İyi Bir Yaşam İçin 10 Temel Sağlık Tavsiyesi!

Sağlığı korumak, bir sorun varsa onu da erken tanımak her zaman tedavi etmeye çalışmaktan daha etkili ve başarılıdır. Bu nedenle bu yazımda değişik bir format deneyeceğim ve belli bir konuya odaklanmaktansa hastalarıma sıklıkla tekrarladığım çeşitli önerilerimi sıralayacağım ve bazı doğru bilinen yanlışlara değinmeye çalışacağım…

• Sigarayı bırakmak tek kalemde sağlınız için yapabileceğiniz en faydalı iştir. Zorunda kalan herkesin başarabildiği bu işi zorunda kalmadan yapabilenler en yüksek faydayı elde edecektir.

• Yenidoğan işitme taraması; ne mutlu ki ülkemizde bebek takibinin aşılama, topuk kanı veya kalça ultrasonu gibi vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Ancak gene de sese tepkisizlik, hiç konuşmama veya daha büyük çocuklarda duymazdan gelme durumunda mutlaka işitme azlığından şüphelenilmelidir. Ayrıca okul çağı öncesi bir işitme taramasını da önermekteyim.

 • Buşon (kulak salgısı); kulağın dış kulak yolunun cilt sağlığı ve mikroplara karşı bariyer fonksiyonu açısından çok gereklidir. Maalesef “kulak kiri” gibi olumsuz bir ifadeyle adlandırılmaktadır. Bu salgı “kir” olarak görülüp kulaktan çubuk-pamuk vb. sokularak çıkarılmaya çalışılırsa; hem kulak cildinde kaşıntı ve kuruluğa hem de dış kulak yolu enfeksiyonlarında artışa yol açar. Ayrıca vücut daha fazla üretmek durumunda kalır ve salgı zarın üzerine doğru sıkıştırılabilir. Tüm bu sebeplerden doktorunuz size aksini söylemedikçe ne sudan korumaya çalışın ne de kulağın suyunu almak veya “temizlemek” için kulağa birşeyler sokun.

• Sesiniz kısılırsa üzerine gitmeyin. Mümkün olduğunca konuşmamaya çalışarak sesinizi dinlendirin. Ses kısıkken ses çıkarmaya çalışmak, ayak burkulmuşken koşmaya çalışmaya benzer. Ancak 2 hafta geçmeyen veya giderek artan ses kısıklıklarında mutlaka detaylı bir KBB muayenesi yapılmalıdır.

• İster eğlence amaçlı ister iş ister meslek ne sebeple maruz kalınırsa kalınsın; yüksek ses zararlıdır. Bizim sessizlikte en küçük çıtırtıyı duymak için hassaslaşmış kulaklarımız gürültülü şehir hayatına çok da uygun değildir. Her kulağın kaldırabileceği, doz ve sürenin oluşturduğu bir “ses yükü” vardır. Bu kapasite ileri yaşlar yerine genç yaşlarda dolmasın istiyorsak ses maruziyetimizi azaltmalıyız. Özellikle yüksek sesli müzik dinleyenler, gürültülü iş ortamları olanlar, silah veya makine sesine rutin olarak maruz kalanlar bu önerimi dikkate almazlarsa işitme azlığı yaşamaları kaçınılmazdır. Örneğin; bangır bangır bir düğün bir senelik ses dozunu bir günde verebilir. Ben bu tip durumlarda kullanmak için cebimde iş güvenliği veya atıcılar adına üretilmiş kulak tıkaçlarından bulunduruyorum. Ayrıca kulaklıklarda %80 sesin aşılmaması, bir seferde 90 dakikadan uzun süre kullanılmaması ve aktif gürültü önleme fonksiyonundan faydalanılması önerilmektedir.

• Alkolün güvenli veya faydalı olduğu bir doz yoktur. Bir kanserojen olan alkolün zararı dozu ile birlikte artmaktadır. Artan dozlarda alkol, uykuda tıkayıcı solunum sıkıntıları veya reflü gibi ek hastalıkları da tetiklemektedir.

Denge; çeşitli organlardan toplanan bilgilerin beyinde işlenmesi ve kasların komuta edilmesi ile sağlanır. Dolayısıyla denge için hareketli olmak, güçlü olmak, dengeyi kontrollü olarak zorlayacak aktivitelerde bulunmak çok faydalıdır. Denge ne kadar zorlanmaya alışıksa bir denge bozulmasında düşmeme olasılığımız o kadar yükselir. Baş dönmesi olursa da semptom belirginken ilk fırsatta bu konu ile ilgilenen bir KBB doktoruna başvurmayı ihmal etmeyin.

• Uykuda nefes tıkanması, sık uyanma, sabah yorgun uyanma, gün içinde uykusuzluk ve horlama tıkayıcı uyku bozukluğunun semptomlarıdır. Toplumda çok sık görülen bu hastalığın ne kadar ciddi olduğu genellikle bilinmemektedir. Her gece onlarca veya yüzlerce kez nefesin tıkanması, hava açlığı yaşanması panik ya da stres hormonlarının salınması, uyku kalitesinin düşmesi, yorgunluk, yüksek tansiyon, insülin direnci, kalp damar hastalıkları gibi birçok kronik hastalığa ve gündüz direksiyon başında uyumak gibi sebeplerle kazalara neden olabilmektedir. Bu hastalık multidisipliner bir yaklaşımla başarıyla tedavi edilebilmektedir.

• Yaşa bağlı işitme azlığı doğası gereği ilerleyicidir. Hem işitme eşikleri hem de işitilenlerin ne kadarının anlaşılabildiği yaş ilerledikçe kötüleşir. Bu hastalık; konuşulanları anlama hala yüksekken yakalanabilirse işitme cihazını düzenli kullanmaya adapte olabilme ve ondan görülecek fayda yüksek olmaktadır. Cihazların desteğiyle beyindeki konuşma merkezlerinin uyarılması sağlanmaktadır. Böylece ayırt etmenin azalması, sosyal izolasyon, depresyon ve demansa ilerleyebilecek süreç yavaşlatılabilmekte, daha kaliteli bir yaşam mümkün olabilmektedir. Bu nedenle; 65 yaşından büyük hastalarıma işitme sorunu olmasa bile tarama amaçlı bir işitme testi öneriyorum.

• Soğuk havada daha çok hasta olma sebebimiz; soğuktan kaçmak için kapalı, havalandırılmayan ortamlarda bir arada bulunmamız ve birbirimize hastalık bulaştırmamızdır. Burun tıkanıklığı nedeniyle soğuk ve kuru havada ağızdan nefes alanlarda, gece ağız açık uyuyanlarda veya yüksek sesle çok konuşanlarda ise boğazdaki mukozanın soğuması ya da kuruması nedeniyle hastalık direnci bir miktar düşmektedir.

Yazar Hakkında /

Yazmaya başlayın ve aramak için Entera basın