Diyetisyen Seçil Yılmaz; ‘Beslenme, Elimizdeki En Güçlü Araçtır!’
Çoğu kişi lipödemiyi yalnızca kilo alımının bir sonucu olarak görür, fakat aslında bu durum tamamen farklı bir tıbbi meseledir. Diyetisyen Seçil Yılmaz, Ankara Life dergisine konuk olarak lipödem hakkında bilinmesi gerekenleri açığa kavuşturdu. Bu özel röportajda, lipödeminin obeziteden farklarını, tedavi sürecinde beslenme ve egzersizin nasıl entegre edileceğini ve duygusal destekle nasıl daha etkili sonuçlar alınabileceğini anlattı. Peki, bu hastalıkla mücadelede beslenmenin rolü ne kadar kritik? Merak ettiğimiz sorularımızı yanıtlayan Seçil Yılmaz ile gerçekleştirdiğimiz röportajımız sizlerle, iyi okumalar dileriz.
Röportaj: Hatice Şeyma Basut
Lipödem, genellikle yanlış bir şekilde kilo alımıyla ilişkilendirilse de aslında farklı bir tıbbi durum. Bu konuda toplumda en çok karşılaşılan yanlış anlamalar nelerdir? Lipödem ve obeziteyi ayıran en önemli faktörler neler?
Lipödem, genellikle kilo alımıyla ilişkilendirilse de aslında farklı bir tıbbi durumdur. Bu konuda toplumda sıkça karşılaşılan bazı yanlış anlamalar vardır. Lipödemin obezite ile karıştırılması da bunlardan biridir. Lipödem ve obezite arasındaki en önemli fark, mekanizmalarının farklı olmasıdır. Lipödem, günümüz hastalıklarından biri olup, bir yağ depolanması ve bağ doku hastalığıdır. Hastaların cilt altı dokusunda yağ birikmekte ve bağ dokusunda bazı değişiklikler meydana gelmektedir. Lipödem, özellikle kalça, diz ve bacaklarda ağrılı, selülit benzeri bir durum olarak bilinir. Bu bölgelerde aşırı yağ ve sıvı birikmesi sonucu morarma görülebilir ve elle bastırıldığında ağrı hissedilebilir. Lipödem genellikle kadınlarda görülür, ancak erkeklerde de rastlanabilir. Ayrıca, sadece kilolu kadınlarda değil, her beden tipindeki bireylerde de görülebilir. Bu nedenle lipödemi, kilolu veya zayıf olmasına göre ayırt etmek mümkün değildir. Lipödemi tedavisi genellikle cerrahi müdahalelerle ilişkilendirilse de, doğru beslenme, egzersiz ve masaj teknikleriyle hastalık belirtileri minimuma indirilebilir.
Lipödem hastalığıyla mücadelede beslenmenin rolü oldukça kritik. Lipödemi yönetmek için uygulanan beslenme stratejileri hakkında bize bilgi verir misiniz? Hangi besinler hastaların tedavi sürecinde daha fazla yer almalı?
Lipödem hastalığıyla mücadelede beslenmenin rolü oldukça kritiktir. Lipödemi yönetmek için uygulanan beslenme stratejileri, kişiye özel olmalıdır. Anti-inflamatuvar beslenme yaklaşımı çerçevesinde planlama yapılması ve vücuda dokunan gıdaların tespit edilmesi önemlidir. Bu beslenme stratejilerinden bazıları; Akdeniz diyeti, aralıklı oruç, ketojenik diyet ve düşük karbonhidratlı diyet gibi yöntemlerdir. Ancak cevabı çok basit: En uygun beslenme şekli, kişinin bireysel ihtiyaçlarına göre belirlenmelidir, tıpkı parmak izi gibi her bireye özeldir. Lipödemle mücadelede beslenmede, özellikle bir süreliğine süt ürünlerini, şeker ve glüten içeren besinleri hayatımızdan çıkarmamız gerekmektedir. Kırmızı et tercih edilecekse, kuzu eti gibi daha sağlıklı seçenekler tercih edilmelidir. Yeterli su tüketiminden emin olunmalı ve beslenmeye anti-inflamatuvar etkisi olan zencefil, zerdeçal gibi besinler eklenmelidir. Sebzeler genellikle buharda haşlanmalı, geceleri ise çiğ sebzelerden kaçınılmalıdır. Ayrıca, avokado, zeytin, hindistancevizi yağı gibi sağlıklı yağlar da diyetimize dahil edilmelidir. Kırmızı meyveler, özellikle antioksidan özellikleri nedeniyle beslenmemize eklenmelidir. Lenf drenajını destekleyen besinler de tercih edilmelidir. Bu şekilde beslenme düzeni oluşturulduğunda, lipödemin etkilerini hafifletmek mümkün olabilir.
Lipödem tedavisinde yalnızca diyetin değil, egzersiz ve yaşam tarzı değişikliklerinin de önemi büyük. Hangi tür egzersizler lipödem hastaları için daha faydalıdır ve bu egzersizlerin beslenme ile nasıl bir entegrasyonu olmalıdır?
Lipödem tedavisinde yalnızca diyetin değil, egzersiz ve yaşam tarzı değişikliklerinin de büyük bir önemi vardır. Lipödem, sadece yağ birikimiyle ilgili bir durum değildir; aynı zamanda dolaşım problemleri, ödem ve inflamasyon gibi şikayetler de eşlik edebilir. Bu nedenle her türlü spor, lipödem hastalarına uygun değildir. Düz yolda uzun yürüyüşler veya ağırlık kaldırma gibi egzersizler, dolaşım sorunlarını artırarak ödem ve ağrı şikayetlerini tetikleyebilir. Egzersiz türleri tamamen kişiye özel olup, doktor ve fizyoterapist önerileriyle seçilmelidir. Lipödem hastalarına uygun bazı egzersizler arasında yüzme, reformer pilates, mat pilates, eğimli yürüyüş, trambolin ve Leslie gibi programlar bulunmaktadır. Egzersiz ve beslenme entegrasyonunda, egzersiz öncesi ve sonrası protein ve sağlıklı karbonhidrat alımı, kas iyileşmesini destekler. Egzersiz sırasında sıvı dengesinin korunabilmesi için su ve elektrolit alımı oldukça önemlidir. Lipödemde unutulmamalıdır ki, bu sürecin %80’i beslenme ile ilgilidir. Beslenme alışkanlıkları düzgün bir şekilde yerleşmeden, herhangi bir egzersiz programından verimli sonuç alınması mümkün değildir.
Lipödemli bireyler için özel beslenme planları oluştururken, hastaların psikolojik ve duygusal durumlarını göz önünde bulundurmak önemli. Bu konuda nasıl bir yaklaşım sergiliyorsunuz ve tedavi sürecinde psikolojik desteğin rolü nedir?
Lipödemli bireyler için özel beslenme planları oluştururken, hastaların psikolojik ve duygusal durumlarını göz önünde bulundurmak oldukça önemlidir. Her danışanım benim için özel ve değerlidir. Sağlıklı beslenme, günümüzde kilo problemleriyle ilgili daha hassas bir yaklaşım gerektiriyor. Danışanlarımın özgüvenlerini artırmak için beden algılarına yönelik olumlu bir tutum sergiliyorum. Onlara, kendilerinin önemli ve değerli olduklarını hissettirerek, bu sürece inanmalarını ve pes etmeden çaba göstermelerini sağlıyorum. Beslenme desteği, danışan ve danışman arasındaki uyumla birleştiğinde, lipödem çözümü olmayan bir durum değildir.
Kliniğinizde lipödem ile ilgili hangi hizmetler bulunuyor?
Kliniğimizde, kişiye özel lipödem beslenme programları, cihaz ve spor desteği ile danışanlarımın bu şikayetlerinden kurtulmalarına yardımcı oluyorum. Teknolojiden faydalanmak, işimizi çok kolaylaştırıyor. Hem kendi deneyimlerim hem de danışanlarımın geri bildirimleriyle şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Cihazlar, ağrıları ve ödemi tetiklemeden vücutta incelme etkisi yaratabiliyor. Ancak unutulmamalıdır ki, bu tarz cihazlardan sonuç almak için beslenmenin de doğru bir şekilde yapılması gerekmektedir. Beslenme, elimizdeki en güçlü araçtır ve tek başına cihazlar yeterli sonuç vermez.