Ankara Life Dergisi

Yağız Oral; ‘Kolektif bir bilinç ile müzik yapmak hedefim’

“Kültürel tınıları, heyecanı tüm dünyada yaşanan bu organizasyon ile birleştirmek oldukça keyifliydi.”

Medya bestecisi ve orkestra şefi Yağız Oral, müziğe dair çalışmalarını ve 2022 FIFA Dünya Kupası resmi tanıtım müziği  yapma yolculuğunu Ankara Life’a anlattı. Yağız Oral’a başkentin en çok okunan yerel yayını Ankara Life ekibi olarak siz değerli okurlarımız adına merak ettiklerimizi sorduk.

Yağız Oral kimdir, tanıyabilir miyiz?

25 yaşında medya bestecisi ve orkestra şefiyim. Medya besteciliğini biraz açmak gerekirse film, dizi ve oyun gibi görüntü içerikli medya projelerinin müzik yazarıyım. Bunun yanı sıra kurucu şefliğini ve müzik direktörlüğünü yaptığım Agora Senfoni Orkestrası ile hem orkestra şefi hem de solist olarak sahnede bulunuyorum.

Müzik yolculuğunuz başlangıcı hakkında kısaca bilgi verir misiniz?

Müzik yolculuğum bundan yaklaşık 10 yıl kadar önce gitar ile başladı. O zamanlar gitar ile kurduğum bağ ne kadar derin olsa da konservatuvar yıllarımda katılmış olduğum çok sesli koro ile müziğe yaklaşımım ve vizyonum değişti. Bu noktadan sonra müziğin daha büyük bir kısmında yer almak istedim ve daha önceden de ilgili çalışmalarım olan besteciliğe doğru yöneldim.

2022 FIFA Dünya Kupası’nın resmi tanıtım müziğini yapma hikayeniz nasıl başladı?

Çalışmalarımı sürdürdüğüm DCMP. Composing Studio çatısı altında bu projeyi üstlendim. Elbette FIFA gibi bir organizasyon ile çalışmak ve müziğimin milyonlarca insana ulaşması bir müzik yazarı olarak gerçekten eşsiz bir his. Tüm bu sürecin oldukça yaratıcı ve eğitici geçtiğini düşünüyorum. Kültürel tınıları, heyecanı tüm dünyada yaşanan bu organizasyon ile birleştirmek oldukça keyifliydi.

İleride yapacağınız çalışmaları başka hangi organizasyonlar/yapım şirketleri ile beraber sürdürmek istersiniz, sizin için özel bir hedef var mıdır?

Elbette her besteci gibi beraber çalışmayı iple çektiğim pek çok stüdyo ve organizasyon var. Küçüklüğümden beri hayalini kurmuş olduğum Disney, Warner Bros ve Universal gibi stüdyoları ile beraber çalışmak çok heyecan verici bir deneyim olurdu. Bununla beraber yine spor alanından bir örnek vermem gerekir ise, bir gün Formula 1 organizasyonu ile çalışmayı çok isterim.

Müzik sektörü yoğun bir çalışma temposu gerektiren bir alan. Siz motivasyonunuzu nasıl sağlıyorsunuz?

Müzik sektörü ne kadar yoğun bir alan olsa da aslında bir medya bestecisi olarak film, oyun ve reklam sektörleri ile de beraber çalışmaktayım. Bu da elbette oldukça yoğun bir tempoyu beraberinde getiriyor. Bu tempolarda motivasyonu korumak yaratıcılık esaslı bir iş yaparken oldukça mühim olabiliyor, bu bağlamda beni her zaman motive ettiğini düşündüğüm alan, bana ilham veren şeylere yönelmek oluyor. Bunlar genelde yeni hikayeler keşfetmek, yeni filmler izlemek ve seyehate çıkmak oluyor.

Film, oyun ve reklam müziği besteciliğinin beraberinde Agora Senfoni Orkestrası’nın kurucu şefliğini yapmaktasınız. Bu iki farklı alanda çalışmalarınızı nasıl ilerletiyorsunuz?

Aslında bunları iki farklı alan olarak tanımlamayı doğru bulmuyorum. Çünkü her iki alanda birbirini beslemekte. Bir tarafta yazdığım müziklerin çeşitli medya içerikleri ile birleşmesi söz konusu iken bir tarafta yıllardır beraber çalıştığım müzisyenler ile sahnede olmak ve bir bütün halinde müziği performe etmek söz konusu. Dolayısıyla her iki alanda da kolektif bir bilinç ile müzik yapmak hedefindeyim, bu da bana her yeni projede yenilenme imkanı sağlıyor.

Film müziği çalışmalarınızı kurucusu olduğunuz Agora Senfoni Orkestrası ile birleştirmeyi düşündünüz mü hiç?

Aslında oluşumu kurduğum günden beri hayalim olan bir plandı bu. Yazılan bir müziğin gerçek müzisyenlerle ve koca bir senfoni orkestrası ile duyumlamak, müziği çok başka bir boyuta geçiriyor. Geçtiğimiz ay bir video oyunu projesinin orijinal müziklerini Agora ile kaydederek bu hayalimin ilk adımını atmış oldum. Müziklerimin yıllardır çalıştığım müzisyenlerle hayat bulması çok eşsiz bir his.

Gelecekteki hedefleriniz nelerdir?

Gelecekteki hedeflerim, şu ana kadar kurmaya gayret ettiğim müzik dilimi, bu işe ilk başlarkenki enerjimi hiç kaybetmeden geliştirmek ve daha çok insana ulaşabilecek projelerde yer almak. Benim için en önemli tatmin, yaptığım müzikle bir insanın ilham kaynağı olabilmek ve onun iç dünyasına girebilmek. Dolayısıyla gelecekteki nihai hedefim, notalarım ile insanlara bir şekilde dokunmaya devam edebilmek. Orkestra anlamında ise; kurduğumuz kolektif topluluğun daha çok genç müzisyene kapı aralamasını ve onlar için bir tecrübe yuvası olmasını hedeflemekteyim.

Yaptığınız çalışmalar ışığında genç bir müzisyen olarak sizi takip eden, sizden daha genç besteci ve orkestra şefi adaylarına ne önerirsiniz?

Kendi fikir ve duygularını hiç kaybetmeden sürekli denemek, girişimde bulunmak ve bütün bu süreci bir sonuca yönelik değil, bir yolculuk olarak görebilmek gerekiyor. Mesleki olarak işin teknik boyutunda kaybolmadan bu yaratıcı sürecin ne kadar içsel bir boyutu olduğunu unutmadan işe yaklaşmak önerebileceğim en önemli nokta sanırım. Elbette her işte olduğu gibi bestecilik ve orkestra şefliği anlamında da pek çok zorluk kariyer hedefi kuran biz müzisyenleri bekliyor olacak. Ancak eğer belli bir hedef ve doğru motivasyon ile işe yaklaşırsak, eminim tüm bu süreçlerden çok daha sağlıklı bir şekilde çıkılabilir.

Yorumlar

0 yorumlar