Türkiye’nin En Büyük Barajını Yaptı!
“İnşaat sektörü, malzeme sanayisinden mimarlığa, mühendislikten teknik müşavirliğe kadar birçok alanı içinde barındırıyor. İnşaat, demir, alçı, elektrik malzemesi, trafo, kombi, perde, mobilya, cam, parke, plastik boru, çivi, boya gibi 250 civarında yan sektörü doğrudan ve dolaylı olarak ilgilendiriyor. İnşaatın yan sektörlerle birlikte GSYH’deki payı yüzde 35.” (SPOT)
Eren Atmaca Türkiye’nin önemli isimlerinden. İş ve siyaset dünyasında oldukça aktif. İnşaat ve otelcilik alanında önemli yatırımları var. Siyaset dünyasında da başarılı bir ivme yakalamış. Bunun yanı sıra magazin dünyasında oldukça aktif. Birçok yerel, ulusal ve uluslararası organizasyonların aranılan ismi olan Eren Atmaca, bu ay kentin en çok okunan yayını Ankara Life Dergisi’ne muhteşem bir röportaj verdi. Kariyerinden, hayat hikayesine, yaşam tarzından hedeflerine kadar birçok merak edileni yanıtlayan ünlü iş insanı, “Başarının yolu sanıldığı kadar zor ve virajlı değil. Disiplinli çalışmak, zamanı doğru kullanmak ve azim, başarının anahtarını oluşturur. Bu üçlüden biri eksik olduğunda sac ayağı misali hem iş hem de özel hayatınız dengesini yitirir. O yüzden bu üçlü asla ihmal edilmemelidir” diyen Atmaca, bu düsturunu siyasi yaşamında da eksiksiz yerine getirdiğini belirtiyor.
Oldukça renkli bir özel hayatı olan Eren Atmaca, iş hayatında da çok yönlü bir resim çiziyor. Başta Hitit Otel olmak üzere, başka otel yatırımları ile inşaat alanında da dev iştirakleri olan Atmaca, Türkiye’nin en büyük barajı olan Yozgat Çekerek’teki Süreyya Bey barajını da inşa etmiş. Evet yanlış okumadınız, Türkiye’nin en büyük barajı! Ve Eren Atmaca’nın dev projeleri bunlarla da sınırlı değil. Bakü Tiflis Ceyhan Petrol Boru Hattı Şahdeniz Projesi’nin Faz 1, 2 ve 3 Gaz İstasyonlarını da yapan Eren Atmaca’nın Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Eren Holding, çok yakında yeni ‘çılgın projeler’ ile gündeme gelecek. Dev bir baraj projesi ile adından söz ettirmeye hazırlanan Eren Atmaca’nın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
İnşaat sektörünü değerlendirir misiniz?
Türkiye ekonomisinin büyümesinin domino taşlarından olan inşaat sektörü, son yıllarda daralmasına rağmen özellikle istihdamdaki gücünü koruyor. Ülkenin dört bir yanında havalimanından tünellere, otoyollardan metrolara kadar onlarca alanda inşaatlar sürerken, yükleniciler tarafından sadece Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı adına gerçekleştirilen projelere ait 2 bin 300 civarında şantiye bulunuyor. Türkiye genelinde belediyeler tarafından da binlerce proje yürütülürken, konut ve iş yeri yapımı inşaat sektörünü sürükleyen ana kollardan birisi olarak öne çıkıyor. Geçen yıl küresel ekonomide yaşanan dalgalanmalar ve faiz oranlarındaki yüksekliğe rağmen Türkiye’de satılan konut sayısı 1,5 milyon adede yaklaşırken, bu alanda Avrupa’nın en çok ev satılan ülkesi Türkiye oldu. Son 5 yılda Türkiye’de el değiştiren konut sayısı 7 milyon 125 bin olurken, ev sahipliği oranında yaşanan gerileme bu alandaki ihtiyacı bir kez daha gözler önüne serdi. İnşaat, 250 yan sektörü ilgilendiriyor. Son yıllarda yaşanan daralmalara rağmen ilerleyişini sürdüren inşaat sektörü, 2021’de ortaya koyduğu rakamlarla ülke ekonomisine katkısını bir kez daha gösterdi. Her ne kadar küresel ekonomide yaşanan kriz ve Covid-19 salgını nedeniyle gücü son yıllarda azalsa da sektör yeniden eski günlerine dönme yolunda ilerliyor.
Pandemi sonrası durum nasıl?
Artan maliyetler, küresel krizin olumsuz etkileri ve salgın nedeniyle zayıflasa da inşaatın GSYH içindeki payı yüzde 4,7 düzeyinde. İnşaat sektörünün doğrudan istihdamı ise 1,8 milyon civarına yükseldi. Bu rakamın yaz aylarıyla birlikte daha da artması bekleniyor. İnşaatın desteklediği 250 yan sektörle birlikte istihdamı ise 6 milyon kişiyi aşıyor ve bu sektörlerin GSYH içinde yüzde 35’lere varan bir paya sahip olduğu görülüyor.
İnşaatın ülke ekonomisindeki yeri nedir?
Ekonomik verilerin sektörün ülke ekonomisi ve sanayisi için önemi ortada. Tüm olumsuzluklara ve zorluklara rağmen sektör hala doğrudan 1,8 milyon kişiye istihdam sağladığını ve GSYH’de yüzde 4,7’lik paya sahip. Ekonomi literatüründe insanların temel hak ve ihtiyaçları “barınma”, “yiyecek” ve “giyecek” olarak tanımlansa da bu kapsama barınma da eklenmelidir. Ekonomik anlamda inşaat sektörünün dünya genelinde kabul gören en önemli fonksiyonu, gerek hane halkı tarafından bir yatırım aracı olarak görülmesi, gerekse de desteklediği alt sektörlerle birlikte GSYH’ye sağladığı ekonomik katma değerdir.
“Destekler İstihdamı Etkiliyor”
Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Eren Atmaca, konut başta olmak üzere inşaat sektöründe teşviklerin yüzlerce alt sektörü canlandırdığını belirtiyor. Atmaca şöyle devam ediyor: “ Haziran 2020’de kamu bankaları aracılığıyla düşük faizli konut kredi kampanyası başlatıldı. O tarihte inşaat sektöründe toplamda 1 milyon 227 bin kişi çalışıyordu. Hemen sonraki ay çalışan sayısı 40 bin arttı. Bir sonrakinde ise 50 bin ek istihdam sağlandı. Teşvikler açıklandıktan 6 ay sonra inşaatta çalışan sayısı 1 milyon 410 bini aştı. Bu artışın 140 bini bina inşaatlarındaki çalışanlarla gerçekleşti. Yeni konut üretiminin artması amacıyla verilen destekler, sayısı 250’ye yaklaşan alt sektörlerde de canlılık sağlıyor. Özellikle malzeme sanayisine önemli katkı sunuyor.”
“Şantiyeler istihdam Fabrikası”
Eren Atmaca, inşaat denilince akla sadece konutun geldiğini ancak bu sektörün diğer sanayi kollarını doğrudan etkilediğini vurguluyor. “Arz olmaması durumunda sıkıntılar artacaktır. Konut üretiminin sürmesi sadece müteahhitler için değil 250’ye yakın alt sektörler ve özellikle de konut almak isteyen vatandaşlarımız için elzemdir. Destekler sadece inşaatta değil birçok alanda veriliyor.” açıklamasında bulunan Atmaca, “İnşaat sektörü en kolay istihdam sağlayan sektör. Yüzlerce alt sektörü etkileyen inşaat, diğer sektörlerin hepsinin önünü açıyor. Bu anlamda destekler çok önemli. Şantiyeler Türkiye’nin istihdam fabrikasıdır.” diye konuştu.
Sektörel sorunlarınız neler?
İnşaatta ehil olmayan müteahhitler sektörü olumsuz etkiliyor. Yeterli bilgi, donanım ve deneyime sahip olmayan kendilerine özgün bir tasarımları bulunmayan taklit ederek iş yapan müteahhitler sektörde haksız rekabet yaratıyor ve sektöre zarar veriyor. Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden inşaatta ehil olmayan müteahhitler sektörü olumsuz etkiliyor. Yeterli bilgi, donanım ve deneyime sahip olmayan kendilerine özgün bir tasarımları bulunmayan taklit ederek iş yapan müteahhitler sektörde hem haksız rekabet yaratıyor hem de sektöre zarar veriyor.
Pandemi sonrası inşaat sektörünü değerlendirir misiniz?
İnşaata bağlı tüm sektör ve alt sektörleri düşünecek olursak, sağladığı net katma değer, yüksek istihdam ve mal ihracatına verdiği olumlu katkıyla, inşaat Türkiye ekonomisinin tam anlamıyla “göz bebeği’dir. Türk inşaat sanayisi, 1970’li yıllardan itibaren dünya inşaat sektörünün önde gelen aktörlerinden birisi konumuna yükseldi lakin sektörün son dönemde yaşadığı zorluklar gündemden düşmemeli. 2020’de Covid-19 etkisiyle, Türk müteahhitlerinin yurt dışında üstlendikleri projelerin toplam bedelinin, bir önceki yıla göre yüzde 20 civarında azalışla 15 milyar dolara kadar geriledi. Pandeminin etkisiyle 2020 yılında önemli bir daralma yaşanmışsa da 2021, Türk inşaat sanayisinin toparlandığı bir yıl oldu. Türk inşaat sektörü, 2020’de üstlendiği 15,2 milyar dolarlık toplam proje bedelini, 2021 sonu itibarıyla yaklaşık 2 katına çıkararak 29,3 milyar dolara ulaştırdı.
“Yurt Dışına Dönüyoruz”
Ankara Life Dergisi Business sayfalarına konuşan Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Eren Atmaca, Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da çok sayıda fabrika inşa ettiklerini söylüyor. Yurt dışında son yatırımlarını ise 2019’da yılında gerçekleştirdiğini belirten Atmaca, araya giren dev küresel krizin sonunda pandeminin de etkisiyle rotayı Türkiye’ye çevirmek zorunda kaldıklarını sözlerine ekliyor. “Yurt dışı yatırımları sadece kurumsal kapasite ile değil, iş yapacak olduğunuz ülkeler ile siyasi ilişkilerinizin de güçlü olmasıyla da etkilidir.” ifadesini kullanan Eren Atmaca, inşaat sektörü olarak Türkiye ekonomisinin direkt olarak yüzde 30’unu etkilediklerini ve istihdamda yüzde 6,1 doğrudan pay sahibi olduklarını belirtiyor. “Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri cirosu 2021’de 31 milyar dolara yakın gerçekleşti. Sonrasında petrol fiyatlarındaki düşüş ile yurtdışı işleri azaldı. Pandemi ile 15 milyar dolara kadar düştü. Uluslararası pazarlardaki meslektaşlarım atılım yaptı. Ülke olarak 2021’i 30,7 milyar dolarlık iş hacmi ile bitirdik.” Yani uluslararası arena Türk müteahhitler için yeniden bir cazibe merkezi haline geldi. Hal böyle olunca da en son 2019’da Danimarka’da gerçekleştirdiğimiz yurt dışı projelerine yeniden başlamaya karar verdik.
“B Kat Sayısı 2 Olmalı”
Eren Atmaca işin sadece müteahhitlerde bitmediğini de sözlerine ekliyor ve şöyle devam ediyor; “Kamuya iş yapan bizler, fiyat farkı hesaplamalarında 0,90 olan B kat sayısının 2’ye çıkarılmasını istiyoruz. Bütçe gerçeklerini de dikkate alacak olursak, B katsayısı 1.20 olmalı. Tasfiye hakkından çok müteahhitler kendini kurtaracak bir oran olursa işini devam ettirmek ister.”
Geçtiğimiz günlerde yabancı bir şirket sizinle bağlantı kurdu. Nedir bu olayın aslı?
Tabii yabancı şirketler para kazanmayı hedefledikleri için hangi alanı avantajlı görüyorlarsa o alana konsantre oluyorlar. Türkiye için yakın zaman önceye kadar bunlardan en önde geleni bilindiği gibi gayrimenkuldü. Enerji projeleri eskiden olduğu gibi bugün de çok revaçta. Gayrimenkulün de çeşitli boyutları var; örneğin kriz öncesine kadar yabancılar alışveriş merkezi projelerine ilgi duyuyorlardı. Global kriz patlamadan önce ortada çok ciddi bir para bolluğu vardı. Pek çok yatırımcı bizimle temasa geçerek yatırım yapmak istediğini belirtip uygun proje aradıklarını söylemişti. Bunların pek çoğu da gayrimenkul alanına ilgi duyuyordu. Özellikle Türkiye´nin çekim merkezi olan turizm bölgelerinde konut projeleri gerçekleştirip bu konutları da yabancılara satmak istiyorlardı. Bununla beraber bizimle konsorsiyum kurarak ihalelere girmek isteyen çok sayıda uluslararası oyuncu ile de görüştüğümüz doğrudur.