Yemek Bir Sanatsa, The Ochi Bir Galeri!
Ankara’nın yükselen gastronomi markalarından The Ochi’nin kurucusu Buse Ataç, 17 yıllık sektörel birikimini, hayallerini ve kadın girişimcilik serüvenini bizimle paylaştı. Sadece lezzet değil, aynı zamanda estetik, konfor ve deneyim sunan farklı bir konseptin mimarı olan Ataç, restoran dünyasında kalıcı olmanın sırrını “sürekli yenilenmek” olarak tanımlıyor.
Restoran sektöründe kadın olmanın zorluklarından yılmadan, yaratıcılığını azmiyle harmanlayan ve bu yolda her adımını tutkuyla atan Buse Ataç’a göre yemek; yalnızca damak tadı değil; aynı zamanda kültürün, sanatın ve duyguların bir yansıması.
Ankara’daki yeme-içme alışkanlıklarının son 15 yılda geçirdiği dönüşümden, The Ochi’nin fark yaratan açık mutfak konseptine kadar pek çok başlıkta içtenlikle yanıtlar veren Buse Ataç, Ankara Life okurlarına ilham veren bir başarı öyküsünün kapılarını aralıyor… Keyifli geçen röportajımız sizlerle, iyi okumalar dileriz.
Buse Hanım, yaklaşık 17 yıldır restoran sektöründesiniz. Bu uzun yolculukta sizi en çok motive eden şey ne oldu?
Beni en çok motive eden şey, başarma duygusu ve her zaman zirveyi hedefleme arzum oldu. Restoran sektöründeki bu 17 yıllık yolculuk boyunca, ne iş yaparsam yapayım hep en iyisini ortaya koymaya çalıştım. Sınırları zorlamayı, kendimi geliştirmeyi ve yaptığım işte en uç noktaya ulaşmayı hedeflemek beni her zaman diri tuttu. Bu hırs ve azim, karşılaştığım zorluklar karşısında bile beni motive etmeye devam etti.
The Ochi markasını kurarken hayaliniz neydi ve bugün o hayale ne kadar yaklaştığınızı düşünüyorsunuz?
The Ochi’yi kurarken en büyük hayalimiz, fine dining ve self servis konseptlerini bir araya getirerek misafirlerimize hem şık hem de samimi, rahat bir ortam sunmaktı. İnsanların ister yemek yerken ister aileleriyle vakit geçirirken kendilerini özgür ve özel hissedecekleri, alışılmış kalıpların dışında bir deneyim yaratmak istedik. Yani sadece bir restoran değil, bir yaşam alanı tasarlamayı hayal ettik.
Açıkçası bu yolda kat ettiğimiz mesafeyi önemsesek de, henüz hayal ettiğimiz noktaya geldiğimizi düşünmüyorum. Hâlâ öğreniyor, gelişiyor ve vizyonumuzu adım adım gerçeğe dönüştürmeye çalışıyoruz. Daha çok yolumuz var ama bu da bizi motive eden en büyük unsur.
Kadın girişimci olarak bu sektörde karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız?
Kadın olmak, başlı başına büyük bir mücadele sebebi olabiliyor. Sadece Türkiye’de değil, dünyanın neresinde olursanız olun, eğer kadınsanız karşınıza çıkan zorluklar ne yazık ki değişmiyor. Sektör fark etmeksizin; önyargılar, beklentiler ve sorumluluklar daha ağır olabiliyor. Bu alanda en büyük zorluklardan biri, aile, ev ve iş hayatı arasında denge kurmak. Bu dengeyi kurmak gerçekten ciddi bir emek, planlama ve fedakârlık gerektiriyor.
Ancak şunu da özellikle belirtmeliyim ki, eşimin desteği benim için çok kıymetliydi. Onun her zaman arkamda durması, kararlarıma ve yolculuğuma inançla eşlik etmesi sayesinde büyük bir zorlukla karşılaşmadan ilerleyebildim. Bu destek, benim için çok değerli bir güç kaynağı oldu.
Restoran sektöründe kalıcı olmanın sırrı sizce nedir?
Restoran sektöründe kalıcı olmanın en önemli sırrı, kendini sürekli yenileyebilmekten geçiyor. Misafir beklentileri, gastronomi trendleri ve yaşam alışkanlıkları sürekli değişiyor. Bu değişime ayak uydurmak değil, bazen de öncüsü olmak gerekiyor.
Sadece menüyü değil, hizmet anlayışını, sunumu, hatta mekânın enerjisini bile zaman içinde yeniden şekillendirebilmelisiniz. Kendinizi tekrar ettiğiniz anda, geride kalmaya başlarsınız. Bu yüzden daima gelişime açık olmak, gözlem yapmak ve cesurca adımlar atmak, sektörde kalıcılığı sağlayan en kritik unsurların başında geliyor.
The Ochi’yi diğer restoranlardan ayıran, sizin ruhunuzu yansıtan en özel detay nedir?
The Ochi’yi diğer restoranlardan ayıran en özel detay, hem mimarisiyle hem de ruhuyla başlı başına bambaşka bir konsept sunması. Avrupa dokunuşlarını taşıyan, aynı zamanda misafirlerin kendilerini son derece rahat hissedebileceği bir atmosfer yaratmak istedik.
Bu kadar geniş ve ferah açık alana sahip, aynı anda hem şık hem de samimi hissi yaşatabilen başka bir yer olduğunu düşünmüyorum. En önemlisi ise, her şeyin tamamen şeffaf olması. Mutfağımız dahi açık; misafirler ne yediklerini, nasıl hazırlandığını birebir görebiliyor. Bu açıklık ve dürüstlük, hem The Ochi’nin ruhunu hem de benim bu işe bakış açımı yansıtıyor.
Kadın girişimcilere örnek olacak şekilde, başarınızda yaratıcılığın rolünü nasıl tanımlarsınız?
Başarımda yaratıcılığın en büyük rolü, hiçbir zaman vazgeçmemekle birleşmesinden geliyor. Yaratıcılık sadece yeni fikirler üretmek değil, aynı zamanda karşılaştığınız engelleri aşmak için farklı yollar bulabilmektir.
Her zorlukta geri çekilmek yerine, “Bunu başka nasıl çözebilirim?” diye düşünmek… İşte bu bakış açısı, beni bugün bulunduğum noktaya taşıdı. Özellikle kadın girişimciler için bu çok değerli: Yaratıcılık ve vazgeçmemek bir araya geldiğinde, başarı sadece bir zaman meselesi oluyor.
Sizce yemek sadece damak tadı mıdır yoksa aynı zamanda bir kültür ve sanat ifadesi midir?
Bana göre yemek, sadece damak tadı değil; aynı zamanda bir kültürün, bir yaşam biçiminin ve hatta bir sanatın ifadesidir. Bunların hepsi bir bütünü oluşturur ve birbirinden ayrılmaz.
Bir tabakta sadece lezzet değil, bir coğrafyanın ruhu, bir toplumun geçmişi ve şefin yaratıcılığı da vardır. Bu yüzden yemek, hem duyulara hitap eden bir deneyimdir hem de duygulara dokunan, insanları bir araya getiren güçlü bir anlatım biçimidir.
Ankara’da restoran kültürünün son 15 yılda nasıl değiştiğini gözlemlediniz?
Son 15 yılda Ankara’daki restoran kültürü büyük bir dönüşüm geçirdi. Özellikle dekorasyon anlayışı ve lezzet standartları anlamında ciddi bir gelişim yaşandı. Ankara, artık sadece klasik tatlara değil; yenilikçi, özgün ve dünya mutfaklarına da açık bir şehir haline geldi. Bana göre bu süreçte Ankara, Türkiye’nin en özel ve vizyoner restoran markalarına ev sahipliği yaparak gastronomi sahnesindeki yerini güçlendirdi. Artık sadece lezzet değil, deneyim de sunan mekânlar öne çıkıyor ve bu da şehrin yeme-içme kültürünü çok daha zengin bir hale getiriyor.