Kariyerinizin Laboratuvarı LaborLab İnsan Kaynakları!
0 Güneş Aslan || 📝 İrem Karaduman
Başkentin en çok okunan yayını Ankara Life dergi-sinin bu ayki sayısında, LaborLab İnsan Kaynak-ları Genel Müdürü Nurhan Gül ve Kurucusu Bülent Pirler ile çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. İnsan kaynaklarına verilen önemin, şirketlerin ge-lişim sürecindeki yerini vurgulayan uzmanlar, bu bağlamda LaborLab İnsan Kaynakları olarak sundukları hizmetleri anlattı. Keyifli okumalar dileriz!
LaborLab İnsan Kaynakları Hizmet ve Danış-manlık A.Ş’nin kuruluş hikayesini ve misyonunu bizimle paylaşabilir misiniz?
LaborLab İnsan Kaynakları Hizmet ve Danışman-lık, 2018 yılında insan kaynaklarına ilişkin seçme ve işe
yerleştirme, organizasyonel gelişim, eğitim ve endüstri ilişkileri konularında destek sağlamak amacıyla kurulmuş-tur. LaborLab olarak hede-fimiz, hem şirketlere nitelikli adayları bulmak hem de iş arayanları uygun pozisyonla-ra yerleştirmektir. Mottomuz, doğru adayı doğru pozisyona yerleştirmektir. Organizasyo-nel Gelişim ve işe alım bağlamında, şirketler ve adaylar adına A’dan Z’ye kadar tümsüreçleri yürütüyoruz.
LaborLab, her şirkete “butik ve müşteri odaklı” insan kaynakları uygulamalarını hayata geçirir. Şirketlerin nitelikli eleman ihtiyaç-larının modern seçme ve yerleştirme metotlarıyla karşılanması, şirketin kurumsal ama esnek insan kaynakları modellerinin oluşturulması, işyerinde işçi-işveren ilişkilerinin geliştirilmesi ve çalışma başarısının sürdürülmesinde aktif rol alıyoruz.
Ayrıca, şirketlerin dinamiklerini ve kültürlerini analiz ederek, şirket için fotoğrafı çekme, iş değerlendir-me, ücretlendirme, stratejik yönetim, organizasyon yapısı, performans değerlendirme vb. çalışmalar yapıyoruz.
LaborLab İnsan Kaynakları Hizmet ve Danış-manlık A.Ş. olarak niye Ankara? Niye Anadolu? Ankara Türkiye’nin başkenti olduğu için hem kamu kurumlarına hem de özel sektöre yakın olmakta-dır. Anadolu’da kurulan sanayi kuruluşlarının hızla artması ve farklı sektörlerin oluşması danışmanlığa ihtiyacı artırmaktadır.
Öte yandan, Anadolu’da-ki şirketlerin “aile, patron” şirketi olması da bizi daha da heyecanlandırmaktadır. Esnek modellerle kurumsallaşma yolculuğunda onlara yön vermeye çalışıyoruz.
İşe alım ve Organizasyonel Gelişim Süreçleri an-lamında hem adaylara hem de şirketlere sun-muş olduğunuz ana hizmetler nelerdir? Sistem nasıl işliyor bunun hakkında da bilgi verir misiniz ?
LaborLab İnsan Kaynakları olarak, şirketlerin talepleri doğrultusunda seçme ve işe yerleştirme alanında doğru adayı doğru pozisyona yerleştirmeyi amaçlıyoruz. İnsan kaynakları prosedürleri çerçevesinde uygun adayları bu-larak mülakatlarını gerçekleştiriyoruz ve şirkete görüşme notlarını rapor halinde iletiyoruz.
Şirketin adayı beğenmesi durumunda, firma ve adayı bir araya getiriyoruz. Sürecimizde bizim için en önemli gördüğümüz özelliklerden biri, bütün adaylarımıza geri dönüş yaparak özgeçmiş havuzumuza eklemektir. Böylelikle adaylarımız, kariyer planını daha sağlıklı bir şekilde çizebilmektedirler.
Hemen hemen bütün sektörlerle çalışmamız nedeniyle tecrübemizi tüm süreçlere yansıtıyoruz. Şirketlerin mevcut ve gelecekte karşılaşacağı sıkıntıların odağında Organizasyonel Gelişim durmaktadır. Organizasyonel Gelişim hizmetlerimizde; çalışanlarla birebir yapılandırılmış görüşmeler yapmak, insan kaynakları değerlendirme raporunu hazırlamak, belirlenen kısa ve orta vadeli hedeflere göre eylem planı oluşturmak, oluşan ihtiyaca göre stratejik yönetim sistemlerini oluşturmak, iş değerleme, mavi ve beyaz yaka ücretlendirme, performans değerlendirme sistemlerini kurmak gibi hizmetler yer almaktadır.
Özetle, özel ve butik modellerle şirketlerin geleceğine hizmet ediyoruz. Şirketin organizasyonel yapı ve insan kaynakları anlamında eksiklikleriyle sorunlarını ortaya koyup çözüyoruz. Öte yandan, Kurucumuz Bülent Pirler’in Türkiye İşveren Sendikası Konfederasyonu’ndaki (TİSK) deneyimleri sayesinde toplu iş sözleşmeleri, sendikal ilişkiler ve uluslararası sendikal süreçler gibi konularda da işverenlere danışmanlık yapıyoruz.
İşverenlerin Organizasyonel Gelişime yaklaşımı nedir?
Ankara ve Anadolu’da şirketler genellikle “patron” şirketleridir. Büyük çoğunluğunda, şirketin gelecek kuşaklara aktarılmasına yönelik düzenlemeleri içeren aile anayasaları da bulunmamaktadır. Bu nedenle, birçok şirket (%90 oranına yakın) 3. nesil patronlar döneminde yok olmaktadır. Bunun da temel nedeni, şirketleri halen 9-10 kişi çalıştırırken uyguladıkları metotlarla yönetebileceklerini sanmalarıdır. Ayrıca, işverenlerin önemli bir kısmı esnaflıktan gelmektedir. Teknolojik ve makine parkı yatırımlarına büyük kaynaklar aktararak büyümekte ve bu noktada işveren olmaktadırlar. Ancak, insan kaynakları başta olmak üzere üretime destek olan diğer bölümler de halen eski yöntemler kullanmakta ve esnaf mantığından vazgeçmemektedirler.
Sonra da “Bu kadar üretim, yatırım yaptım. Büyüdüm, ancak çalışanlar sürekli kaçıyor. Anlayamıyorum.” düşüncesiyle sorunlar yaşamaktadırlar. Oysaki sorun, üretime ve makinelere yapılan yatırımların, insan kaynaklarına yapılmamasından kaynaklanmaktadır. Patronlar, üretimde işveren olurken, insan kaynakları kısmına halen esnaf yaklaşımı ile davranmaktadırlar. Biz, hizmetlerimizle bu çelişkiyi gidermeye çalışıyoruz. Şirketleri özel ve butik modellemeler ile kurumsallaşma yolculuğuna hazırlıyoruz.
İnsan kaynakları alanında son yıllarda gözlemlediğiniz en önemli trendler nelerdir? Teknolojinin işe alım süreçlerini nasıl dönüştürdüğü ele alınabilir?
İK alanında son yıllarda “Rönesans” yaşanmaktadır. Özellikle aşırı prosedür ve düzenleme kaynaklı metotlar “insan odaklı” hale gelmiştir. Zeka odaklı modeller (IQ), duygusal zeka (EQ) bazlı hale gelmiştir. Askeri kökenli metotların özel sektöre uymadığı açık şekilde anlaşılmıştır. Esnek çalışma türleri hızla kullanılmaya başlanmıştır.
Ayrıca, dijitalleşmenin hızlanması ve aday deneyimine verilen önemin artması da dikkat çeken yeni trendlerden biri olmuştur. Teknoloji, işe alım süreçlerini kökten dönüştürmüştür; yapay zeka ve otomasyon sayesinde aday taraması, değerlendirme ve geri bildirim süreçleri daha hızlı ve verimli hale gelmiştir. Özellikle video mülakatlar ve çevrimiçi yetenek testleri ile işe alımda zamandan ve mekandan bağımsızlık sağlanmıştır. Buna ek olarak, hibrit ve uzaktan çalışma modelleri pandemiden sonra kalıcı hale gelmiş ve çalışanların iş-yaşam dengesini iyileştirmiştir. Bu durum, çalışan bağlılığını ve mutluluğunu artırmıştır. Ortaya çıkan bu yeni metotlar, halen eski metotları kullanan şirketleri hızla daha da aşağı çekmektedir.
Sektördeki diğer şirketlerden ayıran en önemli özellikleriniz nelerdir?
LaborLab’ı sektördeki diğer şirketlerden ayıran en önemli özellik, insan odaklı yaklaşımımız ve butik hizmet anlayışımızdır. Zaten, çalışma konularımız bakımından tüm hizmetleri aynı çatı altında verebilen şirket sayısı da çok azdır. Çalışanlar ve müşterilerin ihtiyaçlarını anlamak için sürekli bir çaba içerisindeyiz. Özellikle gençlerin davranış ve yaklaşımlarındaki farklılıkları özümseyen yöntemleri kullanmaya çalışıyoruz.
Kapsamlı hizmet yelpazemizle müşterilerimizin insan kaynakları süreçlerini bütünsel bir şekilde ele alıyoruz. Çalışan memnuniyetine verdiğimiz önemle, sürekli geri bildirim ve gelişim fırsatları sunarak potansiyellerini değerlendiriyoruz. Tüm bu unsurlar, LaborLab’ı güçlü bir marka ve güvenilir bir iş ortağı haline getiriyor.