Atilla Aytun ile Radisson Blu’da Büyüme ve Dönüşüm!
“Misafir memnuniyeti, otelcilik mesleğimizin en büyük ödülüdür.” (SPOT)
“Radisson Blu Hotel Ankara, hem geçmişin izlerini hem de geleceğin vizyonunu taşır.” (SPOT)
“Radisson Blu’nun geleceği, güvenli, sürdürülebilir ve dijital çözümlerle şekillenecek.” (SPOT)
Radisson Blu Hotel Ankara Genel Müdürü Atilla Aytun, şehrin en çok okunan yayını Ankara Life dergisine konuk oldu. Otelcilik kariyerine 1988 yılında başlayan ve sektörde 34 yılı geride bırakan Aytun, profesyonel yolculuğunun en önemli dönüm noktalarını ve Radisson Blu’daki liderlik deneyimlerini samimi bir şekilde aktardı. Misafir memnuniyetinden teknolojiye, sürdürülebilirlikten ekip yönetimine kadar geniş bir yelpazede değerli içgörüler sunan Atilla Aytun, otelcilik sektörünün geleceğine dair de heyecan verici vizyonunu bizlerle paylaştı. Keyifli okumalar dileriz.
Röportaj: Hatice Şeyma Basut
Atilla Bey kariyerinizin başlangıcından itibaren, bugün geldiğiniz noktaya kadar olan yolculuğunuzu nasıl tanımlarsınız? Bu süreçteki en önemli dönüm noktaları nelerdi?
1987 yılında Gazi Üniversitesi İşletme Fakültesinde lisans ve ardından 1989 yılında Hacettepe Üniversitesinde Turizm ve Otel İşletmeciliği üzerine yüksek lisansımı tamamladım. Ayrıca profesyonel Turist Rehberliği kokartına sahibim. Üniversite eğitimimi tamamladıktan sonra rehberlik mesleğini icra ederek tüm Türkiye’yi dolaşma ve tanıtma fırsatım oldu. Bu süreç, sektördeki geniş perspektifimi geliştirmeme yardımcı oldu. Otelcilik kariyerime ise 1988 yılında Ankara HiltonSA’da başladım. Bu süreçte Doha Sheraton, Hilton ParkSA İstanbul, Conrad İstanbul ve Swiss Hotel Ankara gibi prestijli otellerde görev aldım. Şu anda, son 11 yıldır Radisson Blu Hotel Ankara’da Genel Müdür olarak görev yapmaktayım. Ayrıca, Ankara Turistik Otelciler ve İşletmeciler Derneği (ANTOD) Başkanlığı görevini yürütüyorum. Başkent Ankara’da yaklaşık 34 yıl boyunca otelcilik sektöründe aktif olarak yer aldım. Kariyerimdeki en önemli dönüm noktalarından biri, rehberlik mesleğinden otelcilik sektörüne geçiş yapmam oldu. Bu geçiş, mesleki anlamda beni bir adım ileriye taşıyan ve bugün bulunduğum noktaya gelmemde belirleyici bir rol oynayan önemli bir adımdı.
Radisson Blu Hotel Ankara’nın genel müdürü olarak görev almanın size getirdiği en büyük zorluklar ve ödülleri neler oldu? Bu pozisyon, profesyonel olarak sizi nasıl dönüştürdü?
Radisson Blu Hotel Ankara’nın genel müdürü olarak görev almak, hem büyük bir onur hem de ciddi sorumluluklar taşıyan bir deneyim oldu. Otelimiz, 1969 yılında inşa edilen eski Stad Oteli’nin üzerine kurulmuş olup, Cumhuriyetimizin kurulduğu eski Ankara’nın tam kalbinde yer alıyor. Hem geçmişin izlerini taşıyan eski Stad Oteli misafirleri hem de yeni kuşak konuklarımıza ev sahipliği yapıyoruz. Bu, otelimizi çok özel kılan ve tarihsel açıdan anlam kazandıran bir durum. Günümüzün artan rekabet koşullarında, misafir memnuniyeti her zamankinden daha önemli hale gelmiş durumda. Misafirlerin taleplerine 7/24 doğru zamanda ve hızlı bir şekilde yanıt verebilmek büyük bir öncelik. Bu, çok çalışmayı, iyi gözlem yapmayı ve empati yeteneğimizi hem çalışanlarımıza hem de misafirlerimize karşı aktif şekilde tutmayı gerektiriyor. Genel Müdürlük pozisyonuna yükseldikçe karşılaşılan zorluklar artıyor ve bu da büyük bir mücadele gerektiriyor. Ancak işimi severek yapıyor ve tüm bu zorlukların üstesinden gelmek için gereken motivasyonu buluyorum. Çalışanlarımızın ve misafirlerimizin memnuniyetini görmek, mesleğimizin en büyük ödüllerinden biridir ve beni profesyonel olarak dönüştüren en önemli etken, bu ödüller ve kazandığımız başarılarla her geçen gün daha güçlü ve donanımlı bir lider olmamı sağlamıştır.
Otelcilik sektörü son yıllarda büyük bir dönüşüm yaşadı. Bu dönüşümün Radisson Blu’nun stratejileri üzerinde nasıl bir etkisi oldu? Teknolojik gelişmeler ve sürdürülebilirlik gibi konularda ne gibi adımlar attınız?
Otelcilik sektörü son yıllarda büyük bir dönüşüm geçirirken, Radisson Blu Hotel Ankara olarak biz de bu değişime uyum sağlamak için bir dizi stratejik adım attık. Öncelikle, misafir güvenliği ve memnuniyetine odaklanan yeni güncel çalışmalarımızla dikkat çekici başarılar elde ettik. Bu çerçevede, otelimizde Çocuk Dostu Turizm Belgesi, Uluslararası Güvenli Otel sertifikası (Safe Hotel), Sürdürülebilir Turizm Belgesi gibi önemli sertifikalar kazandık. Ayrıca, depreme dayanıklı otel belgemizle, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde güvenlik standartlarını artırmaya devam ediyoruz. Teknoloji ve sürdürülebilirlik alanında da önemli adımlar attık. Elektrikli araçlar için otelimize şarj istasyonu kurduk ve yoğun talep nedeniyle bu sayıyı artırmayı planlıyoruz. Ayrıca, pandemi sonrası dönemde misafirlerimizin daha güvenli ve pratik bir deneyim yaşaması amacıyla otel içinde QR kod uygulamasına yoğun bir şekilde geçtik. Bu sayede, misafirlerimiz pek çok hizmete hızlı ve temassız bir şekilde erişebiliyorlar. Otel rezervasyon süreçlerinde de teknolojiyi etkin bir şekilde kullanarak, yeni uygulamalarla direkt rezervasyonları teşvik ediyor ve bu alandaki taleplerin giderek arttığını gözlemliyoruz. Bu adımlar, Radisson Blu’nun misafir memnuniyetini ve sektördeki rekabet gücünü artırırken, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme alanlarında da önemli birer yatırım olmuştur.
Otelcilik sektörü, sürekli değişen ekonomik ve rekabetçi koşullar altında faaliyet gösteriyor. Son yıllarda artan maliyetler, iş gücü sıkıntıları ve dijital dönüşüm gibi zorluklarla nasıl başa çıkıyorsunuz? Bu süreçte stratejik kararlarınızda hangi faktörler ön plana çıkıyor?
Otelcilik sektörü, özellikle son yıllarda artan maliyetler, iş gücü sıkıntıları ve dijital dönüşüm gibi önemli zorluklarla karşı karşıya. Bu zorluklarla başa çıkarken, misafir memnuniyetini her zaman birinci önceliğimiz olarak kabul ediyoruz. Çünkü mutlu bir otel çalışanı, doğal olarak misafir memnuniyetini de beraberinde getirir. Bu yüzden otel çalışanlarımızın eğitimine büyük önem veriyoruz. Hem işbaşı eğitimleri hem de Radisson Akademi üzerinden sunulan Türkçe eğitimlerle, çalışanlarımızı sürekli olarak geliştirmekteyiz. En önemlisi, kurumsal kimliğimizin temel taşlarından biri olan “Yes I Can” kültürünü her aşamada aktif bir şekilde uyguluyoruz. Şirketimizin “Yes I Can” sloganı, çalışanlarımızın misafirlerine her durumda yardımcı olmalarını sağlamak amacıyla hayata geçirilen bir program. Bu programa katılan ve başarıyla tamamlayan çalışanlarımıza sertifikalı bir “Yes I Can” rozeti veriyoruz. Bu rozet, çalışanlarımızın her zaman misafir odaklı bir hizmet anlayışıyla görev yapmalarını teşvik ediyor. Bunun dışında, Radisson Hotel Group (RHG) olarak, kurumsal teknolojik uygulamaları otelimizde etkin bir şekilde kullanıyoruz. Misafir yorumları, hem olumlu hem de olumsuz, bizim için önemli bir yol haritası oluşturuyor. Yorumları düzenli olarak günlük, haftalık ve aylık bazda takip ederek, hizmet kalitemizi sürekli iyileştirmek için stratejik kararlar alıyoruz. Ayrıca, her sabah lobi ambassador programı ile misafirlerimizle doğrudan iletişim kurarak, onların ihtiyaçlarını anında karşılamak için çalışıyoruz. Bu süreçte stratejik kararlarımızda, çalışan memnuniyeti, misafir geri bildirimleri ve dijital araçların etkin kullanımı ön plana çıkıyor. Teknolojik gelişmeleri ve misafir odaklı hizmet anlayışını harmanlayarak, sektördeki rekabet gücümüzü artırmayı hedefliyoruz.
Otelcilik sektöründe lider olmak, sadece işletme becerisi değil, aynı zamanda insan yönetimi becerilerini de gerektiriyor. Ekibinizle olan ilişkinizi nasıl tanımlarsınız ve başarılı bir ekip oluşturmanın sırları neler?
Uzun yıllardır sektörde bir yönetici olarak, ekibimle kurduğum ilişkinin temelinde etkili iletişim, empati ve güven yer alıyor. Ekibimle güçlü bir bağ kurmanın en önemli unsurlarından biri, “Kendine nasıl davranılmasını istiyorsan, arkadaşına ve misafirlerine öyle davran” anlayışını benimsemektir. Bu felsefe, ekibimizin birbirine ve misafirlere karşı duyarlı, saygılı ve yardımsever olmasını sağlıyor. Açık, şeffaf ve güven dolu bir ortam yaratmak da çok önemli. Ofislerimiz, ben dahil, her zaman açık ve sürekli iletişim halinde olduğumuz bir çalışma ortamı sağlıyoruz. Böylece ekibimizle güçlü bir aile ortamı oluşturuyoruz. Doğum günlerimizi, başarılarımızı, misafir memnuniyet anketlerini ve yorumlarını birlikte paylaşıyor, takımımızın başarılarını kutluyoruz. Ayrıca başarılı çalışanlarımız için ödül sistemimiz mevcut; çeyrek dönemdeki başarılı çalışanlarımız, yılın çalışanı gibi ödüllerle motivasyonlarını artırıyoruz. Tüm bu kutlamalar ve ödüller, ekip ruhunu pekiştiren önemli unsurlar. Ekip üyelerimizin ihtiyaçlarını anlamak adına, kafeteryada bulunan talep kutusu ve yıllık anketlerle geri bildirim topluyoruz. Bu anketler, şirketin merkezinden yapılan değerlendirmelerle analiz ediliyor ve elde edilen geri bildirimlere göre aksiyon alıyoruz. Ayrıca, otel içindeki iletişimi güçlendirmek için özel bir uygulama kullanıyoruz. Bu uygulama sayesinde tüm çalışanlarımız 7/24 açık bir iletişim ağına sahip. Tüm bu uygulamalar, süreklilik esasına dayanıyor ve zaman içinde kurum kültürümüzü pekiştiriyor. Bu sayede, aidiyet duygusu ekibimizde güçleniyor ve her zaman güçlü bir ekip ruhu oluşturuluyor.
Otelcilik sektöründe geleceği nasıl görüyorsunuz? Özellikle Radisson Blu’nun bu gelecekteki rolü ve gelişim hedefleri hakkında neler söylemek istersiniz?
Otelcilik ve turizm sektörü, hem dünya genelinde hem de ülkemizde hızla büyümeye devam ediyor. Bu büyüme, giderek artan talep ile şekilleniyor ve sektördeki gelişim potansiyeli büyük. Radisson Hotel Group Türkiye’de, yeni otellerin açılmasıyla büyümesini hızla sürdürüyor ve gelecekte de bu büyüme ivmesinin devam etmesini bekliyoruz. Ancak, bu büyümenin yanında karşılaşılan en önemli zorluklardan biri, yabancı dil bilen ve deneyimli turizm personeli bulmak. Bu konuda sektörün daha fazla yatırım yapması gerektiği görüşündeyim. Radisson Blu, bu gelecekteki gelişim sürecinde önemli bir rol oynamaya devam edecek. Radisson Hotel Group (RHG) olarak sosyal sorumluluk projelerimizi artırarak devam ettiriyoruz. Aynı zamanda çevreye duyarlı projeler, sürdürülebilirlik ve nitelikli turizm çalışanları yetiştirme konusunda önemli adımlar atılacak. Bu projeler, yalnızca otel grubumuz için değil, tüm sektör için büyük fayda sağlayacaktır. Özellikle üniversiteler ve diğer turizm paydaşlarıyla işbirliklerinin artırılması çok önemli. Gelecekte, sektördeki büyümeyi destekleyecek nitelikli insan gücü sağlamak ve sektöre olan katkıyı artırmak için bu ilişkilerin güçlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Hem ülkemiz hem de sektörümüz adına bu tür girişimlerin büyük katkılar sağlayacağına eminim.