ağı tarzı gözle görülür genişlemeler oluşmaya başlar.
Varis hastalığının belirtileri nelerdir? Bu hastalığın varlığı nasıl tespit ediliyor?
Her hastada farklı olmakla birlikte genellikle bacaklarda akşama doğru, yahut uzun süre ayakta kalmakla baldır ağrıları, ayak bileklerinde ödem, karıncalanma, uyuşma, yanma, kaşıntı hissi, huzursuz bacak sendromu, gece krampları, sabahları bacakların dinlenememiş olma hissi, bacaklarda hamlama hissi, ayak tabanlarında hassasiyet, yaygın görülen şikayetlerdendir. Bazen hastalar yıllar içerisinde yavaş yavaş gelişen bu şikayetleri kanıksayarak olağanmış gibi davranırlar. Bu yanılsama, hastalığın ilerlemesine, erken tedavi şansının yitirilmesine yol açar. Kılcal varisler genellikle kozmetik bir problem olarak görülse de aslında daha derindeki toplardamar sistemi sorunlarının yansıması şeklinde meydana gelebilirler, yani buzdağının görünen yüzü olabilirler. Bu nedenle ihmal edilmemelidirler. Hastalığın tanısını hastanın şikayetleri, hekimin muayene bulguları, ama en önemlisi tecrübeli ellerde ayakta çekilen renkli Doppler Ultrason incelemesi ile konur. Doppler Ultrasonografi aynı zamanda tedavi planını da ortaya koyan temel görüntüleme yöntemidir.
Varis tedavisinde nasıl bir yol izliyorsunuz?
Biz hastalarımız için tedavi planlaması yaparken önceliği, toplardamar hipertansiyonuna yol açan büyük (iç) damarlara veriyoruz. Bu şekilde önce hastalığın sebebini tedavi ediyor, ardından sonuçları olan kozmetik bozulmalar (dış varisler) için uygun tedavi yöntemini seçiyoruz. Bütünleşik bir tedavi uygulayarak hastalarımıza daha düşük maliyet ve zaman tasarrufu sağlıyoruz. İç varisler için tüm dünyada güvenle uygulanan, kısa ve uzun dönem etkinliği yüksek, cilt kesisinin yapılmadığı kapalı bir tedavi şekli olan, damar içi ısı bazlı kapama yöntemi, radyofrekans ablasyon sistemini kullanıyoruz. Burada damara herhangi cerrahi bir uygulama yapmadan, damar içine yerleştirilen özel bir kateter vasıtası ile damarı olduğu yerde ısı yardımı ile kapatmaktayız. Bu yöntemin avantajı, günübirlik bir uygulama olmasıdır. İşlem sonrası hastalar 2-3 saat içerisinde gündelik yaşamlarına dönebilmektedir. Kozmetik varis tedavisi için kliniğimizde birkaç tedavi yöntemi uygulamaktayız. 1-4 mm arası yüzeyel damarlarda skleroterapi dediğimiz köpük tedavisini uygulamaktayız. Burada hava ile karıştırılan sklerozan (yapıştırıcı) ilacı damar içine enjekte ederek kapanmasını sağlıyoruz. 1 mm’den küçük damarlarda tedavi seçeneklerimiz artmaktadır. Kılcal damarların yoğunluğuna, yerleşim yerine göre radyofrekans iğne ablasyon, 1064 nm Nd Yag lazer uygulaması, yahut doğrudan sade olarak sklerozan ilaç enjeksiyonu uygulayabiliyoruz. Bu şekilde kliniğimizde varis hastalığı her yönüyle tedavi edilmektedir. Bu uygulamalar hastanın ihtiyacı doğrultusunda kombine edilerek, birkaç seferde 20-30 dakikalık seanslar halinde yapılmaktadır. Sonrasında hastalar gündelik yaşamlarına kısıtlama olmadan dönebilirler.
Varisler tedavi sonrası tekrar eder mi?
Varislerin tekrar ettiğine dair birçok söylenti mevcuttur. Bunun çıkış sebebi, hastalığın teşhisi sonrası tedavi planlanırken, hasta olanın dışında, olma potansiyeli olan damarların ihmal edilerek ilk işlemin tamamlanmasıdır. Sonrasında ise takibin yapılmaması ve tedavinin eksik bırakılmasıdır. Ultrason eşliğinde detaylı bir damar haritası çıkarılarak yapılan tedavilerde sonrasında tekrarlama şansı yok denecek kadar azdır.
Son olarak söyleyecekleriniz nedir?
Varis, tedavisi mümkün olan bir hastalıktır. Tedavi edilmediği takdirde ciddi kozmetik bozulmalardan, dolaşım bozukluklarına, nihayetinde ağrılı cilt ülserleri ve yüzeyel pıhtılaşmalara kadar birtakım ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, bir kalp ve damar cerrahi uzmanından görüş alarak, hangi aşamada olursa olsun, gerek kozmetik bozulmalardan gerek sağlık sorunu olarak varis hastalığından ve komplikasyonlarından kurtulmanız mümkün olacaktır.
Yorumlar
0 yorumlar