Enflasyon Nedenleri, Sonuçları ve Politika Stratejileri Ekonomist Murat Deniz
Şehrin en çok okunan yayını Ankara Life dergisinin bu ayki sayısında değerli ekonomist Murat Deniz’i ağırladık. Enflasyonun nedenleri ve sonuçlarını detaylarıyla inceleyen Deniz, kontrolsüz bir şekilde artması sonucunda ekonomik istikrarı ciddi anlamda bozacağından bahsetti. Fiyat istikrarının olmadığı ortamlarda paranın satın alma gücü düşeceğini belirten ekonomist politikanın bu konuda yürüteceği stratejilere de değindi. Keyifli okumalar dileriz!
Enflasyon, bir ülkedeki en önemli ekonomik sorunlardan biridir. Fiyatlar genel düzeyindeki sürekli artışlar anlamına gelen enflasyon, çok sayıda mal ve hizmetin ortalama fiyatını temsil eden fiyatlar genel seviyesiyle bağlantılıdır. Fiyatların sadece yüksek olması enflasyon demek değildir. Fiyat artışlarının enflasyon olarak tanımlanabilmesi için birçok mal ve hizmetin birlikte, bu malları içeren sepetin toplamında bir artış gerçekleşmelidir.
Fiyatların genel düzeyinin artması için ya toplam talep artmalı ya toplam arz azalmalı ya da iki durum da bir arada gerçekleşmelidir. Toplam arzın azalmasının sebepleri genel olarak kuraklık, deprem, enerji kısıtlamaları, petrol fiyatlarındaki artış ve Covid19 gibi beklenmeyen salgınlar gibi üretim düzeyini azaltıcı arz şoklarıdır. Bu arz şoklarının sürekli olmadığını düşündüğümüzde, fiyatlar genel düzeyindeki artışlar toplam talepteki artışlar olarak görülebilir. Genel olarak, mal ve hizmetlere olan talep arzdan fazla olduğunda fiyatlar yükselir. Genellikle ekonomide büyüme dönemlerinde ya da toplam gelir seviyesinin artması sonucunda talebe dayalı enflasyon görülür.
Ayrıca, bütçe açıklarını kapatmak için Merkez Bankalarının para basması ve piyasaya sürüp para arzını artırması, paranın değerinin düşmesine ve fiyatların artmasına sebep olur. Aynı şekilde, para arzının artması ekonomik canlanmaya ve istihdam artışı ile birlikte uzun dönemde enflasyon artışına sebep olur.
Artan ücretler ve Merkez Bankalarının genişlemeci para politikaları, talebi artırarak uzun dönemde enflasyona neden olur.
Dünya genelinde son dört yıla bakıldığında, Covid19 salgını, tedarik zinciri ile ilgili yaşanan sıkıntılar ve Ukrayna’daki savaşın küresel enerji ve emtia fiyatlarında sebep olduğu yükseliş, enflasyon oranlarının aşırı bir şekilde artmasına sebep olmuştur. Özellikle Amerika ve Avrupa Bölgesi’nde faiz artırılarak enflasyonun yükselmesinin önüne geçilmesi politikası, uzun bir aradan sonra faiz indirimleri ile etkisini göstermektedir.
Fakat, Türkiye gibi dış finansmana ihtiyacı olan ve döviz açığı bulunan ülkelerde bu o kadar kolay olmamaktadır. Bu tür ülkelerde, genellikle yönetimler halkın alım gücünü düşürmek için gerçek hissedilen enflasyon ile resmi enflasyon arasında belirgin bir makas oluşturarak, gelirleri gerçek enflasyon oranında artırmazlar.
Para politikası olarak enflasyon karşısında merkez bankalarının kullandığı faiz artırımlarının amacı, enflasyonun önüne set çekerek artışların önlenmesidir. Kısaca, eğer enflasyon ağırlıklı olarak talep artışlarından kaynaklanıyorsa, politika faizi artırılarak talebin düşürülmesi ve insanların tüketim yerine tasarruf etmeye yönlendirilmesi hedeflenir.
Bir ülke piyasasında yaşanan enflasyon kontrol edilemediği takdirde, yıllarca süren ekonomik büyümesi baltalanır, hasar alır ve çeşitli alanlarda bazı maliyetlerin ortaya çıkmasına neden olur. Yüksek ve yapışkan enflasyon, aynı zamanda adı konulmamış bir gayri vergilendirme gibidir.
Çoğunlukla orta tabakayı daha da yoksullaştırır. Fiyat istikrarının olmadığı ortamlarda paranın satın alma gücü düşer; aynı para ile daha az mal ve hizmet alınmasına neden olur. Özellikle sabit gelirli kesimler için büyük bir yük olur ve gelirini enflasyona göre ayarlayamayan kişiler daha fazla fakirleşir.
Fakirleşme de sosyal sorunları beraberinde getirir. Enflasyonist ortamda fiyat değişimlerini takip etmek zorlaşacağı için tüketim ve yatırım kararları olumsuz etkilenir ve bu da uzun vadeli yatırımları ve büyümeyi engeller. Ayrıca, ekonomik birimler birikimlerini enflasyona karşı korumak amacıyla üretken olmayan döviz, altın, gayrimenkul gibi alanlara yöneltirler.
Enflasyon, iç piyasada mal ve hizmetlerin fiyatlarını artırdığından, bu malların uluslararası piyasada rekabet edebilme gücünü azaltır ve bu da dış ticaret açığının artmasına neden olur. Sonuç olarak, enflasyonun kontrolsüz bir şekilde artması ekonomik istikrarı ciddi anlamda bozar. Ancak enflasyonun etkileri, ülkeden ülkeye ve ekonominin yapısına göre değişkenlik gösterebilir.