33 Yıllık Meslek Hayatımda Bir Diş Hekimi Olarak Öğrendiklerim

Diş hekimliğine başladığım günden bugüne, yalnızca insanların şikayetlerini değil, bunların ardındaki hikâyeleri de dinledim. Zamanla fark ettim ki, bu meslek sadece tedavi etmekle ilgili değil. Gözlemlemekle, anlamakla, sabretmekle, anlatmakla, bağ kurmakla ve birlikte yürümekle ilgili. Bu 33 yılda her hasta bana bir şey kattı, her gün mesleğimi yeniden tanımlattı.
Bugün geriye dönüp baktığımda, yalnızca diş tedavisi yapmadığımı, aynı zamanda insanlara dokunduğumu, kendime dönüp baktığımı ve hep yeniden öğrendiğimi görüyorum.
İşte bu uzun yolculukta edindiğim 33 farkındalığı paylaşıyorum:

1. Ağzını açmaya ikna edemediğim kimseyi tedavi edemeyeceğimi,

2. İletişim kuramadığım birinin hastam olamayacağını,

3. İletişimin her gün ilgi isteyen canlı bir süreç olduğunu,

4. Başarılı bir tedavinin yalnızca hekime değil, iyi bir ekibe de bağlı olduğunu,

5. Kaliteye asla tesadüfen ulaşılamayacağını,

6. Kaliteden ödün vererek sürdürülebilir bir meslek pratiği olmayacağını,

7. İyi bir teknisyenle çalışmadan nitelikli iş üretilemeyeceğini,

8. Sistemin sürekli küçük adımlarla iyileştirilmesi gerektiğini,

9. Eğitimin mezuniyetle bitmeyip hayat boyu devam etmesi gerektiğini,

10. Hasta takibinin tedavinin başarısını doğrudan etkilediğini,

11. Söylenen önerilerin yazılı verilmediğinde çoğunlukla unutulacağını,

12. Her hasta ve tedaviyle ilgili detayların mutlaka not edilmesi gerektiğini,

13. Yaşadığım mesleki hikâyelerin kayıt altına alınmasının değerli olduğunu,

14. Tecrübelerin genç meslektaşlarla paylaşılması gerektiğini,

15. Mesleğe yalnızca uygulamayla değil, katkıyla da hizmet edilmesi gerektiğini,

16. Finansal yönetimi bilmeyen bir hekimin uzun vadede zorlanacağını,

17. Sağlık hukukunun sadece avukatların değil, her hekimin konusu olduğunu,

18. Hastayla bağ kurmadan etkili bir tedavi yapılamayacağını,

19. Hastaların özel günlerinde yanlarında olmanın tedavi kadar değerli olduğunu,

20. Tedavi koltuğunun bir güven alanı haline gelmesi gerektiğini,

21. Bazen sadece dinlemenin bile iyileştirici bir etkisi olduğunu,

22. Ağrısı olmayan ama gülemeyen insanların da tedaviye ihtiyacı olduğunu,

23. Aynı tedavi yönteminin her hastada farklı sonuçlar doğurabileceğini,

24. “Hastalık yoktur, hasta vardır” ilkesinin mesleğin özü olduğunu,

25. Hatalardan korkmak yerine onlardan öğrenmek gerektiğini,

26. Sabırlı olmadan iyi bir hekim olunamayacağını,

27. Muayenehanenin verimli çalışmasının iyi planlamayla mümkün olduğunu,

28. Teknolojinin yardımcı olduğunu ama asıl farkı insan temasının yarattığını,

29. Kendi sağlığımı ihmal ettiğimde başkasına şifa veremeyeceğimi,

30. Gülümsemenin en az anestezi kadar etkili bir araç olduğunu,

31. Her geçen yıl daha çok bilmediğimi fark etmem gerektiğini,

32. Hekimliğin bir meslekten çok bir yaşam biçimi olduğunu,

33. Sevmeden bu mesleğin sürdürülemeyeceğini öğrendim.

Hayatım boyunca yalnızca dişlere değil, hayata da temas ettim. Her hasta bana bir şey öğretti, her sabah mesleğimi yeniden tanımama vesile oldu. Bugün hâlâ ilk günkü heyecanla her sabah kapımı açabiliyorsam, bu yalnızca alışkanlık değil, hâlâ öğrenebiliyor olmamdandır. Ve biliyorum ki, hekimlikte öğrenmenin sonu yok.

Yazar Hakkında /

Yazmaya başlayın ve aramak için Entera basın