Ankara Life Dergisi

Kakao ile Aramız Neden İyi Olmalı?

Özlem Yurdakul


Kakao (Theobroma cacao), içeriğinde taşıdığı bileşenlerden dolayı faydası sayılamayacak kadar çok olan süper bir besindir. Kakaonun yüksek antioksidan kapasitesi içeriğindeki polifenollerle ilgili olup, bu bileşenlerin en baskın olanları kateşin, epikateşin ve prosiyanidinlerden olup feniletilamin, anandamid ve metilksantin (kafein, teobromin) ise diğer önemli bileşenlerdendir. Kakao’da bulunan önemli mineraller Ca, Mg, Fe, Zn, Cu,P,Mn ve K’dır. En çok kakao üreten ülkeler Afrika (%63.2), Asya (17,4), Latin Amerika (%14.1), Ekvator ve Kolombiya’dır. Bilindiği gibi en çok tüketilen kakaolu ürün ise çikolatadır. Sütlü çikolatada kakao oranı %20-25’ten az olup içerik olarak kakao yağı, şeker, süt tozu, lesitinden oluşur. Beyaz çikolatada ise siyah çikolata gibi kakao parçacıkları yoktur; süt, şeker ve kakao yağından oluşur. Siyah çikolata en az %50 kakao içerir. Çikolata, sağlığa faydası açısından en az %70 kakao içermelidir.


Kakao oranı %60’tan fazla olan çikolatadaki polifenol oranı; nar, yaban mersini ve kızılcık gibi meyvelerden daha fazladır. Siyah çikolata sütlü çikolatadan beş kat, çaydan ise 20 kat daha fazla polifenol içerir. Kakao içerisindeki değerli bileşenler kan basıncını iyi şekilde dengeler. İyi bir kan basıncı için flavanol miktarı 900 mg’dan epikateşin miktarı ise 100 mg’dan fazla olmalıdır. Panama Sahilindeki Kunalılar’ın günde beş kez polifenolce zengin kakao içtikleri için düşük oranda kardiyovasküler rahatsızlığa yakalandığı gözlendi. Bir denemede ise günde belli miktarda çikolata tüketen bisiklet sürücüleri daha az oksijen kullanarak daha uzun mesafe katetti. Bunun nedeni nitrik oksit salınımını artıran epikateşinlerdi. Lavado adı verilen kakao ekstraktının ise beta amyloid proteinini azaltarak Alzheimer hastalarında görülen sinir yolları deformasyonunu azalttığı gözlendi. Günde belli miktarda çikolata tüketiminin ise hamile kadınlarda fetüs gelişimine olumlu etkileri bulunmaktadır.


Kakaodaki flavanoller; insülin direncini düzenlediği gibi tip 2 diyabet riskini de azaltır. Kakaolu içecek veya çikolata tüketimi eğer miktara dikkat edilirse diş çürümesine yol açmaz, aksine dişin mineral yapısını güçlendirir. Böyle bir tüketim inflamasyon, oksidatif stres, diyabet, insülin direnci ve trigliserit seviyelerini dengeleyerek obezite için de olumlu sonuçlar doğurur. Kakaonun içeriğindeki kateşinler kas kitlesini tamir ederek egzersiz performansını artırır. Kakao bileşenleri trombosit fonksiyonunda da aspirin tarzı etkiye sahiptir. Kakaonun içeriğindeki tirozin ise dopamin sentezinde kullanılır. Kakao’daki bileşenler iyi kolestrolü artırıp, kötü kolestrolü düşürür. Bademle çikolatanın beraber tüketimi toplam kolestrol, LDL ve apoliprotein B seviyesini azaltır.


Kakao’daki biyoaktif bileşenler; vücudun iç saatini düzenleyerek stres hormonu olan kortizol seviyesini azaltır. Kakaonun içeriğindeki kafein mental performansımıza katkıda bulunur. Feniletilamin ise ödül merkezimizi uyararak dopamin seviyesini artırır. Teobromin polifenol absorbsiyonunu artırırken aynı zamanda öksürük gibi solunum yolu hastalıklarında rahatlatıcı etkiye sahiptir. Anandamid bileşeni ise melatonin üzerinde uyarıcı etkiye sahip olup afrodizyak etki gösterir. Kakao beyin için gerekli en iyi bitkisel magnezyum kaynağı olup 100 gramında 499 mg içeriğe sahiptir. 1990’larda bilim adamları Fransa’daki bir paradoksla yakından ilgiliydi. Kalp rahatsızlıkları diyetteki doymuş yağa rağmen çok düşüktü. Bunun sebebi de; çay, kırmızı şarap ve kakaoda yüksek oranda bulunan ve hücresel zararı engelleyen flavanollerdi.


Japon popülasyonunda düzenli çikolata tüketimi ve düşük kalp çarpıntısı arasında olumlu bir bağlantı olduğu gözlendi. Haftada 45 gr yenen çikolata kalp sağlığına iyi gelirken, miktarın artması artan şeker oranı nedeniyle sağlık açısından problemli bulundu. Bu oranının artması vücuttan kalsiyumu uzaklaştıracağı için osteoporoz riskini de artırmaktadır. Kakaodaki bileşenler gibi kabuğu da sağlığımız açısından oldukça faydalıdır. Toplam günlük diyet lifinin %38 ila %44’ünü karşılar. Ayrıca günde 494 mg kakao flavanolü tüketiminde bağırsak floramız olumlu etkilenir. Bu durumda Bifidobacterium ve Lactabacillus gibi türlerde hızlı artış söz konusu olurken bağırsak inflamasyonuna sebep olan Clostridum perfingens gibi zararlı türlerde azalma gözlenir.

Yorumlar

0 yorumlar