Ankara Life Dergisi

Okul Öncesi Oryantasyonun Temel İlkeleri ve Ebeveyn Rehberliği: Uzman Psikolog F. Görkem Kılınç Başak Kılınç


Röportaj : İrem Karaduman
Uzman Psikolog Görkem Kılınç ve Uzman Psikolog Başak Kılınç, şehrin en çok okunan yayını Ankara Life dergisinin bu ayki sayısında, çocukların okul öncesi oryantasyon sürecine dair önemli bilgiler paylaştı. Çocukların bu geçiş dönemindeki duygusal ve psikolojik ihtiyaçlarını ele alan iki uzman psikoloğumuz, ebeveynlere bu süreci daha etkili ve sorunsuz bir şekilde yönetmeleri için değerli tavsiyelerde bulundu. Keyifli okumalar dileriz…
Çocukların okul öncesi döneminde okula oryantasyon süreci nedir? Bu süreç nasıl planlanmalı ve yürütülmelidir?
Okul öncesi eğitim dönemi; çocuğun sosyal, fiziksel, duygusal ve zihinsel becerileri kazandığı bir dönemdir. Çocuk ilk sosyal ilişkilerine aile ortamında başlar, sonrasında okul aracılığıyla dış dünyaya açılarak akran ilişkilerini geliştirir. Aşamalı olarak ev yaşantısından ayrılarak içinde farklı yaş gruplarının da bulunduğu okul ortamına alışmaya çalışır. Bu dönem, çocukların ev içinde elde edemediği sosyal özellikleri kazanmasında önemli rol oynamasına rağmen duygusal dalgalanmalar yaşamalarına da neden olabilir. Bu nedenle çocuğun okula başladığı ve alışmaya çalıştığı sürece okula uyum ve oryantasyon süreci diyoruz. Okula uyum süreci, çocuklar ve aileler için önemli bir değişim noktasıdır. Kural ve içerik açısından yenilikler barındıran, sosyal bir ortama geçiş dönemi olarak adlandırabileceğimiz bu süreç yani oryantasyon süreci, her çocuk için farklıdır ve başka çocuklarla kıyas yapılmaması gerekmektedir.
Ebeveynler, çocuklarının okul öncesi uyum sürecini desteklerken hangi stratejileri izlemeli ve bu süreçte nelere özellikle dikkat etmelidirler?

Öncelikle bu süreci çocuklar kadar sizebeveynlerinde duygularını yönetmek, kaygılarını kontrol etmekte zorlanabileceği bir dönem olabilmektedir. Ebeveynler olarak biz bu başlangıca ve ayrışmaya hazır olmalı; bu süreçte şefkatli, kararlı, sabırlı, tutarlı ve sakin olmalıyız. Çocuk ailesinden ayrılırken ebeveyninin üzüntüsünü ve kaygısını hissettiğinde uyum süreci zorlaşmaktadır. Mümkün olduğunca sürecin normal olduğunu kendinize hatırlatmanız önemlidir. Bu süreçte çocuğu okula hazırlarken ebeveynler olarak okulun güvenli bir alan olduğu ve öğretmenine güvendiğimizi hissettirmek ile ilgili olumlu konuşmalar yapılmalıdır. Ebeveynler çocuklarına okula başlamak ve ayrılık kaygısını içeren hikâyeler okuyabilir, çocukla beraber okul alışverişine çıkabilir, çocukla birlikte çocuğu okula kimin bırakacağını ve alacağını kararlaştırabilirler. Çocuk okuldayken ailenin ne yapacağını çocuk ile paylaşmak gereklidir. Çocuğunuzun okula uyum sürecinde ebeveynleri olarak sizin de yoğun duygularınız ve aklınızda birçok soru işareti olacaktır. “Tek ağlayan çocuk benim çocuğum mu?”, “Çocuğum ihtiyaçlarını öğretmenine söyleyebiliyor mu?”, “Çocuğum onu okula bıraktığım için terk edildiğini düşünüyor olabilir mi?” gibi sorular ve yoğun duygu karmaşası oldukça normal bir süreçtir. Süreçte ebeveyn ne kadar rahat olursa çocuk da o kadar rahat olacaktır. Bu kafamızdaki soruları çocuklara sorarak onlarda daha çok kaygı artmasına sebep olacağı için bu süreçte çok fazla soru sormamak önemlidir. Bu süreçte çocuklarınızdan birçok sorular alacaksınız. Bu soruları sabırla dinlemek ve en doğru şekilde cevaplamaya özen göstermek önemlidir. Cevabını bilmediğimiz sorularla ilgili “Bilmiyorum ama senin için araştırıp öğrenebilirim” cevabını vermek kıymetli olacaktır.
Çocukların okul öncesi oryantasyon sürecinde yaşadığı kaygıyı hafifletmek için hangi yöntemler etkili olabilir ve bu süreç nasıl yönetilmelidir?
Çocuklar, yetişkinlerden ayrılırken zorluk yaşayabilir. Çocuklarda okula giderken ve okul içerisinde yoğun ağlamalar gözlemlenebilir. Çocuklar okul içerisinde yapılan aktivitelere katılmayı reddedebilirler. İlk günlerde okulda yemek yemeği, uyumayı, tuvaletini yapmayı istemeyebilir. Sınıfa girmek istemeyip ebeveynin yanında oturmak isteyebilir. İlk haftalarda geçici olarak bazı davranış ve duygusal değişimler görülebilir. Ebeveynlerin bu süreçte sabırlı ve kararlı olması önemlidir. Çocuğun duygularını olduğu gibi kabul etmeli, dinlemeli ve onun yanında olduğunuzu hissettirmelisiniz. Okul ile ortak bir iletişim dili kullanılmalıdır. Bu süreç içerisinde, çocuğun güvenli ortamda olduğunu hissetmesi önemlidir. Bu yüzden ilk haftalar okul idaresi ile iş birliği içinde ebeveyn ile alışma oryantasyonu planlanmalıdır. Bu süreçte çocuğunuzu planladığınız ve ona söylediğiniz zamanlarda almak güven duygusunu zedelememek adına kıymetlidir. Okulu belirledikten sonra çocuğunuzla birlikte okulu gezerek tanıtabilirsiniz. Beraber resim çizerek çocuğunuzun okula gitme rutinini oluşturabilirsiniz. Okula başlamadan bir gün önce okulda giyeceği kıyafetlerini ve çantasını birlikte hazırlayabilirsiniz. Okulda öğretmeninin onu heyecanla beklediğini belirtebilirsiniz. Çocuklar kimi zaman okula gitmek istemediğini söyleyip sizinle pazarlık yapmaya çalışabilirler. Bu konuda kararlı olup okula gelme rutini devam ettirilmelidir. Okulun her gün gidilen arkadaşlarla, oyunla, etkinlikle, eğitimle vakit geçirilen bir yer olduğu konuşulmalıdır. Çocuğun okul sonrası duyguları ile ilgili sohbet edebilirsiniz. ‘Bugün nasıl hissetin, bugün seni okulda en çok mutlu hissettiren şey neydi, günün nasıl geçti?’ gibi sorular sorabilirsiniz. Çocuk cevap vermek istemezse zorlanmamalıdır. Okul saatinden sonra çocuk aileyle verimli vakit geçirmelidir. Anne, baba ve çocuk oyun saatine dikkat edilmelidir.
Oryantasyon sürecindeki bir çocuğa karşı hangi davranışlardan kaçınılmalıdır?
“Ağlayan çocuğa bak arkadaşların hiç ağlıyor mu? Ne güzel oynuyorlar. Ağlama. Sen büyümemişsin, daha bebeksin okulda bebeklere yer yok” gibi cümleler kullanılmamalıdır. Ağlamak doğal bir duygu göstergesidir. Çocuk ağladığı anlarda size ve şefkatinize ihtiyaç duyar. Kıyaslama yapılmaması gerekir. Çocuğunuz eğer sizi okulda bekliyor olarak biliyorsa çocuğa haber vermeden okuldan ayrılmamalısınız. Güven duygusunun zedelenmemesi için böyle davranılması önemlidir. Okul dışı hayatınızda çocuğunuza “seni öğretmenine söyleyeceğim, böyle yaptığını görürse öğretmenin sana kızar” gibi cümleler kullanarak öğretmeni ile güven ilişkisi zedelenmemelidir. Okula gitmek normal bir süreç ve sorumluluktur. Bu süreçte de ödül ve ceza yöntemi kullanılmamalıdır.
Özetle; bu süreçte çocuğunuzla geliştirdiğiniz bağ ve güven ilişkisi çok kıymetli olacaktır okuldan sonraki zamanlarda beraber şefkatli vakit geçirmek, oyun oynamak, duygu yansıtmaları yaparak onu anladığınızı dile getirmek, fiziksel temas kurmak, arkadaş ilişkilerini desteklemek, gerekirse okula giderken sevdiği bir oyuncağı götürmesine müsaade etmek (okul idaresi ile görüşerek), belirli bir ayrılma rutini oluşturmak oryantasyon sürecini daha kolay ve hasarsız atlatılması adına önemli olacaktır.

Yorumlar

0 yorumlar